Allah Cezanı Vermesin Ömer!!!

18.4K 1.1K 82
                                    

Herkese seeelammm!!! Nasılsınız bakalım? Ben çok iyiyim sorarsanız.
Sizleri çok özlediğimi söylememe gerek yok sanırım😚 Tamam, tamam lafımı daha fazla uzatmıyorum canlar ve sizi bizim delilerle baş başa bırakıyorum. Keyifli okumalar😊

  Ömer vuruldu mu? Ö Ömer vuruldu. Hayır, hayır, hayır!!! Bir şey olmaz ki ona! Ömer'e bir şey olamaz. İyidir, koca oğlan iyidir!

Kendine gel Dolunay! Sakin ol bir! Şu an salak salak burada böyle durman değil hastanede, Ömer'in yanında olman gerekiyor. Silkelen bir, kendine gel!

Evet sakin olmalıyıyım. Sakin olayım ki Ömer'in yanına gidebileyim değil mi? Tamam iyiyim. Derin derin nefes alıp verdim bir süre. Bir anlık şokun ardından hemen odama çıkıp üstümü değiştirdim. Sakin ol Dolunay bir şey olmaz o deve. Ya bir şey olursa?

Dolunaycığım sen yine kötü düşünceleri çağırmaya başladın o yüzden sus! Ömer'e bir şey olmaz! Ona sevdiğini söylemeden kendine âşık ettiği için kızmadan sarılmadan öpmeden gidemez! Şimdi aklındaki salak saçma düşüncelerin kıçına tekmeyi bas ve Hulk kılıklının yanıma git.

Nefes alamıyorum. Ellerim deli gibi titriyor ve ben ayakta duracak gücü kendimde bulamıyorum. Elime düşen kor ateşle fark ettim ağladığımı. Bu, bu çok ağır. Yanımdayken bile özlediğim birinin gitmesini düşünmek çok ağır. Sakin ol Dolunay, nefes al ver ve sakin ol! Allah'ım sen koru. Dayanıklıdır, bir şey olmaz o öküze. Olmayacak inşallah, olmayacak...

Kapıyı kıracak gibi kapatıp arabaya yöneldim evlerinin bahçelerinde oturup, meraklı gözlerle bana bakan insanları aldırmadan.

Arabaya bindim ve bastım gaza. Hiçbir şeyi düşünemiyorum. Sadece bir an önce Ömer'in yanına gitmek istiyorum. Yüreğimi deli gibi yakan bu istekle gaza daha fazla bastım. Ne kadar süre de vardım bilmiyorum ama hastaneyi görmemle arabayı rastgele park edip hastaneye doğru koştum.

"Ö Öme - sahte bir öksürük- Fırat, Fırat Seçkin, buraya getirilirmiş. Nerede?" Az kalsın gerçek adını söylüyordun. Aferin sana Dolunay!

"Nesi oluyorsunuz?"

"Nerede dedim!" Kadın ani çıkışımla irkildi. Sakinleşmek adına derin bir nefes aldım. Hüzün rüzgarları esen sesime maalesef engel olamadım.

"Eşiyim. Bak vurulmuş o hadi söyle nerede?"

"İkinci katta ameliyatta şu an hanı-" Devamını dinlemeden merdivenlere yöneldim. Asansörü bekleyemem.İkinci kata geldiğimde Tugay şerefsizin de burada olduğunu gördüm. Bunun ne işi var burada? Bir bu it eksikti! Gömleğinin kolunu kıvırmış, ceketini yanına koymuş ve şaka gibi ama perişan bir halde. Benim bildiğim bu tür adamlar çocuklarını umursamazlar ama bu...Neyse! Beni görmesiyle ayağa kalktı.

"Ceren" Sesimin endişeli çıkmasına engel olamadım.

"Tugay Bey, Fırat nerede? Ne oldu ona?" Şu sıfatına tükürdüğüme bey bile derken gelen kusma isteği... Şu an onun Tugay olduğunu göz ardı etmeliyim çünkü Ömer'in durumunu öğrenmem lazım.

"Fırat, Fırat vuruldu Ceren. Benim önüme geçerek beni kurtardı. Kendini feda etti" Ne!!! Bu şerefsiz yüzünden hayatını tehlikeye mi attı Ömer? Salak mı bu çocuk! Ah Ömer yine neler karıştıyorsun acaba?

"Bakın şu an ne olduğunu öğrenmek isterdim ama daha önemli bir sorunum var. Eşim içeride ve iyi mi, durumu ağır mı hiçbir şey bilmiyorum." Tugay'ın önünde ağlamamalıyım. Kafamı diğer tarafa çevirip derin bir nefes aldım ve gözyaşlarımı usulca silip geri Tugay'a döndüm.

"Bilmiyorum, hiçbir şey bilmiyorum. Benim yüzümden. Onu daha yeni bulmuşken..." Evet, karşımda olmayan evladı için üzülen bir baba olabilir ama yaktığı canlar, babasız bıraktığı evlatlar, ağlattığı eşler... Benim karşımda gördüğüm insan  anaların, babaların yüreğine ateşi koyan bir vatan haininden başkası değil. Üzülmesi umurumda dahi değil. İsterse gebersin şerefsiz! Zaten haddinden fazla kötüyüm, bunu görüp de daha da sinirlenmek istemiyorum.

GÖREV (Askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin