25. BÖLÜM

209 8 2
                                    

Sabah erkenden kalkıp hazırlandık. Bugün büyük gündü. Görünüşe göre Edward bizden önce uyanmış. Kahvaltımızı yapıp hemen arabaya bindik. Yol boyunca Edward’ın bitmez tükenmez sorularını cevapladım. Hastaneye geldiğimizde arabadan indik ve doktorun yanına gittik. Beni bir odaya aldılar. Yarım saat sonra sancım başladı. Doktorlar koşarak yanıma geldiler ve beni doğumhaneye aldılar. Çok heyecanlıydım. Joe’da benimle birlikte geldi.Edward’a da hemşire bakıyor. Joe’nun elinin tutuyordum. Doktor az daha dayanmamı söylüyordu ama dayanamıyordum. Doktor çok az daha dayanmamı söyleyip duruyordu. Benim yerimde kendi olsa ne yapardı acaba.  İşte bir bebek çığlıkları duyuyordum. Bu benim oğlumun ağlama sesiydi. O doğdu ve hayatta. Göz yaşlarım ve gülümsemem birbirine karıştı. Onu bir havluya sarıp bana verdiler. Kokusunu içime çektim. Nasılda güzel kokuyor. Dünya’daki benim için en güzel koku. Bebeği Joe’ya verdim. Joe’da hemşirelere. Yıkanacak ve sonra yanıma getirilecek. Ben odama gittim ve dinlenmeye koyuldum. Edward koşarak içeri girdi “ kardeşim nerede?” dedi. “ Birazdan gelecek” dedim. “ Of yaaaa” dedi. Gülümsedim. Joe “ismini ne koyacağız” dedi. “ Bilmiyorum evde annemlerle koyarız diye düşündüm” dedim. “ Sen nasıl istersen aşkım” dedi. Bebeğimi getirdiler. Küçücük burnu vardı. Edward koşarak yanıma geldi. “ Çok tatlı” dedi. Joe, ben ve Edward bebeğe bakıyorduk. Nasılda masum masum bakıyordu. Sanki dünyalar tatlısı. Evet öyle o dünyalar tatlısı, şuan hiç bir günahı olmayan bir melek. O benim meleğim. İlk bebeğim. İkinci oğlum. İkinci şansım. Artık iki şans meleğim var. Biri Edward biri de daha ismi koyulmayan bebeğim. Yarın hastaneden çıkacaktık. Eve gidecektik. Bebeğime isim verecektik ve odası için yeni eşyalar alacaktık. Edward tutturdu aynı odada kalalım diye. En sonunda itiraz edemedim tamam dedim. Büyüyünce ayırırız odaları. Şimdilik kalsın böyle. Akşam olmuştu. Bebeğim uyumuştu. Edward ile Joe’da öyle bende uyumaya karar verdim ve yattım. Sabah bebek çığlıklarıyla uyandım. Bebeğim ağlıyordu. Hemen kucağıma aldım. Belliki acıkmış. Biraz emzirdikten sonra tekrar uykuya daldı. Bir saate yakın bir sürede doktor geldi ve artık gidebileceğimi söyledi. Yalnız dikkat etmem ve uzun süre yatakta yatmamı söyledi. İtiraz etmedim. Ne yaparsın karşımdaki benden bilgili bir doktor. Hazırlandım ve hastaneden çıktık. Arabaya bindiğimiz gibi eve gittik. Joe beni kolumdan tuttu ve Edward yaptığı resmini çıkarttı. O gün odasında aile resmimizi yapmıştı. Canım benim cebine koymuş. Resmi açtı ve koşmaya başladı. “Dikkat et Edward” dedim ama beni dinlemiyordu. Yan taraftan hızla araba geçiyordu ama Edward ilk defa beni dinlemiyordu. Resmini sallayıp kardeşim doğdu diye koşuyordu. Birkaç saniye benim için ölüm gibi geçti. Araba son sürat Edward’ın üzerine geliyordu.

Arabanın hızı çok fazlaydı eğer Edward hızlı hareket etmezse Edward ölecek. Saniyeler dakika gibi geçti. Nefes nefese kaldım. Elimde bebeğim olmazsa kendimi atacaktım. Edward diye bağırım. En sonunda Edward beni fark etti ve arabayı gördü. Tam koşmaya başlayacaktı ki araba Edward’a çarptı. Saniyeler içinde oldu. Ne koşacak zamanım oldu ne de Joe’nun koşacak zamanı oldu. Gözlerimin önünde Edward havada taklalar atıp yere düştü. Yaptığı resim havada uçuştu. Çarpan araba ilk olarak durdu sonra oradan hızla ayrıldı. Elimde bebeğim koşarak Edward’ın yanına gittim. Gözlerimde yaşlar akıyordu. Çığlıklar atıyordum. Joe donmuş gibiydi. Joe’ya bağırıyordum. “ Arabayı getir!” diyordum. En sonunda Joe kendine geldi ve koşarak arabayı çalıştırdı. Edward’ı kucağına aldı ve hemen arabaya bindik. Annemler koşarak yanımıza geldi. Sevinemeden üzülmüştük. Anneme hemen bebeğimi verdi ve iyi bakmasını söyledim ama ağlamaktan sözlerim tam belli olmuyordu. Annem hep soru soruyordu ama cevap verecek zamanım yoktu. Anneme bebeğimi verir vermez hızla hastaneye gittik. Joe koşarak doktorun yanına götürdü ama ben yavaş gitmek zorundaydım. Edward’ı hemen ameliyathaneye girdi. Ağlamaktan gözlerim şişmişti. Saatler geçmek bilmiyordu. Ne olacaktı şimdi? Ameliyat ne zaman bitecek? Edward’ın ne zaman yanıma gelecek. Hayır o ölmeyecek. Bunu biliyorum, o ölmeyecek. O benim oğlum. Doktor içerden çıktı ve yanımıza geldi. Yüzü bir başkaydı. Üzgündü. “ Ne oldu doktor Bey?” dedim. Doktor yüzüme baktı. “ Oğlunuz…… Öldü.” Dedi. Hayır ben yanlış anladım değil mi? Edward ölemez. Hayır ölemez. Bu bir yanlışlık olmalı. O ölmemeli. Meleğimin biri ölmemeli. Benim şansın ölmemeli. Ben onsuz ne yaparım. O olmazsa nasıl yaşarım. Nefes almakta güçlük çektim ve sanırım tansiyonum düştü. Doktor dinlenmem gerektiğini söyledi. Hayır ben dinlenmek filan istemiyordum. Ben Edward’ı istiyordum. Ben küçük kaptanımı istiyordum.

1 SAAT SONRA

 Evdeydim. Edward’ım hayatını kaybetti. Sadece ben, oğlum ve Joe kaldık. O da gerçek anne ve babası gibi trafik kazasında vefat etti. Göz yaşlarım dinmek bilmiyordu. Annem bebeğimi yanıma getirdi ve isim koymamız gerektiğini söyledi. Annemde ağlıyordu. Evdeki herkes ağlıyordu. Herkes Edward’ı çok severdi. Bebeğin isminin Edward olmasını istedim. Joe’da kabul etti. Belki bir küçük Edward’ım gitti ama onun gibi bir kaptan dünyaya geldi.

NASIL?

JEMİ AŞKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin