2 HAFTA SONRA PİKNİK GÜNÜ
İşte piknik günü geldi. Tüm yıl boyunca en çok korktuğum gün geldi. Piknik için hazırlandım ve aşağıya indim. Joe evin içindeydi. “ Hoş geldin aşkım” dedim. “ hoş bulduk aşkım” dedi. Artık annemlerin yanında Joe’ya Aşkım diyebiliyordum çünkü sonuç itibariyle haftaya nişanlanacaktık. Hemen dışarı çıktık ve piknik için okulun önüne gittik.. Hep beraber pikniğin yapılacağı ormanlık alana gittik. Herkes kendi eşyalarını taşıdı. Ormana gelince aklıma bir ay önce yaşadıklarım geliyor. O görüntüleri asla unutamayacağım. Benim için çok zor bir gündü. İşte Leo kendi arabası ile geldi ve Miley’de yanında. Anlamıyorum Leo neden Miley ile çıkıyor. Hem de beni öptükten yarım saat sonra. Bu bana çok saçma geliyor. Miley’in elindeki ısırık dövmesi de çok gerçekçi. Joe bir ağaca benim için salıncak kurdu. Salıncağın üstüne oturdum ve beni salladı. Kendimi bir aşk filminde gibi hissettim. Çok güzeldi. Bir masal gibi… İndim Ve Joe’nun oturmasını söyledim. Biraz zor olsa da Joe’yu ikna etmeyi başardım. Selena bizim fotoğraflarımızı çekiyordu. Joe’yu sallamakta bir kız gücü olarak zorluk çeksem de salladım işte…
Sıra Selena ve Justin’de. Büyük bir zevkle onların fotoğraflarını çektim. Ne uyumlu bir çift. Çok eğlendikleri hemen belli oluyordu. Bir süre sonra indik ve beraber ormanı gezmeye başladık. Piknik yeri hazırlanmaya başladı. Miley’i yalnız gezerken gördüm. Bu çok fazla dikkatimi çekti. Leo çok gizemli birisiydi. Acaba nereye gitmişti. Joe ve diğerlerine birazdan döneceğimi söyleyerek oradan ayrıldım. Artık bu işe son vermek istiyordum. Leo’nun beni takip ettiğinden şüphem yoktu. Bu işte tam bir usta. Kimsenin beni göremeyeceği bir yere geldim. Piknik alanından baya uzaklaşmışa benziyordum. Bir süre bekledim ama kimse çıkmadı. Biran yanıldığımı düşündüm ve yüksek sesle “ Neredeysen çık! Burada olduğunu biliyorum Leo.” Dedim. Ağaçların arkasından biri belirdi. Tahmin ettiğim gibi bu Leo’ydu. “ Çok zekisin” dedi. Korkuyordum ama bunu belli etmemeye özen gösteriyordum.
- Benden ne istiyorsun Leo?
- Ben mi?
- Evet sen.
- Hiçbir şey.
- Buna inanmamı mı bekliyorsun.
- Beklediğimden fazla zekisin Demi. İşte ben senin bu yönüne hayranım.
- Ne demek istiyorsun Leo.
- Hala anlamadın değil mi Demi? Sana bir ipucu vereyim. Bugün piknik günü ve hatırla bugün dört yıl önceden başlayarak dört kız öldü. Bu yıl beşinci yıl.
- Evet hatırlıyorum ama bundan ne çıkarmamı bekliyorsun benim soyadım Lovato.
- Aslında bunu bildiğini biliyorum. Yakında soyadının Jonas olacağını biliyorsun. Bunu bana söylemekten neden korkuyorsun?
- Ben senden korkmuyorum!
- Peki öyle olsun. ( Evet korkuyordum ama sesimde ne zayıf bir ton nede korku belirtisi yoktu)
Leo sesini yükselterek konuşmaya başladı. “ Ya o çocukla nişanlanmaktan vazgeçersin ya da kendi ölümüne razı olursun.”
Ne demek istiyor anlamamıştım. Beni öldürmeyi mi planlıyordu. “ Joe’da ayrılmamı neden istiyorsun? Hem de Miley ile çıkarken?” dedim. Ses tonum sertleşmişti. Benden nasıl böyle bir şey isteyebilirdi ki. “ İstiyorum çünkü sana aşık oldum. Nasıl aşık olduğumu bilmiyorum. Benim türüm aşık olmaz ama oldum işte.” Dedi. Garipsemiştim. Benim türüm derken hangi konudan bahsettiğini tam olarak anlamamıştım. Tamam bu işi burada halletmezsem delireceğim. “ O zaman neden Miley ile çıkıyorsun?” dedim. “ Çünkü böyle davranmak seni bana daha yakın yapıyor.” Dedi. Sinirlenmeye başladım. Hem okula gelmiyor, hem de en yakın arkadaşlarımdan birini benden alıyor ve bunları yaparken bana yakın olmaya çalıştığını söylüyor. “ Benim türüm derken ne söylemek istediğini anlamadım?” dedim. Gülümsedi ve bana bir adım daha yaklaştı. “ İşte her şeyi bilmiyorsun.” Dedi. Çok fazla sinirlenmiştim. Bunu nasıl derdi. Ben neyi bilmiyorum. Fafam allak bullak oldu. “ Joe’dan ayrılmam ne değiştirecek. Ben hiçbir zaman sana aşık olmayacağım. Dedim. “ Belki ama en azından Joe’nun ne sevgilisi nede nişanlısı olacaksın. Belki geleneklere karşı geleceğim ama seni kaybedemem.” Dedi. İşte şimdi anladım. Gelenekler, dört kızın ölümü ve türleri.Leo’da o eski olaylardaki insan gibi tabi gerçekten insansa. Leo insanları öldürüyor. O zaman okulun ilk günü o evde gerçekten birisini öldürdü. Bana da okulda şaka yapmıyordu. Birçok kez beni öldürmek istedi ama yapamadı çünkü bana aşık olmuştu. Şimdide benden Joe’dan ayrılmazsam beni öldürmekle tehdit ediyor. Bu nasıl bir adalet. Neden Joe ile mutluluğumuza hep karşı çıkıyorlar. Oysaki biz çok sevimli bir çiftiz. “ Joe’dan ayrılmazsam beni öldürecek misin?” kısık bir sesle söyledim. “ Bunu ben yapamam. Sana bunu ben yapamam ama başka bir şey yapmak zorunda kalırım.” Dedi. İşin ucunda ölüm yoksa Joe’dan ayrılmam için de bir neden yok. Ölüm olsa bile zaten ayrılmazdım. “ O zaman Joe’dan ayrılmayacağım.” Dedim. Sinirlendi.“ Bunu yapmak zorundasın. Seni öldürmek zorundayım ama bunu yapmıyorum çünkü sana aşık oldum. Emin ol kalbimi çalan kişi sen olmasan biran bile düşünmeden seni öldürürdüm.” Dedi. Bunu nasıl yapacağını çok merak ediyorum. Yanında silah yoktu ve bıçaklar toplandı. “ Nasıl öldürmeyi planlıyorsun çok merak ediyorum Leo. Yanında keskin herhangi bir şeyler var mı?” dedi. İşte o anda güldü ve dişlerini gösterdi. Birkaç saniye sonra köpek dişleri sivrileşti. Birden çığlık attım bu çocuk bir vampirdi. Bir saniye bu çocuk vampir olamazdı ki. Yemek yiyebiliyor ve güneş ışığına çıkabiliyordu. Teni solgun ve sivri dişlere sahip. Bu nasıl bir yaratık. Tanrım lütfen yardım et. Ne yapacağım ben şimdi. Ten rengi zaten açıktı şimdi daha açık bir renge dönüştü. Yüzü pürüzsüz ve bembeyazdı. Gözleri ise kıpkırmızıydı. Terlemeye başladım. Kaçmayı denedim ama bacaklarım ilerlemiyordu. Sanki donmuş bir heykel bacağı gibiydi.
“ Bunu sana yapmak istemezdim Demi. Okula ilk geldiğin günden beri benim için her zaman çok özel oldun. Sende farklı bir şey vardı, seni bana çeken çok özel bir şey…
Sırf sana daha yakın olabilmek için Miley’le çıktım. Başta bana uzak davrandı ama bileğini ısırdım ve otomatik olarak bana aşık oldu ve tarzı değişti. Daha koyu giyiniyor ve çoğu şeyi takmıyordu. Bu halini daha çok seviyordum ama kimse senin yerini tutmuyordu. Seni defalarca öldürmek istedim tabi bunu yapmak için bu günü beklemem gerektiğini biliyordum ama yapamadım işte. Seni öldürmeyeceğim ama senin canını yakacak çok büyük bir şey yapacağım. “ dedi korkmaya başladım. Beni öldürmeyecekse bana ne yapacaktı şimdi.
Bana iyice yaklaştı ve koluma dokundu. Hızlı bir hamleyle kolumu ısırdı. Kolum yanıyordu ve çok acı çekiyordum. Yere yığıldım. Gözlerimden yaşlar akıyordu ama bağıramıyordum. Sanki narkoz verilmişti. Gittikçe gözlerim kapanıyordu. Bir ses bu Leo’nundu. “ Bu iz Joe ile ayrıldığını söylediğin zaman hemen geçmeyecek, sadece acısı dinecek. Joe’dan ayrıldıktan tam 3 yıl sonra bu iz kaybolacak” dedi ve gitti. 3 yıl mı? Ama bu süre çok fazla. Bu süreden sonra Joe ile bir daha barışma ihtimalimiz dahi yok. Bunu nasıl yapacaktım bilmiyorum ve olan uykum birden yok oldu. Hemen ayağa kalktım kolum yanıyordu ama bu izi kimse görmemeliydi. Hırkamla kapattım ve piknik alanının olduğu yere gittim. Joe sinirliydi ama bu sinirini anlamış değildim. Elinde bir zarf ve hızlıca benim yanıma geldi. Selena endişeli gözlerle bana bakıyordu. Bir şey olduğu çok belliydi. Kolumdan tuttuğu gibi beni oradan uzaklaştırdı. Canım yanıyordu. Joe’ya kolumu bırakmasını söyledim ama beni dinlemedi. Bizi göremeyecekleri bir yere geldik. Joe çok sinirliydi ve Joe’ya söylemek için iyi bir yer olmadığını biliyordum ama bunu yapmak zorundaydım. Sanırım görünüşe bakılırsa bir şeyler öğrenmiş gibiydi ama neyi olduğundan emin değildim. Büyük ihtimalle daha demin Leo ile buluştuğumdur. “ Joe sana söylemem gereken bir şey var. Bunu söylemek o kadar zor ki anlatamam ama yapmak zorundayım. Ben seninle nişanlanamam…”dedim. Yüzümde belirsiz bir ifade vardı. Joe pek şaşırmamış gibiydi ama çok öfkeliydi. Zarftan birkaç resim çıkardı ve yüzüme fırlattı. “ Bu çocuk için mi? Söylesene Demi bu çocuk için mi?” dedi. Öyle bağırarak konuşuyordu ki… Eğildim ve fotoğrafları elime aldım. Bunlar, bunlar Leo’nun beni zorla öptüğü ve sarıldığımız zamanın fotoğrafları ama bunu kim çekmiş olabilir ki. Şimdi ben Joe ya ne dersem diyeyim bana inanmayacak. “ Joe yemin ederim açıklayabilir, sandığın gibi değil.” Dedim. Ağlıyordum. Şimdi ne yapacaktım ben. Kolumdaki ağrı Leo’nun dediği gibi geçmişti. Ama kalbimdeki acı nasıl geçecek ki. “ Neyi açıklayacaksın Demi, Neyi! Beni nasıl arkamdan bıçakladığınızı mı? Bunu nasıl yaparsın?” Bağırmaktan sesleri kısıldı ve ağlamaya başladı. Ama her şeyi yanlış anladı. Bende Joe’yu böyle bir fotoğrafta görsem bende aynı tepkiyi gösterirdim. Joe gitmeye başladı. “ Joe, lütfen gitme Joe nereye gidiyorsun?” arkasını döndü.. “ Senin olmadığın bir yere, anlıyor musun? Artık seni hayatımda görmek istemiyorum! Çık git hayatımdan anlıyor musun çık git!” dedi. Bunu nasıl der, benim ona böyle bir şey yapabileceğimi nasıl düşünür. Leo’yu gebertmek istiyorum. Her şey onun yüzünden oldu. Elimdeki ize baktıkça onu boğasım geliyor. Ağlıyorum, hıçkırıklarım her geçen dakika daha da çoğalıyor. Ayak sesleri duymaya başladım. Birisi buraya doğru koşuyordu. Gözyaşından dolayı görmekte zorlanıyordum. Daha sonra gelenin Selena olduğunu anladım. Koşarak yanıma geldi ve yerde otururken ağlar halimi görünce eğildi ve bana sarıldı. Bir süre sarıldıktan sonra beni sakinleştirmeye çalıştı.Sakinleşmekte güçlük çekiyordum. Selena fotoğrafları görmüş, ağlıyordum ama ona açıklama yapmak istiyordum. Zorda olsa tüm olanları anlattım. her şeyi en başından hatta biraz fazlasını. Kendimi lunaparktan atmak istediğimi dahil. Selena böyle bir şey yapmamam konusunda beni uyardı hatta emir verdi dahil diyebiliriz. Beni düşündüğünü biliyorum onun için ona nasıl kızabilirdim ki. Hem Selena bana inanıyor. Ne yazık ki sadece Selena….
Selena elini uzattı ve beni kaldırdı. Beraber piknik yerine gittik. Yanıma Miley geldi yeni halinden biraz farklıydı ve üzgün… “ Üzgünüm Demi, sen haklıydın. Leo’ya güvenmemeliydim. Zaten anlamadım neden bu kadar bağlandığımı. Şu diş izi sanki gerçek gibi, biraz yanıyor. Geçmiyor da…”
Miley’e nasıl kızabilirdim ki. Sonuç olarak oda böyle olması istemiyordu. Miley’e sarıldım ve bir süre sonra yanımızdan gitti. Selena ile gezmeye başladık. Salıncağa doğru ilerledik. Gözlerim fal taşi gibi açıldı. Gördüklerime inanamıyordum. Joe…