Eve gelince üzerini değiştirip sofraya oturdu Hümeyra. Kendini işe kaptırdığında çok sevdiği yemek yeme eylemini bile atlayabiliyordu. O yüzden kurt gibi acıkmıştı. Tok olsa dahi annesinin elinden çıkma bu yemekleri tatmadan durabileceğini zannetmiyordu. Aişe Hanım cidden işini biliyordu. Yemeklerden gözü hiçbir şeyi görmezken sofradaki eksikliği fark etmesi biraz zaman aldı.
'Andre nerede?'
'Beyni yeni yeni uyanmaya başladı.'
Umut' un attığı lafa aldırmadan kendisine cevap veren Angle' a yöneltti bakışlarını. Bir yandan da yemek yemeyi ihmal etmiyordu.
'Son zamanlar önemli bir davayla uğraştığından ofisinde sabahlayacak galiba. Umut Abi' yle birazdan yemek götüreceğiz.'
Hümeyra lokmasını yutarken anladığını belirtircesine kafasını salladı.
'İnşAllah hayırlı bir şekilde sonuçlanır.'
'İnşAllah.'
Anglia' nın söylediği kelime herkesi şaşkına uğratmıştı. Hümeyra, dolmaya götürdüğü çatalını yanlışlıkla çorbaya daldırmıştı kelimenin anlık etkisiyle. Diğer aile üyelerinin de ondan geri kalır yanı yoktu. Söylediğinin bilincinde olmadığını bildiklerinden belli etmemek için gereksizce çabalasalar dahi kimse yüzündeki tebessüme engel olamıyordu.
Hayat hızla akıp giderken ruhlarına ilmek ilmek işlenen fikirlerin farkına bile varamamıştı çocuklar. Klonlamış gibi görünen günler aslında bilinç altlarına inen güzel düşüncelere gebeydi ve artık doğmuştu. İkizler bilmiyordu ama uzun zaman önce Müslümanlığın kolları arasına sokulmuşlardı. İslam zaten onları her daim kucakladığından çokta zor olmamıştı benimsemeleri.
Mesela evde kim Kur' an-ı Kerim okuyacak olsa soluğu hemen onun yanında alıyorlardı. Ne işleri olursa olsun bırakacak kadar çok seviyorlardı dinlemeyi. Hatta Aişe Hanım bir keresinde Angle' ın, Kur' an-ı Kerim dinlerken gözlerinden akan boncuk yaşlara şahit olmuştu. Ayrıca arada sırada Hümeyra' nın kıyafetleriyle gösteri yapmaya bayılıyorlardı. Zaten yeterince tatlı olmaları yetmiyormuş gibi, kapalılıkla taçlanıyordu güzellikleri. Davranışları, hareketleri her zaman düzgün olsa da İslam' la iyice kıvamına oturmuştu. Kaya Ailesi için bu öylesine mutluluk vericiydi ki. Bu güzelliğe vesile olmak herkese nasip olmuyordu. Ne kadar şükür etseler azdı.
Yemekler keyifle yendikten sonra Hümeyra kızlarla sofrayı toparladı. Çay faslına kadar hasta dosyalarını incelemek üzere odasına çekildi. Anglia da ödevlerinin başına geçmişti. Aişe Hanım ve Asım Bey akşam ritüellerinden biri olan kitap okuma yarışına giriştiler vakit kaybetmeden. Kıran kırana giden mücadelelerinde galip genellikle Aişe Hanım oluyordu. Tabii Asım Bey' in eşine çaktırmadan gösterdiği tolerans buna sebep olabilirdi. Eşinin kazandığındaki gülümsemesi keyfine keyif katıyordu. O yüzden yenilmeyi umursamıyordu. Fakat farkı fazla açmamaya gayret ediyordu. Anlaşılmamak önemliydi. Otuz yıllık evlilikleri boyunca Asım Bey eşiyle evlendiği için bir kez olsun pişmanlık duymamıştı ve onun gülümsemesi için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Aişe Hanım için de aynı sözler geçerliydi. Dünyaya tekrar gelseler yine birbirleriyle ömürlerini paylaşırlardı.
Umut' un gün boyu çizimlerle uğraşması gerektiğinden vücudu sık sık ağrıyordu. Beyninin işinden zevk alması, bedeninin pek hoşuna gitmiyordu. Onu mutlu etmek için denk geldiğinde amatör basket takımıyla maçlar yapıyordu. Bugün o günlerden biriydi. Normalde Andre' nin de gelmesi gerekirdi. Fakat şu sıralar dostunun kafasını kaldıracak vakti yoktu. Çalışmalarının karşılığını alması için Umut dualarını ondan eksik etmiyordu. Her şeyi dalgaya alan bir yapısı olduğunu kabul etmesine rağmen haksızlığa asla tahammül edemiyordu. Böyle vicdansızlıkları insanların midesi nasıl kaldırıyordu gerçekten anlamıyordu. Anlamakta istemiyordu. Böyle biri bırak amca denmesini insan kelimesini bile kaldıramazdı. Andre her şeyin en iyisini hak ediyordu. Fakat biraz daha yemek götürmezlerse dostunun sağlığının iyi olacağından emin değildi. Emin olduğu tek şey kahvaltı bile yapmadan kağıt tomarlarına gömüldüğüydü. Onlarca bardak içilen kahveyi saymıyordu bile. Zaman kaybetmeden antrenman malzemelerini aldı ve Angle' la yola çıktılar.
Hümeyra tam maili göndereceği sıra kapanan bilgisayarla sinirlenmemeye çalıştı. Saatlerce uğraştıktan sonra beyin hücrelerinin sağlam kaldığına şükredip kızmaması gerekiyordu. Umut' un bilgisayarını alıp halledebilirdi. Çay keyfini yarıda bırakmıştı üstelik. Bu kadar uzun süreceği kimin aklına gelirdi ki? Kafasını iki yana sallayıp iyi tarafını da kötü tarafını da susturdu. Kitabından başını kaldırıp kendisine gülen Anglia' ya dil çıkardı ve ayağa kalktı.
'Anne Umut daha gelmedi mi?'
Aişe Hanım eşiyle sohbetini bölüp kızına cevap verdi.
'Maça gittiler ya daha gelmezler.'
Hümeyra hemen burun kıvırdı. Bir yandan kendi kendine söyleniyordu. 'Kendi gidiyor tamam ama, benim minik Angle' ımı niye götürüyor ki? Bu saatte sahada ne işi var miniğimin?
'Neyse ben yukarıya çıkıp Umut' un bilgisayarını alacağım. Benimki yine kendi kendine kapanmaya başladı. Format istiyor canı.'
Asım Bey eşiyle Hümeyra' nın bu haline çok gülüyorlardı.
'Ahh deli kızım benim.'
'Deli ki ne deli?'
BÖLÜM SONU
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Demlenen Kalp
RomanceKalbin yol göstericiliği olmasa, ruh aradıklarını bulabilir mi ki?