Üç gündür Barkın'ı görmüyordum.Dört duvar arasına tıkanıp Saddam'a bakıyordum.Artık çok daha iyi sayılırdı.
''Dalgınsın.''
Camın kenarında oturuyordum.Ona dönüp başımı dizlerime koydum.Saçlarım yerlere aktı.
''Bilmem farkında değilim.''
Saddam inanmadığını belli eden bir bakış atıp televizyonu izlemeye geri döndü.
''Ben dışarı çıkıyorum.''
Arkamdan seslenen Saddam'ı umursamadan ceketimi alıp kendimi evden dışarı attım.Gün kararmak üzereydi.Akşam oluyordu.Güzel bir kızıllık sarmıştı şehri.Sokaklar ne tenha ne de çok kalabalıktı.
Ellerimi cebime sokup yürümeye başladım.Nereye gittiğimi düşünemiyordum.Güzel şeyleri görmeye çalışıyordum.Güzel hiç bir şey göremiyordum.Bünyem zayıf düşmüştü.Barkın'ı özlüyordum ama ona kızgındım.Gerçi o da benimle konuşmak için bir girişimde bulunmuyordu ya .
Bir şeyler yapmak için etrafıma bakındığım sırada karşımda ki kuaförü gördüm.Elime gelen uzun saçlarıma bakıp emin adımlarla kuaföre ilerledim.
''Hoş geldiniz.''
Karşımda pembe renk saçlara sahip minyon bir genç kız vardı.Koltuğa oturup saçlarımı geriye attım.
''Omuzlarımda kesin .Kahkül kesilecek ayrıca .''
Aynada ki yansımama bakmamaya çalışıyordum.Bakarsam vazgeçerdim.
''Kaçıl kız ben keserim.'' Kırklı yaşlarında bir kadın kızı tersleyip başımda dikildiğinde ''O kız kesecek.'' demekle yetindim.
''Ama efendim o pek beceremez.''
''O kesecek.''
Kadın başımdan ayrıldığında pembe saçlı kız geldi.Heyecanlıydı .
''Düz bir kesim mi istersiniz yoksa küt mü ve kahküller zikzak mı olsun düz mü ?''
Omuzlarımı silktim konuşmaya isteğim yoktu ama beni fazlası ile zorluyordu bunlar.
''Takıl kafana göre.''
''Gerçekten mi ? Boya da yapabilir miyim ? '' dediğinde gözlerinde ki heyecanı görebiliyordum.
''Yap.''
Kız saçlarımla uğraşmaya başladığında tepkisizce onu izliyordum.En son ne zaman bir şeyi yaparken bu kız kadar mutlu olmuştum bilmiyordum.
''Ya baba abim saçlarımı çekiyor.''
Babam abimle bana döndüğünde gözlerinde şefkat vardı.
''O da boyu kadar saç uzatmasın baba.''
Abime ölümcül bakışlar atıp babama baktık.Hangimize hak vereceği önemliydi.Babam cebinden çıkardığı iki sakızı bize uzattığında bütün kavgayı unutup sakızlara koştuk.
Babam bizi barıştırmayı biliyordu.
Babam dünyada ki en iyi baba.
İşimin bu kadar uzun süreceğini tahmin etmiyordum ama kuaför koltuğundan tam iki saat sonra kalkabilmiştim.Aynada ki görüntü o kadar farklı gelmişti ki bir süre sadece kendime bakmakla yetindim.Belime kadar uzanan saçlarım omzumun üzerine kadar kısalmış kahküller yüzüme ayrı bir hava katmıştı.Saçlarımın ara ara yerlerine birbirinden bağımsız renkli boyalar atılmıştı.
''Bu ben değilim.'' diye bağırmak gelse de içimden sustum.Saçlarımı yapan kıza fazlası ile para bırakıp kuaförden çıktığımda kız arkamdan koştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İflah Olmazlar
Novela JuvenilÜlkenin tüm kötülerinin hapsedildiği yer İflah Olmazlar'da bir kadının şehrin efendisine açtığı savaşın çıkmazı burası. Yandığı intikam ateşi ile şehri alt üst eden bir kadının ve şehrin sahibi olan adamın amansız savaşı. Kötülerin şehrine hoş geldi...