Çocuk ayağa kalktı ve ürkütücü bir bakış attı. " Bu yaptığınıza pişman olacaksınız! " kormuyordum çünkü yanımda Joe vardı ve herhangi bir konuda beni koruyacğını biliyorum. Çocuk tiyatro sınıfından çıkar çıkmaz Joe'ya sarıldım. Titriyordum, Joe'ya o kadar fazla sarıldımki canı acımasından korkuyordum. " İyiki geldin." sesim titriyordu. " Biliyorum, çocuğu oldürmek istiyorum. " Joe kızgındı. " Boşver hem ne yapabilirki. " sesim tuhaftı. " Bilmiyorum..." elele tutuştuk ve dışarı çıktık. Sınıfa doğru ilerlerken Miley ile karşılaştık. " Merhaba Miley" biraz olsun kendime gelmiştim. " Merhaba Demi, okul hakkında çok değişik bir hikaye öğrendim." sesi neşeliydi. " İyi bir hikaye mi?" neşelenmeye ihtiyacım vardı. " Pek sayılmaz. " dedii. Bu kötüydü, bugün neden bu kadar kötü geçiyordu. " Anlatmamı ister misin?" kendime geldim ve " Ah elbette." gülümsedim. Joe ile ikimiz Miley'i dinlemeye başladık. " Bu okulda her yıl bir piknik düzenlenirmiş. Bir çocuk varmış. Bu çocuk kimse ile arkadaşlık kurmazmış ve çok yuhafmış. Bu pikniklere her yıl katılır ama bir sıra ortadan kaybolurmuş. Bunu bir kişi farketmiş ama önemsememiş. Bu çocuk her yıl bir kızı öldürümüş daha doğrusu öyle düşünüyorlar çünkü o günden sonra o kızı kimse bulamıyormuş. Her yıl piknikte bir kişi... Dört kız kayıplarda. Bu çocuk elbet şuan okulda değil, geçen yıl mezun olanlar arasında ama kimin olduğu bilinmiyor. Farkeden çocuğun tanımına göre solgun yüzlü." o anda başım çok kötü ağrımaya başladı birden o çocuk aklıma geldi. " ve kırmızı etkileyici gözleri varmış" evet işte o çocuktan bahsediyordu ama bu imkansız. Kızları öldürmeleri, bu olayda evet işte o boş evdeki olay. Piknik birkaç ay sonra ve öldürülecek olan kızda benim. O piknik mecvuri ve ben gitmek istemiyorum, ben öldürülmek istemiyorum. Nereden bulaştım bu çocuğa ama tam olarak o çocuk olduğundan emin değilim. Hem geçen yıl mezun olmuş o çocuk olamazki. Kafam çok karışık ve birden çocuğun koridorun sonunda bizi izlediğini gördüm. Hemen Joe'nun koluna girdim ve titriyordum....
Birkaç dakika sonra ortadan kaybolmuştu. Joe ile sınıfa kadar beraber gittik daha sonra ayrılmak zorunda kaldık. Bugün Selena’yı hiç görmemiştim. “ Aşkım Selena nerede?” Joe bana baktı.. “ Bilmiyorum. Bugün onu hiç görmedim. Merak etmiştim. “ Tamam bitanem görürsen selam söyle “ dedim ve yanağından öpüp sınıfa gittim. Çocuk kendi sırasında sinirli bir şekilde oturuyordu. Onu takmıyor gibi gözükmeye çalıştım. Bu imkansızdı. Bugün olanlar aklıma geliyordu ve kolumu sıkışım. Biran kolumu sıktığı yeri tutarken gördüm. Acımıştı ama belli etmiyordum. Miley yanımda oturuyordu. Okulun ilk gününden bu yana çok yakın arkadaş olmuştuk. Tenefüs zili çaldığında Joe’nun sınıfına gittim. Sınıfındakiler beni görünce ıslık çalmaya kızlar alkışlamaya başlamıştı. Ne olduğunu anlamamıştım. Joe “ hemen kesin!” dedi. Joe utanacağı yere kızmıştı, anlamamıştım. Hemen Selena’nın yanına gittim ve ona sarıldım. “ Nerelerdeydin Selena” dedim. “ Justin ile birlikte.” Sesi çok neşeliydi ve ben neredeyse çığlık atacaktım. “ Nasıl? Justin burada mı? Benim neden haberim yok hem siz…” heyecanlanmıştım. “ Justin bana çıkma teklifi etti Demi” çok heyecanlıydı bu sefer çığlık attım. “ İnanmıyorum, peki ya sen ne dedin?” elim ayağım titriyordu, bu kadar heyecanlanacağımı hiç düşünmezdim. “ Deli misin tabi ki de evet dedim” Selena’ya bir kez daha sarıldım. Zil çalmıştı ve sınıfa gittim. Çocuk sanki hiç kımıldamıyordu, bu çocukta evet çok fazla gariplik vardı ama mutluluğumu bugün hiçbir şey bozamazdı. Son ders zili çaldı. Her tenefüs Selena’nın yanına gidip ayrıntılı olayları öğreniyordum. Joe her tenefüs biryerlere gidiyordu. Bu olay beni şüphelendirdi. Önce bütün sınıfın beni alkışlaması sonra gizemli kayboluşlar. Bugün Joe’da bir şey var ama daha çözmüş sayılmam. Sınıfa gittim ve sıramın altında bir not buldum. Bu el yazıdan Joe’nun yazdığını hemen anlamıştım. Sanki kendi yazmamış gibi, gizemli bir şekilde yazmış.