18. Bölüm

2.5K 233 80
                                    

                                        ***

Can vuruşlarım her nağme ile dökülür ruhuna.

İçimde ki soluğum, çıkarda göğsümden olur emrine amade.

Nazarın, kılıcımın ucunda ki kıvraklığım,

 Yasaklı yüzünün aşığıyım.

Savrulan her kum tanesine adını yazarken ben

Sen bilmezsin sana ettiğim danslarımın 

Düşmen için beklediğim tuzaklarım olduğunu.

Ve işte ilk zaferimi tattım gözlerinde, beni soran dilinde

                                    ***


Adala karşısında duran ve kendisine alaycı bakışlar atan adamı süzdü tiksintiyle. Bu adam kendisine evlenmemi teklif ediyordu şimdi? Eğer öyleyse hiç hoşlanmamıştı genç kız bu tekliften. Bir oyuna karar verdi yaramaz, güzel gülümsemesi eşliğinde...

Hem bu oyunla babasının emrivaki gibi olan evlilik kararını ekarte etmiş olacaktı, hem de karşında korkusuzca gözlerinin içine bakabilen bu ukala adama bir ders verecekti. Alacağı keyif ise tüm bunların da üstündeydi doğrusu. Gerçi adam oldukça yakışıklıydı ama dolu bir bardağı tek damla su bile taşırabilirdi değil mi? Onun gönlü ise çok uzun zaman önce ruhsuz bir adamın aşkıyla dolmuştu bile ve hatta taşmıştı dahi.

"Sen Mazen Bin Sahid el Garfan, beni kendine eş olarak alabileceğini düşünen bir cahilsin. Ben seçilmem Gafran oğlu, seçerim ve senin benim seçtiklerim arasında adının gölgesi bile yok!"

"Demişlerdi."

"Neyi?"

"Güzelliğin kadar keskin bir dilin olduğunu güzel êmira. Beni sına, eğer beğenirsen seçtiklerin arasına koy ve bırak onlarla senin için savaşayım."

Adala turkuaz gözlerini baygın bir eda ile kapadı, derin derin birkaç soluk hapsetti yüreğine, aşk dolu baktı karşısında ki adama. "Baldan tatlı sözler, kadife kumaş kadar yumuşak bakışlar ve ay. Aslında tepemizde beynimizi yakan bir çöl güneşi var ama şimdilik görmezden gelebiliriz öyle değil mi Mazen?"

"Sen iste güneş bile ay olur."

"Sahi mi?" derken, o keskin dilli kız değilde, saf bir genç kızı oynuyordu Adala. Karşısında ki adam ise mest olmuştu onun bu haline. Mazen kendini çok şanslı hissediyordu çünkü bu güzel yaratığı birkaç tatlı söz ve bakışla aşkına hazır hale getirebilmişti. Hem onun turkuaz gözlerine, kendi karanlık gözlerinden daha çok ne yakışabilirdi ki? Şeyh Gafran Bin Sahid'in en küçük ve yakışıklı oğlu, şehrinin gözde bekarı, kılıç ustası bir delikanlıydı Mazen.

Şimdi ise bir Esved êmirasının kalbine konmak üzereydi, gerçekten şanslıydı genç adam. Herkes bu kızdan korkuyla bahsettiğinde ilgisini çeken Adala Bin Esved'in peşine düşmüştü haftalar önce. Söylenenlere göre kızın dili; yalmanı keskin bir kılıç iken, güzelliği efsaneviymiş. Mazen kızı bir kez daha alıcı gözle süzdü ve anlatılanların eksiliğinden dem vurdu.

Bu kızı tarif edecek bir söz var mıydı dünya üzerinde? Üstelik çadorsuz yakalamıştı onu ve gördüklerinden sonra ölüm bile ayıramazdı kendisinden, bu dünya güzelini. Kızın siyah saçları dalga öbekleri halinde göğsüne ve beline akıyordu adeta. Gözlerinin rengi herkes gibi Mazen'in de aklını almıştı ilk saniyede ve dudakları. "Allah'ım bir çift kandamlası adeta!" dedi içinden. Boyu ise uzundu doğrusu, neredeyse Mazen'in gözlerine denk gelirdi gözleri, yani aşağı yukarı bir yetmiş beş olmalıydı.

Çöl Kırağı (Kum Diyarı Aşkları-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin