Kış güneşi yüzüme vurmaya başladığında gözlerimi daha sıkı yumup bedenimi yatağın sol tarafına çevirdim.Üşümüş ayaklarımı çarşafın içine sokmaya çalışırken üzerime örtülen yorgan ile hoşnutça daha da yayıldım yatağa.
''Bak ya şuna kedi gibi nasıl kıvrılıyor ?diyen Barkın'ı duysam da cevap veremiyordum.Uyumak istiyordum.
''Saat dört oldu artık uyanman lazım yavrum.''
Dört mü ? Bildiğimiz dört mü ?İç sesim ''Yok bu dört üvey hiç görmedin ?'' diye benle dalga geçtiğinde sürtük dedim.Evet iç sesimle içimden konuşabilirdim.Sorunu olan ?
''Kandırma ben daha yeni uyumuşum gibi Barkın ?'' dediğimde Barkın'ın erkeksi hırıltısını işittim.
''Çok mu yordum seni gece ? '' dediğinde edepsiz anlarımız gözümün önüne geldi.
''Yok hiç yorulmadım.'' dedim utancımı gizleyip ona meydan okurken.Yastığıma daha da sıkı sarıldım.Gitmişti herhalde ve ben uyumak istiyordum.
Omuzlarımda hissettiğim bir öpücük ile kaşlarım çatıldığın da gözlerimi araladım.Barkın omzuma bir öpücük daha bırakırken vücudum istemsizce kasılmıştı.
''Ne yapıyorsun be ? '' dediğimde mavi gözleri keskin bir bakışla beni buldu.
''Seni yormak için hazırlık.'' dediğinde gözlerim hayretle açıldı.Bu adamın bu açık sözlülüğü başıma belaydı başından beri.
''Sabah sabah hiç izin vermiyorum.'' dediğimde sıcak parmakları tüğ kadar hafif dokunuşlarla yorganın altından girip belime doğru süzüldü.Bedenim kendini daha da kasarken sarıldığım yastığa daha sıkı sarıldım.
Barkın dudaklarını insafsızca kulaklarıma doğru sürdüğünde inlememi bastırmak adına dudaklarımı birbirine bastırdım.Kasıklarımda bir alev topu büyüyordu.
Kulak meme iki dudağının arasında olağan üstü bir yavaşlıkla ezilirken dudaklarımdan firar eden ilk inleme ile Barkın kendini çekip gülümsedi.
''Bak bak demek hoşuna gitti ?'' dediğinde eğlendiğini gizlemiyordu.
''Bilmem ki daha tam anlayamadım ?'' dedim dilim dudaklarımda arsızca gezinirken.
''Başım ağrıyor.'' diyen Barkına kafasında uzaylılar halay çekerken yemek pişirir gibi baktım.(Tamam evet hastayken böyle şeyler hayal edebiliyorum gelmeyin üstüme)
''Bir bu kalmıştı.'' Homurdanarak bedenimi yataktan doğrulttuğum da Barkın beni kucağına çekti.Ona zorluk çıkarmadan çıplak bedenimle kucağına oturduğumda beni göğsüne bastırdı.
''Ne oldu ki ?'' dedim ansız şefkati içimde bir şeylere dokunurken.
''Hiç sevmek istedim.'' dedi kısa saçlarımı okşarken.
''Kötü bir şey yok değil mi ? '' dedim.Ve o an bir kez daha fark ettim ki bizler kötü şeylerin olmasına o kadar çok alışmıştık ki her yerde kötü bir şey arıyorduk.
''Yok.'' dedi kısaca üstüne gitmedim bende.O benim saçlarımla oynarken bende onun çıplak gövdesine sıkıca sarıldım.Kokusu cennet gibiydi.Cennet nasıl bir yerdi bilmiyordum fakat annem inançlı biriydi ve bana cennetin en güzel kokulara ev sahipliği yaptığını söylerdi.O halde Barkın cennet gibiydi.
Sol göğsüne kuru dudaklarıma bir öpücük kondururken aklıma gelen bir fikirle dudaklarım haylazca kıvrıldı.
''Ne geldi aklına ?'' dedi Barkın mavi gözleri beni çözmeye çalışır gibi bakarken.Söyleyip söylememek arasında kararsız kalırken dudaklarımı ısırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İflah Olmazlar
Teen FictionÜlkenin tüm kötülerinin hapsedildiği yer İflah Olmazlar'da bir kadının şehrin efendisine açtığı savaşın çıkmazı burası. Yandığı intikam ateşi ile şehri alt üst eden bir kadının ve şehrin sahibi olan adamın amansız savaşı. Kötülerin şehrine hoş geldi...