özel bölüm

659 53 32
                                    

Bilinci uyandığında hemen gözlerini açmadı. Nasıl ruhuna dokunan şarkıyı defalarca dinliyorsa, nasıl sevdiği kitabın satırları arasında özlemle dolaşıyorsa, aynı duygularla yudumladı anı. Hissetmeye çalıştı sevdiğini, sevgisini, kokusunu...

Yeşil ormanları güne merhaba dediğinde eşinin siması karşıladı onu. Kalbinin sesi guguk kuşlarına eşlik etti. Yüzündeki tebessüm bir tablo misali ortak oldu atmosfere. Saniyeleri dakikalar takip etti aheste aheste. Hümeyra ise hapsolmuştu sanki sevdiğinin göz kapakları ardındaki mavi denizlere. Ulaşamadan boğulmuştu bile.

Elleri kendinden bağımsızca yüzünün önünde birleştirdiği ellerine gitti. Sıcaklığını hissetti. Kalbi bitap düştü atmaktan derken denizlerini bahşetti ona sevdiği adam.

'Günaydın... Hümeyra'm... Gündüzüme güneş, geceme ay sevdiceğim.'

Ellerinin üstündeki eli tuttu ve dudaklarına götürdü.

'Sözlerimin nefesi sevdiceğim.'

Kocasının elleri saçlarını usul usul okşamaya başlayınca gözlerini kapattı.

'Günaydın dualarımın kabulü sevdiceğim.'

Kısık bir kahkaha döküldü Andre' nin dudaklarından.

'Yarış istiyorsun yani Hümeyra Hanım?'

Hümeyra ayağa kalktı ve o güzel gülümsemelerinden sundu sevdiğine.

'Aklımı başımdan aldığınız doğru ama daha o kadar kaybetmedim bayım.'

///

Aralık ayı olmasına rağmen dışarı çıktıklarında onları tatlı bir güneş karşıladı. Hafif hafif esen rüzgar üşütmekten oldukça uzak iliklerine kadar ferahlık veriyordu.

'Alanya böyledir işte. Kışı, insanı evden çıkartmak istercesine ılık. İnsanlar buraya yazın geliyor. Fakat bunu hiçbir zaman anlayamadım. Alanya en çok nisan, mayıs, kasım ve aralık aylarında güzeldir.'

Sabahın nurunda sahile doğru ilerlerken şehir daha yeni yeni uyanıyordu.

'En tuhafı ise kışın tişört sandalet giyen insan da görürsün, mont ve bot giyen de.'

Andre Hümeyra' nın Alanya hakkında anlattığı her şeyi zevkle dinliyordu. Konuşurken kullandığı mimikleri öylesine doğaldı ki hayran kalmamak elde değildi. Bir an sevinçle parlayan gözleri bir an sonra bulutlarla kaplanabiliyordu. Şu bir yıllık evliliklerinden öğrendiği bir şey varsa o da ruh halinin değişkenliğiydi. Fakat yüzündeki tebessüm ağlarken bile orada durmayı başarıyordu ve Andre bu özelliğine bayılıyordu.

'Bugünkü planımız nedir?'

Hümeyra sanki bu soruyu bekliyormuşçasına hemen planlarını anlatmaya başladı.

'Önce sahilde güzelce kahvaltımızı yapacağız. Daha sonra seni kaleye çıkaracağım. O yüzden rahat giyinmeni söyledim. Çünkü arabayla gidersek hiçbir anlamı kalmaz. İşin güzelliği etrafı seyrede seyrede dolaşmakta. Orada işimiz bitince seni Dim çayına balık yemeye götüreceğim.'

Andre gelmeden önce Hümeyra' nın neden Alanya' ya bu kadar bağlı olduğunu anlayamıyordu. Fakat burayı görünce o da aşık olmuştu şehre. Denizi bile sevmesi için yeterliyken Kızılkule' sinden tersanesine, seyir terasından fenerine kadar her şey kendine çekiyordu. Hele Hümeyra' yla tersanedeki iskeleye oturdukları an, oldukça hoşuna gitmişti.

'Sen balık sevmezsin ki?'

Hümeyra dalganın ulaşamadığı kumların üzerine kaygısızca oturup gazetenin üzerine, aldıklarını koydu. Andre' de onu taklit etti.

Demlenen KalpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin