İflah Olmazlar

Dilek

Genç kız saatlerdir baktığı aynı noktaya bakmaya sürdürürken yanında ki adam odadaki bilmem kaçıncı turunu atıyordu.

''Bana neden yardım edesiniz ? '' Kızın dudaklarından dakikalar sonra savrulan cümle ile adamın bakışları tekrar kıza kaydı.Esmer uzun saçlarının omuzlarından aşağı akışına gereksiz yere fazlaca baktı.Kız bundan rahatsız olmuş olacak ki gözlerini yabani bir eda ile adama dikti.

''Bunun için sebeplerim var.'' diyen adamın dudağı hafifçe kıvrılmıştı.

''Kimseye güvenmem.'' diyen kızın sesinin bu denli soğuk çıkması kızı adam için daha da enteresan kılıyordu.

''Güvenmek zorunda değilsin birbirimiz yardımı ile ilerleyeceğiz.''

Kız kararsız bakışlarının ardından bir kez daha süzdü adamı.

''Nereden bileceğim beni yarı yolda bırakmayacağını ? '' Kız ayağa kalktığında adamın gözlerinde çizilen o masum kız profili biraz daha kararmıştı.Kızın duruşu dik kendinden emindi.

''Bilemezsin.'' diyen adama ruhsuzca güldü kız.

''Fakat senin bilmen gereken bir şey var.'' dediğinde adamın kaşları merakla havalandı.

'' Beni yarı yolda bırakırsan seni öldürürüm.''

Bu cümle öylesine boş bir tehdit değildi.Adam bunu anlayabiliyordu.Kızın bakışlarının derinliğinden her şey anlaşılıyordu.

''Hayır seninle sona kadar geleceğim fakat o sona geldiğimiz de yanında beni göremeyeceksin.''Genç adamın içinden geçenlerden habersiz olan kız ''Ben Nefes .'' dedi.

Bu teklifi kabul ettiğini gösteriyordu.Adam aldığı zafer ile gülümsedi.

''Ben de Saddam.''

''Al bunu iç.'' Barkın'ın bana uzattığı çorbayı kavrayıp kenara bıraktım.İkimizde fazlası ile sessiz bir kaosun içindeydik.

Ben onun bana anlattığı hayatının hüznünü içimde hissederken bir ailemin katillerinin izine bir nebze daha yaklaşmış olmanın verdiği sona gelmişliğin fikrine seviniyordum.

Ona bir şeyler sormak cevaplar almak istiyordum fakat bir yandan üzerine gitmek istemiyordum.Cam kenarında dikilen gövdesi heybetli bir ağacı andırıyordu bana.Onun hiç böyle bir hayat yaşamış olabileceğini düşünmemiştim.

Bir an her şeyi yakmak istedim.Parmak uçlarımdan akan nefretimin ateşini hepsi tatsın istedim.Onun için ölürdüm , onun için öldürürdüm.Bu düşünce bütün her yanımda gezdi ve usulca içimde bir yerlere sindi.

Ayaklarımı koltuktan indirip çıplak zeminle buluşturdum.Üzerimde duran siyah uzun tişört dizlerimin bir karış üzerinde bitiyor fazlaca bol duruyordu.Saçlarım özensizce dağılmışlar bitkin bir ifade veriyorlardı yüzüme.Umursamadım.

Adımlarımı duyduğunu biliyordum fakat bana dönmedi.Bir eli duvara dayanmış bakışları dışarıdaydı.Çıplak sırtına sardığım kollarını önünde birleştirip yanağımı sırtında ki mezara gömdüm.Sıcak tenine değen yanağım alev alıp yandığında heybetli bedenini sarabildiğim kadar çok sarmıştım.

Elleri karnında duran ellerimi çözdüğünde derin bir boşluğa savrulmaya meyl etmişken beni hızla önüne çekti.Duvara değen sırtım ve bu hareketi ile büyümüş gözlerimle ona bakarken bana anlam veremediğim kadar derin bakıyordu.

İri elleri sırtıma bir ok misali saplandığında bedeni bedenine savurdu.Parmak uçlarımda yükselip boynuna sarıldığımda elleri belimi sıkı sıkıya sarmıştı.Kafasını gömdüğü boynumdan beni kokladığını saklama gereği duymadan gösteriyordu.Kokumu her içine çekişinde beni sanki mümkünmüş gibi daha çok sıkıyordu.