Hümeyra, kahvaltı masasını son kez kontrol edip kızları kaldırmaya gitti. Eğer ilk onları kaldırmazsa uyanmaları baya vakit alıyordu. Odaya girdiğinde ilk iş kalın perdeleri çekip pencereyi açmak oldu. İkisinin de alınları küçük bir öpücük kondurduktan sonra konuşmaya başladı.
'Hadi bakalım uyuyan güzeller. Kalkın artık. Aç bir Hümeyra görmek istemezsiniz.'
Kızların sese tepkileri yalnızca yorganı biraz daha üstlerine çekmek oldu.
'Tek birlikte kahvaltı yaptığımız günde, beni böylesine yalnız mı bırakacaksınız?'
Anglia ve Angle anlaşmış gibi bir anda kalkıp Hümeyra' nın üzerine atladılar.
'Ablaya hain planlar öyle mi? Görürsünüz siz?'
İkisini birden yatağa yatırıp gıdıklamaya başlayınca ikizlerin kahkahaları odaya doldurdu. Gülmelerinin arasından zar zor 'Dur abla' diyebiliyorlardı. Onlar zamanı unutup eğlenmeye dalmışken kapının açıldığını fark etmemişlerdi bile.
Karşısındaki manzarayı gören Aişe Hanım tebessümle onları izledi. Bu demek değildi ki onlara kızmayacak.
'Odayı yine savaş alanına çevirmişsiniz ama. Ben sizinle ne yapacağım böyle?'
Hümeyra' nın işaretiyle bu sefer hep birlikte Aişe Hanım' a saldırdılar.
'Tamam yeterin artık. Ben yaşlı bir kadınım. Yormayın beni. Ahh deli kızlar.'
Keyifli bir şekilde güne başlamışlardı. Aişe Hanım söylense bile içten içe seviyordu kızların bu enerjilerini. Kendisi Asım Bey' i kaldırmaya gittiğinde Hümeyra üstünü başını düzeltip mutfağa geçti. Kaynayan çayı masaya götürürken Umut ve Andre' yi çağırmaya giden ikizler de dönmüştü. Herkes sofraya oturduğunda keyifli bir kahvaltı seremonisi başladı.
'Bugün hep birlikte lunaparka gitsek ya?'
Anglia' nın ortaya attığı fikri Angle onayladı.
'Uzun zamandır birlikte dışarı çıkıp bir şeyler yapmıyoruz. Olmaz mı?'
Kedi gibi kendisine bakan kızlara göz kırptı Umut.
'Bence de gidelim. Bizim için de değişiklik olur. Değil mi kardeşim?
Kendisine yöneltilen soruya 'Fark etmez' diye karşılık verdi Andre.
Aişe Hanım 'Bize hiç bakmayın. Siz gençler eğlenin' deyince Asım Bey hanımını onayladı.
Andre göz ucuyla Hümeyra' ya baktığında yüzünde olumlu bir tepki görmek için can atıyordu. Ne zaman bir yere gidecek olsalar mutlaka kaçış yolu buluyordu. Bir tek Aişe Hanımlar olunca gelme nezaketi gösteriyordu.
'Siz gidin, tüm hafta yorulunca bugün evde kalıp dinlenmem daha iyi olur.'
Hümeyra' nın cevabı Andre' yi şaşırtmamıştı. Fakat içindeki ufacık ümidin parçalanıp kalbine batması canını acıtmıştı. Kızlardan itiraz nidaları yükselirken Aişe Hanım arayı girdi.
'Kızım kırma kızları istersen. Hem sen seversin lunaparkı. Çok geç olmadan gelirsiniz. Sen de dinlenirsin.'
'Evet abla, lütfen lütfen gelll.'
'Tek izin gününde bizi böylesine yalnız mı bırakacaksın?'
Kendi lafını kendisine kullanan Angle' a 'çok fenasın sen' bakışını attı. Şimdiki gençler hiçbir fırsatı kaçırmıyordu. Hümeyra yaşlanmıştı sanki de böyle laflar ediyordu. İçindeki düşüncelere güldüğünde sofradaki herkes bu duruma alıştığından tepki vermemişti.
'Ne naz yaptın kızım ya geleceksen gel işte. İlla kendini ön plana atacaksın.'
Yanında oturan Umut' un omzuna yumruk atıp sinirle baktı.
'Naz filan yapmıyorum ben. Herkesi kendin sanma.'
Ellerini göğsünde birleştirip ikizine bakmayı reddetti. Bu haliyle küçük çocuklar gibiydi.
'Bu yaptığın ne o zaman cadı?'
'Beni göremeyince uğraşasın geldi herhalde senin.'
'Evet seni o kadar çok özledim ki sensiz bir yere gidesim gelmiyor.'
Her ne kadar sözler alayla söylenmiş olsa da Hümeyra bu sefer Umut' u reddetmedi.
'İyi madem seni bensiz koymayayım. Ben de geliyorum.'
Kızlar sevinçle Hümeyra' nın boynuna sarıldı.
'Bugün benim zavallı boynum kırılmaz umarım.'
Muziplikle söylenen cümleler sofradaki herkesin yüzünde tebessümler oluşturdu. Andre' nin gülümsemesinin sebebi ise Hümeyra'nın gelecek olmasıydı. Onunla ilgili her şey kendisini mutlu ediyordu. Çocuksu tavırları, yaydığı enerji, gözlerindeki derinlik, kıvrılan dudakları, yaptığı sakarlıklar. Hepsi içindeki coşkuya sebepti. Tanrı biliyor ya sadece mutlu ettiği için değil verdiği acıyı bile seviyordu.
Kahvaltı faslı bittikten sonra geç olmadan hazırlanıp çıktılar. Hümeyra yeni aldığı ehliyeti öne sürerek arabayı kullanacağım diye tutturunca Umut isteksizce anahtarı uzatmıştı.
'Andre görüyor musun? Kocaman kız oldu ama hala mızmız çocuklar gibi davranıyor.'
Her zaman birbirlerine takılmayı adet haline getirdiklerinden iletişimlerine karışmıyordu Andre ve ikizler. Bundan önceki tecrübelerine dayanarak karışırlarsa burunlarından fitil fitil getireceklerini biliyorlardı. Taraf tutmamak kendileri için en güvenlisiydi.
Umut laf söylüyordu. Fakat Andre erken olgunlaştığını göz önünde bulundurursa çocuksu olmak güzeldi. Hayata toz pembe bakabilmek ya da Hümeyra' nın yaptığı gibi acımasız gerçeklere inat hayata umutla bakabilmek.
Lunaparka geldiklerinde biletleri alıp çarpışan arabalara doğru ilerlediler. Bilet parasını üç kişi de vermekte ısrar edince taş, kağıt, makas yapmak zorunda kalmışlardı. Çocuksu olan Hümeyra gibi gözükmesine rağmen erkeklerin de ondan geri kalır yanı yoktu. Nihayetinde parayı Andre vermişti.
Çarpışan arabalara Angle Umut' la, Anglia ise Andre' yle binince Hümeyra tek kaldı. Savaşa gelmiş gibi birbirlerine çarparken oldukça eğleniyorlardı. Daha sonra gondola binmek isteyen Hümeyra' ya Umut korktuğu için itiraz etti. İkizlerde binemeyince Umut' un kolundan tutup atlı karıncaya götürdü. Andre ve Hümeyra yalnız kalmıştı.
'Binebiliriz istersen.'
'Korkuyorsan ben tek de binebilirim.'
'Yok ben de çok severim.'
Birisi gondolun bir ucuna diğeri öbür ucuna oturdu. Andre Hümeyra hakkında her yeni öğrendiği bilgiyle yeniden doğduğunu hissediyordu. Ortak noktaları olması ise ayrı bir mutluluk vericiydi. Hislerini dizginlemeye çalıştıkça böylesine birlikte vakit geçirirlerse içindeki bu duyguyla nasıl başa çıkacaktı?
BÖLÜM SONU
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Demlenen Kalp
RomansaKalbin yol göstericiliği olmasa, ruh aradıklarını bulabilir mi ki?