''Yeni yetme bir Tanrıça'sın demek ha ? Olimpos senin gibi bir huysuza nasıl katlanacak ki ? Zeus'un biricik kızı Shaila.. Baban çoktan yokluğunu fark edip Athena ile savaş planları yapmaya başlamıştır kedicik. Eğer sen Athena'nın özelliklerinden taşıyorsan dikkatli olmalıyız. Her an kafamıza mızrakla zıplayabilirsin. ''
Kedicik mi ? Sensin kedicik. Kedicik ne ? Burası neresi ? Nereye gidiyorum ben ? Kafamın içinde milyon tane soru yankılanıyordu. Gözlerimi tam olarak açtığımda Olimpos'ta olmadığımı fark ettim. Zihnim net değildi ne olup bittiğini tam olarak hatırlamıyordum ama hislerim hiç iyi şeylerin içine girmediğimi söylüyordu. Kendime geldiğimde Ares'in savaş arabasına benzeyen bir arabanın içinde olduğumu fark ettim. Bu arabanın Ares'in arabasından farkı,arabayı Pegasus'lar yerine mor ve siyah renkteki yaban domuzları tarafından çekiliyor olmasıydı.Yavaş yavaş kendime geliyordum.. Son hatırladığım şey annemin bahçesinde Nektar içiyor olmamdı. Daha sonrasında yere düşmüştüm ve siyah pelerinli bir adam bana yaklaşmıştı... AŞİL ! Aşil geri dönmüştü ! Ama nasıl olabilirdi ?
''Sen Tartarus'tan nasıl çıkmayı başardın ? Geri dönmen imkansızdı nasıl çıkabildin ? Benden ne istiyorsun ? ''
Aşil,babam Zeus'a karşı isyan çıkarmıştı. Amacı Olimpos'u devirip dünyayı yeniden Titan hakimiyeti altına girdirmekti. Az kalsın başarıyordu da,son anda babam amcalarım Posedion ve Hades ile iş birliği yaparak onu alt etmişti. Hades onu cezalandırmak için Tartarus'un dibine yollamıştı. Tartarus,ölümlülerin kötü suçlar işlediğinde -Tanrılara karşı gelmek,yok saymak,birini öldürmek, gibi- cezalandırıldıkları yerdi.Athena bana buradan bahsetmişti biraz sanırım. 3 kat gece ile örtülü bir yermiş,kötü ruhlar burada ceza çekermiş. Aşil pis bir kahkaha patlatarak yüzünü bana çevirdi.
"Lord Hades bir görev karşılığında hayatımı bağışlayacağını söyledi ve bende görevimi Hades'e yakışır bir şekilde yerine getirdim. Efendimiz mutlu olacaktır."
Ne demek oluyordu bu ? Hades kendi elleriyle Tartarus'a tıktığı bu yaratığın hayatını bağışlayacak kadar ne yaşamış olabilirdi ? Daha çok merak ettiğim şey ise hayatımda sadece 3 defa gördüğüm Tanrı'nın benimle ne gibi bir derdi olabilirdi ? Ön tarafta oturan Aşil'e sesimi yetiştirebilmek için olduğum yerden doğruldum.
''Benden ne istiyorsunuz ? Hades neden beni kaçırmanı istedi ? ''
Hırtılya benzer bir ses çıkararak bana doğru kafasını çevirdi.
''Senden değil Tanrıça... Efendimizin istediği şey babanda.''
Hades babamdan ne istiyor olabilirdi ? Gerçekten kafam karışmıştı. Tam ağzımı açıp birşeyler söyleyecektim ki Aşil büyük bir hışımla bana doğru dönerek;
"Çeneni kapatsan iyi olur Tanrıça... İsterse lordumuz sana gereken açıklamayı yapar."
Sinirlenmeye başlamıştım. Bu kadarı cidden Hades için bile fazlaydı.
''Şu içimdeki lanet olası gücü keşfetmenin vakti gelmedi mi artık ? 'Umarım Ateş Tanrıça'sı falanımdır bu çim kafayı tutuştururum. ''
''Derhal indir beni.Sana diyorum çim kafalı derhal indir beni. ''
"Emirlerin burda geçmez Tanrıça.Yeraltı Dünyası'na gidiyoruz.Eminim orayı hiç sevmeyeceksin."
Yeraltı Dünyası mı ? Hades'in hakimiyet bölgesine gidemezdim oraya gitmem demek ölmem demekti.Henüz kendimi keşfedememiştim doğal olarak tam bir Tanrıça gücünde değildim.
"Derhal bırak beni yoksa..."
"Yoksa ne ? Sana Tanrıça demem Tanrıça olduğun anlamına gelmiyor kedicik.Unutma ki henüz beni korkutacak güce sahip değilsin. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elysium'un Sırrı
FantasyHades öfkeden deliye dönmüş bir şekilde yer altındaki şatosunda volta atıyordu. ''Sen Zeus...Beni karşına almakla büyük hata ettin.Bunun bedelini ödeyeceksin.'' Öfkeden göz bebekleri saydamlaşmış ve Karanlıklar Lordu'nun sembolü olan mor renge bürün...