(İlk kitabı Elysium'un Sırrı olan Sır Serisi'ne ait ara kitaptır, ilk kitap okunduktan sonra okunması tavsiye edilir.)
Bu benim suçumdu. Onun için savaşmamıştım.
"Birlikte kaçabiliriz. Seninle gelebilirim."
"Biliyorsun Hadrian, farklı bir adamsın."
"Gerçekten insanları sevmiyor musun? Peki ben niye bunların içinde değilim?"
Sesi kafamda yankılanıp beni çıldırtmaya devam ederken öfkelenemiyordum bile. Kimi suçlamalıydım? Onu kendi ellerimle öldürmek zorunda kaldığım için kendimi mi yoksa beni kendine tutsak kıldığı için onu mu yoksa beni buna zorladığı için Poseidon'u mu?
Zorunlu tutulmak
Zorunlu bırakılmak
Zorlanmak
Zor...Hayatımı bu kadar kolay özetleyebilirdim işte. Aslında o haklıydı. Ben insanlardan nefret etmiyordum, insanlara yaklaşabilmek için yalanlarla örülü bir dünya kurmak zorundaydım. Hades benden nefret ettiği için ölüm tanrısı olmakla cezalandırılmıştım. Bazılarına göre hem ödül, hem ceza. Yeri geldiğinde sevdiklerini, günahsızları hatta öz kardeşini bile öldürmek zorunda kalabileceğin bir ceza. İnsanları korkutan, kendinden kaçıran, sana yaklaşmaya bile cesaret edemeyecekleri bir ceza. Sana tek getirisi de isminin yanına tanrı sıfatının eklenmesi. Bunu ödülden sayabilir miyim pek emin değilim.
İmkansız bir hayata sahipken kendi ölçülerimle nasıl imkanlı bir hale getirebilirim diye düşünürken yaptığım hatalar zincirinin en büyük halkasından kısa bir kesit sadece.
"Özür dilerim..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elysium'un Sırrı
FantasyHades öfkeden deliye dönmüş bir şekilde yer altındaki şatosunda volta atıyordu. ''Sen Zeus...Beni karşına almakla büyük hata ettin.Bunun bedelini ödeyeceksin.'' Öfkeden göz bebekleri saydamlaşmış ve Karanlıklar Lordu'nun sembolü olan mor renge bürün...