Yukarı çıktığımızda Niall’in sesi azda olsa geliyordu. Benim için endişelendiği sesinden belli oluyordu. Tam olarak duymuyordum ama sanırım beni kucağına alıp arabaya götürmeye çalışacakken Joe onu durduruyor. Durun demek istiyordum ama yapamıyordum. En sonunda Niall’in şunu dediğini duydum “ o zaman sende bizimle gel “ sonrasında zaten bilincim tamamen kapalıydı. Gözlerimi açtığımda hastanedeydim. Koluma serum takılıydı. İçerde kimse yoktu. Ayağa kalkmaya çalıştım ama başım o kadar çok ağrıyordu ki dayanamadım. Başımı tuttum ve tekrar kalkmayı denedim. Başarmıştım. Dışardan sesler geliyordu. Sanırım bu kişiler Joe ve Niall’di. Kapıyı açtım ve ikisi de bana bakıyordu. Niall “ İyi misin Aşkım?” dedi. “ Daha iyiyim” dedim. Joe şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Niall “ Hadi hazırlan doktor çıkabileceğimizi söyledi. Annenlerin yanına gidiyoruz” dedi. Heyecanlandım. Sonunda ailemi görebilecektim. “ Joe bir içeri gelebilir misin? Sana söylemem gereken bir şey var.” Dedim. Niall “ Bende geleyim mi?” diye sordu. Aslında yalnız konuşmak istiyordum. Bunu Niall’e söyledim ve itiraz etmedi. İçeri girdiğimizde yatağa oturdum.
- Artık gidebilirsin Joe.
- Hayır, seni bulmuşken asla bırakmam.
- Ama benim artık bir sevgilim var.
- Ama Demi…
- Joe yüzüğünü gördüm. Anlamıyor musun seni seven başkası var. Sen evlisin.
- Evet evliyim ama seni seviyorum. Bella ile evlendiğimde seni
- Biliyorum ama unutacağımı düşünmüştüm ama yanılmışım. Seni 2 sene boyunca hiç durmadan aradım Demi ama seni bulamadım ve ümidime kaybettim.
- Bunu ne senin eşine ne de Niall’e yapamam. Üzgünüm…
- Demi bunu yapmak zorunda değilsin. Neden hep başkalarını düşünüyorsun? Bu hayatta sadece bir kez yaşayabilirsin ama sen hep başkalarını düşünüyorsun. Hep onlara göre hayatını düzenliyorsun. Bu haksızlık.
- O kişi dediğin benim hayatımı kurtardı.
- Sırf hayatını kurtardı diye onunla olmak zorunda değilsin Demi. Beraber de sevgili olabiliriz.
- Sen evlisin Joe.
- Ayrılabilirim.
- Bunu nasıl dersin. Eşini hiç düşünmüyor musun?
- Seni kazanmışken geri kaybedersem zaten Bella ile yaşamamın bir anlamı kalmaz.
- Üzgünüm Joe. Gerçekten, üzgünüm. Sen belki bunu yapabilirsin ama ben yapamam.
- Peki Demi sen nasıl istersen. Eğer bir gün bana dönersen bu kollar her zaman sana açık.
- Tamam artık gidelim lütfen ailemi görmek istiyorum.
Çıktığımızda Niall’in kapıda bizi beklediğini gördüm. Arabaya doğru ilerledik. Bir sokakta durduk. Yol boyunca kimse bir kelime bile söylemedi. Joe eliyle bir ev gösterdi. “ İşte bu ev” dedi. İki katlı bir ev. Yukarıda sera gibi bir yer var. Burası benim mi evimdi? Ailem ile yaşadığım, güzel anılarımın olduğu ev burası mıydı? Gözlerim doldu ama ağlamamak için gözlerimi sildim. Birkaç adım attım. Joe çalıların arkasında tahta bir kutuyu açtı ve içinden anahtar çıkardı. “ Uzun zamandan beri yeri hiç değişmemiş” dedi. Demek anahtarı buraya koyuyorduk. Kapıyı açtık. Sürpriz yapmak istiyordum. Acaba nasıl insanlar? Hızlı ve sessiz adımlarla yukarı çıktım. Salon gibi yere gittim. Bir kadın ve adam koltuğa oturmuş kitap okuyorlardı. Bunlar benim annem ve babam mı? Gözümden yaş aktı. “ Anne, baba” dedim. Bana baktılar ve yerlerinden zıpladılar. Koşarak bana sarıldılar. Annem ve babam o kadar çok yanağımdan öptü ki ıpıslak oldu. Annem gözlerime baktı. “ Demi canım kızım sen yaşıyorsun. Biz seni öldün sanıyorduk. Nerelerdeydin sen?” dedi. İkisi de ağlıyordu. Bende dayanamadım ağlamaya başladım. Üçümüz birbirimize sarılıyorduk. Kokularını içime çekiyordum. Olayları anlatmaya başladım. Beni evlat edinen aileyi, Niall’i anlattım. Sanırım Joe Niall’i anlatırken bozuldu ve odadan çıktı. Hiç kimseyi kırmak istemiyorum. Ne düşüneceğimi bilmiyorum. Niall benim sevgilim ne yapabilirdim ki. Üstelik Joe evli. Bunu onun eşine yapamam. Annem hala ağlıyordu. Babamın ise yüzünde güller açıyordu. Yeni doğan bir bebek gibiyim. Annemle babamı sanki hayatımda ilk defa görüyorum. Yaşadığım bu evi, odaların duvarlarını ilk kez görüyor gibiyim. Teras katına çıkmak istedim. Merdivenleri çıkarken tuhaf oldum. Yukarı çıktığımda gözlerim açıldı. Hatırlıyorum. Yemek masası işte şurada duruyor ve Joe. Dans ediyoruz ve sonra işte şurada minderler var. Oturuyoruz ve video başlıyor sonrada yüzük çıkartıyor. Bana evlilik teklifi ediyor. Sadece bu kadar. Akşam oluyordu. Annem beni merak edecekti. Niall’e döndün. “ Niall sen git ve anneme bugün burada kalacağımı haber ver. Yarın ben gelirim.” Dedim.Niall “ Merak etme ben seni almaya gelirim.” Dedi. Kafa salladım ve gitti. Annem bana döndü. “ Bizimle kalmayacak mısın?” dedi. Sarıldım. “ Saçmalama tabi ki kalacağım ama onları yalnız bırakamam. Hiç çocukları yok ve bana kendi evlatları gibi baktılar ve sizi aramamda yardımcı oldular.” Dedim. Bu kelimeyi 3 yıl boyunca beni evlatlık edinen annem dışında hiç söylemedim ve işte söylüyorum. “ Anne” dedim. Birbirimize sarıldık. Joe’ya döndüm. “ Her şey için teşekkür ederim Joe” dedim. Joe gülümsedi. “ Lütfen teşekkür etme bu durumdan ben suçluyum. Gidiyorum ama geri geleceğim ve lütfen teklifimi düşün. Hala bir şans var” dedi. “ Peki düşüneceğim” dedim ve Joe gitti. Gerçek ailemle birlikte aşağı indik ve sabaha kadar muhabbet ettik. Uykumuz geldi. Sabaha karşı 4 gibi yattık ve yorgunluğumuzu attık.