'Öyle değil. Kollarını biraz daha yukarı kaldırman gerekiyor Andre.'
Söylediklerini yaptı.
'Böyle mi?'
Hümeyra sahte bir kızgınlıkla eşinin yanına gitti ve kollarını sanki ciddi bir işle meşgulmüşçesine düzeltti. Bu durum Andre' yi oldukça eğlendiriyordu. Tabi fırsattan istifade yanağına bir öpücük kondurmayı ihmal etmedi.
'Ama sen işimi sabote ediyorsun.'
'Beni böyle de seviyorsun.'
Andre eşine beklentiyle bakarken Hümeyra dayanamayarak pes etti ve gülmeye başladı. O deniz mavisi gözler kendine aşkla bakarken nasıl sinirli kalabilirdi ki?
'Seni her halinle seviyorum.'
Yüzünü elleri arasına alarak bir öpücük kondurdu. Boy farkıyla biraz zorlanmıştı. Fakat böyle yapmayı seviyordu.
'Benim repliğimi çalıyorsun Hümeyra' m.'
'Erkeklere özgü olduğunu kim söyledi. Sonuçta anlamı bağlılık değil mi? Ben de sana bağlıyım. Peygamber Efendimiz (s.a.v) Hz. Aişe' ye nasıl bağlıysa.'
İkisi de aynı anda söyledi.
'Kördüğüm gibi.'
Andre hazır dikkatleri dağılmışken araya girdi.
'Sonra devam edelim bence. Çok acıktım.'
'O mükemmel el becerilerinle bana yardım edeceksen neden olmasın?'
Tebessümle kocasına baktı. Andre olur dercesine kolunu eşinin omzuna attı ve birlikte mutfağa ilerlediler. Bu arada Hümeyra lafını esirgemedi.
'Şimdiden böyleysen yarın ne yapacaksın merak ediyorum kocacığım.'
Andre derin bir nefes verdi ve midesine baktı.
'Ben de merak ediyorum karıcığım.'
İsteme merasimin üzerinden bir ay geçmişti. Herkes için oldukça yoğun bir zaman dilimiydi. Düğün hazırlıklarının bu kadar yorucu olacağını kimse tahmin etmiyordu. Normalde Edinburgh' ta gerçekleşen nikaha sadece çok yakınlar davet edilecekti. Fakat yurtdışına çıkamayacak tanıdıklar da olunca sade bir törene dönüşmüştü.
Nikahtan sonra ki ilk durak Kaya Ailesinin memleketi olan Antalya' ydı. İskoçya havasına alışkın olan Walker Ailesine Akdeniz havası oldukça canlı gelmişti. Masmavi gökyüzüyle birleşen deniz, Hümeyra' nın maviye olan zaafını açıklıyordu. Orada oynamasız bir düğün gerçekleştirildi. Andre' nin ve ikizlerin ilk kez izlediği sema gösterisi sadece onları değil herkesi fazlasıyla etkilemişti. Daha sonra ise Rize seyahati başladı. Doğayla iç içe olan bu şehirle tekrardan buluşmak hepsi için mutluluk vericiydi. Rize de Hümeyra' yı hatırlatıyordu Andre' ye. Gözlerinin yeşilini.
Yasemin' in ailesinin yoğun isteği üzerine orada ise oynamalı bir düğün yapıldı. Böyle şeyler Kaya Ailesine pek cazip gelmiyordu elbet. Yine de bazı durumlarda ortak noktayı bulmak gerekiyordu. Bu arada düğünden önce iki yakın arkadaşa bayanlar arasında ortak bir kına gecesi düzenlemeyi ihmal etmediler. Hümeyra ayriyeten bir kına gecesi istememişti. Farklı memleketlerde olmak çifte düğün yapmalarına engel olmuştu ama kına gecesini yapmalarına engel değildi. Düğününden sonra yapması herkes tarafından garipsense de Hümeyra mutluydu.
O gece Hümeyra gözlerini kapattığında üniversite ikideki hayali zihnine düşmüştü. Gelecekteki eşiyle karşılıklı zeybek oynamak. İsteğini Andre' ye söylediğinde hayalini gerçekleştirmekten mutluluk duyacağını söylemişti. Bu yüzden şu an bunun için çalışıyorlardı. Pazar günü hep birlikte toplanma alışkanlıkları değişmemiş olsa da gündüzünde, taze çift birlikte vakit geçirmek istemişti. İkizler de bu sırada arkadaşlarıyla dışarıda oynuyordu. Akşam bütün aile yemekte toplanacaklardı. Yeni evlerinde. Andre' nin çocukluk evinde. O evin eşi için ne kadar kıymetli olduğunu bildiğinden ayrıca bir yere taşınmalarına gerek olmadığını söylemişti Hümeyra. İkizlerle birlikte düğün dönüşünde buraya taşınmışlardı. Tabi birkaç düzenlemeden geçirerek.
Aynı şehirde olmalarına rağmen mesafenin uzaması Aişe Hanım' ı üzüyordu. Fakat çocuklarının mutlu olması yüreğini serinletiyordu. Allah' tan Umutların evi yakındı da çok fazla hasret çekmiyordu.
Bütün bunların dışında bu gece sahura kalkacaklardı. İlk defa oruç tutacak Andre' nin heyecanı elle tutulacak cinstendi. Huyları gittikçe Hümeyra' ya benziyordu. İçindeki karamsarlığın yerini bayramlıklarıyla uyuyan çocukların yaşadığı sevince benzer bir duygu kaplamıştı. Kalbinin böylesine coşkuyla dolmasının ebeveynlerinin bu dünyada olmayan bedenlerini huzura kavuşturduğunu en derininden hissediyordu Andre. Bu konuda tek üzüntüsü onların Müslümanlığı tatmamış olmasıydı. Ama Rabbine dua ediyordu; ailesi için, sevdikleri için, daima.
Birlikte bir şeyler atıştırdıktan sonra tekrardan çalışmaya başladılar. Biraz pratiğin ardından ikindi vaktinin girmesiyle abdestlerini alıp namaza durdular. Hümeyra her namaz vaktinde eşinin arkasında durmanın mutluluğunu yaşıyordu. Rabbine binlerce kez şükrediyordu ona hayırlı bir eş nasip ettiği için.
Kendi akşam yemeğini hazırlarken bir yandan da eşinin salonu süpürmesini izliyordu. Yüzünde hiç solmayan ve solmasını istemediği gülücükleriyle. Eve çoktan gelmiş olan ikizler merdivenlerden aşağı inip seslendiler.
'Hümeyra abla odamızı topladık. Yardım edilecek bir şey var mı?'
Hümeyra çıkardığı tabakları gösterdi.
'Bunları masaya yerleştirebilirsiniz.
Aynı anda 'Tamam.' diyerek tabakları salona götürdüler. Tam o sırada kapı çaldı.
'Ben bakarım.'
Andre kapıyı açtığında ilk teşrif eden Umut ve Yasemin olmuştu.
'Dostum sen biraz göbeklendin mi yoksa bana mı öyle geliyor.'
Andre şakacıktan karnına bir yumruk attı Umut' un.
'Bence sen beni aşmışsın kardeşim.'
Nihayetinde bütün misafirler gelip hep birlikte sofraya oturduklarında herkesin yüzünde tatlı bir tebessüm vardı. O tebessümler bazen solup bazen açacaktı elbet. Ama her şeye rağmen bütün duyguları birlikte yaşayacaklarının bilincindeydiler.
SON
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Demlenen Kalp
RomanceKalbin yol göstericiliği olmasa, ruh aradıklarını bulabilir mi ki?