Ve tanrı insanları ikiye ayırdı.Cennete girecekler ve cehenneme gidecekler.
Yeryüzü ise insanları iyiler ve İflah Olmazlar diyerek ikiye ayırdı.
Büyük bir şehir sadece kötülere verildi ve onlar oraya hapsedildi.
Herkes bir gün şehrin kapılarının açılacağını biliyordu.
İflah Olmazlar yeryüzünde ki çocukları korkutmak için kullanıldı.
Lakin asıl korkulması gereken azizim kötülüğünü gizleyen maskeli insanlar zira onlar kartlarını her daim kapalı oynar.
Keskin bir bıçak tavandan omurgama saplanmak üzere asılmış iken ipi her an kopmak üzereydi biliyordum.O andan itibaren oradan kaçmam gerektiğini de biliyordum.
Bazen bilmek işe yaramıyordu.Altımda yatan adama bakıp vücudumu ona siper ettiğimde dudaklarımı dudakları ile mühürlemiş bıçak darbesini sırtlamayı beklemiştim.Saniyeler akıp gittiğinde ise bedenim onun iri cüssesinin altında kalmıştı.
Onun beni korumak için siper ettiğini gördüğümde kör bir bıçak ile kalbimi deştim.
Elimi sıkı sıkıya tutup beni hızla binadan çıkaran adamın sırtına baktım.Gergindi.Elleri elimi parçalayacak kadar sıkı tutuyordu.Bu gece ben bulmak için yıllarımı verdiğim kişiyi bulurken o görmekten kaçındığı kabuslarını bulmuştu.
Siyah cipinin önüne geldiğimizde elimi bırakıp şoför koltuğuna geçti.Soğuk rüzgar çıplak sırtımı döverken arabaya geçtim.Araba hızla yola atıldığında Barkın'ın gazdan ayağını çekmeye niyeti yok gibiydi.Sessiz kaldım ve hızın doruklarına ulaşmasını izledim.
Yanımızdan geçen arabaların korna sesleri kulaklarımı tırmalarken o bunları duymuyor gibiydi.Sadece hızlandı her seferinde biraz daha hızlandı.Yolları bile isteye uzatarak sonunda evimizin önüne geldiğimizde araba ani bir fren ile durdu.Bedenim öne doğru savrulduğunda mekanik bir hareketle beni karnımdan tutup geriye çekti.Sırtım arabanın deri koltuğuna bir kez daha yaslandığında kalbimin bu denli hızlı attığını yeni yeni fark ediyordum.
Arabadan indiğinde ona itaat edip ardından gittim.Eve girerken dışarıdan bakan birine göre sakin gözükebilirdi lakin ruhunda ki vaveylaları ben biliyordum, ben duyuyordum.
Kendini hızla banyoya attığında yanına gitmek yerine salona geçtim.Ayağımda ki topuklu ayakkabıları evin bir köşesine doğru savurup elbisemin etekleri yerlerde sürünürken salon camının önünde duraksadım.Salonun ışığını yakmamış içeriye dolan ay ışığı ile duruyordum.
Masanın üzerinde duran sigara paketimden bir dal sigara çıkarıp sigarayı kırmızı dudaklarım arasında sabitledim.Çakmağın sarı alevi ile fitili ateşlediğim de sigara dumanını içime çektim.Salonun ortasında titreyen telefonumu görmezden gelmeye çalışsam da ısrarcıydı.Çıplak ayaklarım ile parkede ilerleyip telefonumu avucuma düşürdüğümde arayan Saddam'dı.
''Efendim.'' dedim sesimde bir renk yokken.
''Nefes bazı aksilikler çıktı bir süre şehir dışında olacağım.'' dediğinde çatılan kaşlarımı indirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İflah Olmazlar
Teen FictionÜlkenin tüm kötülerinin hapsedildiği yer İflah Olmazlar'da bir kadının şehrin efendisine açtığı savaşın çıkmazı burası. Yandığı intikam ateşi ile şehri alt üst eden bir kadının ve şehrin sahibi olan adamın amansız savaşı. Kötülerin şehrine hoş geldi...