Hiçbir şeyden şikayet etmeyen bünyesi bu bir haftada isyan bayrağını çekmişti. Sürekli yatmak psikolojisine iyi gelmiyordu. Birilerine muhtaç olmak ise hiç hoş değildi. İnsan, Tanrı karşısında acizdi. Fakat insanlara karşı aciz olmak kötü hissettiriyordu. Kaya Ailesinden yana sıkıntısı yoktu elbette. Ona çok iyi bakıyorlardı. Bu yardımlarına minnettardı. Sürekli onları zor durumda bırakıyormuş gibi düşünse bile yüzlerinde en ufak bir belirtisini göremiyordu Andre.
Herkes işleriyle meşgul olduğundan evde sadece Aişe Hanım ve ikizler vardı. Zilin çalmasıyla Aişe Hanım okuduğu kitabın başından kalkıp kapıyı açmaya gitti. İkizler de Colin Abi diye peşine takılmıştı. Andre' nin evde dinlenmesi gerektiğinden beri Colin her fırsatını bulduğunda ziyaretine geliyordu.
Andre uzandığı koltukta doğrulmaya çalışırken kapıdan giren Lynde' yle şaşırmıştı. Lynde o sırada ikizlerin soru yağmuruna tutulduğu için ifadesini görememişti.
'Sen abimin okuldan arkadaşı mısın?'
'Abimin hiç kız arkadaşı olmadığını düşünürdüm. Adın ne?'
Lynde Andre' nin kardeşleri olduğunu biliyordu. Fakat bu kadar küçük olduklarından haberdar değildi. Onların meraklı sorularına içtenlikle yanıt verdi.
'Evet okuldan arkadaşıyım. Adım Lynde. Sizin adınız ne bakalım?'
'Benim adım Angle.'
'Benim adım da Anglia.'
'Tanıştığıma memnun oldum.'
İkizler hep bir ağızdan 'Biz de' derken daha önceden yaptıkları resmin başına döndüler. Lynde' nin çekingen tavırlarını fark eden Aişe Hanım her zamanki sevecenliğiyle devreye girdi.
'Kapıda kaldın kızım. Geç otur. Ne içersin?'
'Ben sadece geçmiş olsuna geldim, zahmet etmeyin lütfen.'
Andre' nin yanındaki sandalyeye oturan Lynde kadının bu tatlı tavrına hayran kalmıştı.
'Olur mu kızım? Bir şey ikram etmeden içim rahat etmez.'
Daha fazla kaçışı olmadığını anlayınca pes etti.
'Kahve olsun o zaman.'
'Nasıl içersin kızım?'
'Sade lütfen.'
'Siz keyfinize bakın. Ben kahvelerinizi hazırlayayım. Kızlar bana yardım etmek ister misiniz?'
Kızlar hevesle 'olurrr' derken bu anlayışlı tavra tebessüm etti Lynde.
Aişe Hanım ve ikizlerin mutfağa gitmesiyle ortam bir süre sessizliğe büründü. Lynde Andre' nin aklından geçen bütün soruları gözlerinden okuyabiliyordu: 'Neden geldin? Neden kendine bunu yapıyorsun? Konuşacak neyimiz kaldı ki?'. Buna daha fazla tahammül edemeyeceğini anlayınca konuşmaya başlayan taraf oldu. Sükuneti bozarsa bundan kaçabileceğini düşünüyordu.
'Geçmiş olsun. Bir haftadır gelmeyince endişelendim. Hem de geçen seneki notlarımı getireyim dedim. Geri kalma derslerden.'
'Teşekkür ederim, zahmet etmişsin. Ben alırdım çocuklardan notları.'
Katlanamıyordu sevdiği adamın bu soğuk tavırlarına. İki güzel kelam edemez miydi? O aşık olduğu gamzelerini gösteremez miydi? Herkese dağıttığı o tatlı ifadeden Lynde niye yararlanamıyordu? Suçu sevmek miydi? Onu o güzel gözlerden mahrum eden, sevgisi miydi? Bu yüzden mi kendisine sevecen davranmaya tenezzül etmiyordu? Kötü bir şey miydi bu yaptığı? Kalbindeki yangın ne kadar fazlaysa cümleleri o kadar kayıtsızdı. Ya da yüzsüz.
'Biliyorum ama seni görmek istedim.'
Andre Lynde' yi kırmadan bu işin içinden nasıl çıkacağını bilmiyordu. Ne yapmalıydı onu bu sevgiden vazgeçirmek için? Böyle olmak ruhunu suçluluk hissiyle doldursa da başka türlü nasıl davranabilirdi?
'Lynde bunu konuştuk. Sana umut vermek istemiyorum. Şu an önceliklerim var. Böyle yaparak ikimizi de yıpratıyorsun. Çok iyisin ama ben sana karşı o tarz duygular beslemiyorum.'
Lynde derin bir nefes aldı.
'Biliyorum. Her şeyin farkındayım. Ama bana karşı bencillik etmiyor musun? Benim duygularımın seninle alakası yok tamam mı? Kendini suçlu hissetmene gerek de yok bu yüzden. Sadece seni görmeme izin veremez misin? Senden karşılık beklemiyorum.'
Lynde karşısında kim olursa olsun çekinmeden konuşurdu ve bu huyu her zaman hoşuna giderdi Andre' nin. Derslerde yaptığı yorumlar hocaları daima etkilerdi. Hukukçu sözcüğü tam manasıyla onu tanımlıyordu. Fakat şu an bu özelliği onu mahvediyordu. Biraz cesaretsiz olsa işi daha kolay olurdu.
'Bunun doğru olmadığını ikimiz de biliyoruz Lynde. Arkadaş olamayız. En ufak bir hareketimi yanlış yorumlamanı istemiyorum.'
Daha fazla tahammül edemedi Lynde.
'Haklısın. Beni sevmeni istiyorum. Delicesine beni sevmeni istiyorum. Uzun bir süre beni sevmeyeceğinin de farkındayım. Her şeye rağmen ben... Ben beklerim. Beni seveceğin güne kadar beklerim. Bundan rahatsızlık duymam. Önceliklerin neyse halledersin.'
Lynde elini tutmaya çalışınca geri çekti Andre. Hiçbir şeyden emin olamazdı insan. Geleceğin ne getireceğini, ne götüreceğini bilemezdi. Fakat Andre bir şeyden emindi. Sezgileri ona farklı düşünceler fısıldıyordu. Kaderi Lynde değildi.
'Bekleme. Ben değilim Lynde. O adam ben değilim.'
Lynde cevap veremeden ikizler kapıdan içeri girdi. Ardından da Aişe Hanım elinde tepsiyle geldi. Kahveleri içerken havadan sudan konuştular.
'Ben kalksam iyi olacak. Her şey için teşekkürler.'
'Yemeğe kalsaydın kızım.'
Aişe Hanım böyle içten konuştukça yüreği sıcacık oluyordu. Enerjisi öyle yoğundu ki kendini kötü hissetse bile yüzünde bir tebessüm oluştu. Ne kadar kalmayı istese de yüzsüzlüğe lüzum olmadığından teklifi reddetti.
'Yok teşekkürler. Yeterince zahmet verdim. Halletmem gereken işler var.'
Aişe Hanım ayıplarcasına baktı.
'Zahmet filan olmadı kızım. Misafir her zaman başımızın tacıdır. İşim var diyorsan bir şey diyemem. Başka zaman bekleriz.'
Verecek cevabı olmadığından sadece tebessüm etti.
'İyi günler. Geçmiş olsun Andre tekrardan.'
'Teşekkürler Lynde. Notlar için de.'
'Rica ederim. Hoş çakalın kızlar.'
'Görüşürüz Lynde.'
İkizlere sarılan Lynde onların tatlılığına hayran kalmıştı. Abilerinden göremediği ilgiyi miniklerin ona vermesi mutsuzluğuna bir nebze merhem olmuştu.
Lynde gittikten sonra Andre rahatladığını hissetti. Onun için en iyisini dilemekten başka yapabileceği bir şey yoktu. Günün birinde onu seven biriyle karşılaşacaktı mutlaka. Aişe Hanım' ın Lynde hakkında bir şey sormamasına ise ayrıca sevinmişti. Açıklama yapacak enerjisi yoktu. Fakat içinde farkına varamadığı bir yer yanlış anlamamış olmasını umuyordu.
BÖLÜM SONU
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Demlenen Kalp
RomanceKalbin yol göstericiliği olmasa, ruh aradıklarını bulabilir mi ki?