Herkese kocaman seee lammmm!!! Nasılsınız bakalım? Ben mi? Yorgun ama heyecanlı!
Tüm yıl çalıştım istediğim bölümü kazandım. Daha ne olsun🥰
Okullar açıldı, özlemişim misiniz? Ay ben çok heyecanlıyım. Eee yeni okul yeni hayat demek. Şimdiden hepinize başarılar diliyorum bebekler🖤
Lafı daha fazla uzatmadan gidiyorum ve sizi bizim delillerle başbaşa bırakıyorum. Keyifli okumalar!!!!
"Bizden bi halt olmaz, bizden bir halt olmaz, bizden bi halt ol-"
"Olmasını isteyen mi var öküz!" Dolunay tersta oturmuş hem ağlıyor hem de boyu devrilmeyesice olan oğlanla, kendine yağdırıyordu.
"Gerizekalı! Aptal! Hem ağlama diyor hem de ağlatıyor. Sen niye ağlıyorsun Dolunay! Salak mısın kızım ne diye ağlıyorsun?! Seni o duruma sokan, seni kıran o öküz için ağlanır mı hiç? O kadar aptalım ki! Bir de kalkmış ona sürpriz yapacağım diye uğraşıyorum. Ah! Kendi de ağladı! Aptalsın kızım ap-tal-sın!" Gözlerini sinirle sildi.
"Evet gamzeye kafaya takmış olabilirim, evet kahrolasıca fazla yakışıklı gelmiş olabilir benim şu eşek gözlerime, evet deli gibi aşık olmuşta olabilirim ama öküz! Öküzler sevilir mi? Boyunu posunu simlediğim her zaman aklıma da diye onu sevmiş mi oluyorum ben? Olmuyorum tabi! Ay oluyorum tabi nasıl olmayacağım. Seviyorum işte bal gibi! " Yeni yeni doğan güneşe baktı. Ağlamaktan kızaran gözlerini kapayıp derin bir nefes aldı. Öyle çok öfkeliydi ki. Oysa ne hayaller kurmuştu. Ömer'e güzel bir sürpriz yapacak ve unutulmayacak bir gece geçireceklerdi.
"Ama o hayvan her şeyi mahvetti!"
Dolunay terasta 'açtım ağzımı yumdum gözümü' vaziyetindeyken hem saydırıyor, hem ağlıyor, ağladığı için bir daha söyleniyordu. Deli kız terasta, deli oğlan oturma odasında aynı evin içinde farklı alemlerdeydiler. Ömer, Dolunay'ın ardından koltukta başı ellerinin arasında oturmuş kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. Her ne kadar peşinden gitmek istese de ikinisinden yalnız kalıp sakinleşmeleri gerektiğine inanıyordu.
Pişmanlık, tuz basılmış yara gibi acıtıyordu canını. Nasıl böyle düşünebilmişti, ne ara deli kıza olan güvenini yerle bir etmişti bilmiyordu. Ne olursa olsun onunla konuşmalı, bu lanet gecenin yaşanmasına izin vermemeliydi. Şirketten gitmemeliydi. Karısın yanına gidip hesap sormalı, Aşkım meselesini öğrenmeliydi.
"Lanet olsun!" Ömer kendi kendini sinir etmiş, oturduğu koltuktan bir hışımla kalkmıştı. Burada böyle boş boş oturmak sadece zaman kaybıydı. Affettirmeliydi kendini. Bu böyle olmazdı. Zaten bir saattir hiçbir şey yapmadan oturuyordu. Deli kızın yanına gitmek isteğini daha fazla bastıramadı ve merdivenlere yöneldi.
Dolunay odasına gitmek için merdivenleri indiği zaman kendisi gibi, yanına gelmek için merdivenleri çıkan Ömer'le karşılaştı. Deli oğlan kıza baktığında dikkatini çeken ilk şey kızarık, sulu ve şişmiş olan kahve gözler çekti. Buna kendisinin neden olduğunu bildiğinden küfretmeden duramadı. Kıza bakınca o saçma lafın ağzından çıkmasına da engel olamadı.
"Ağlamışsın" Dolunay kendini 'ciddi misin?" dememek için tutarken Ömer'e sert sert baktı. Ömer bu bakışlar eşliğinde kaşlarını devreye sokup birbirleriyle yarışa girmelerini sağladı.
"Ağlama demedim mi?"
'Ayy vallahi de bu öküz! O çatılan kaşlarına yapışsın ağdalar emi!'
Ömer tutmasını bilmediği ağzına elinin tersiyle hayali bir tokat ederken kızmadan edemedi kendine.
'Harbiden öküzsün oğlum!'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖREV (Askıya Alındı)
Ficção AdolescenteEN BAŞTAN YENİLENDİ VE DÜZELTİLDİ!!! Ya bir görev hayatınızı altüst ederse? DOLUNAY YALINKILIÇ Taramalı tüfek gibi çenesine rağmen askeriyenin en iyi timlerinden olan Bozkurtlarda görev yapan tek kadın. ÖMER SERDENGEÇTİ Hayatını sadece vatanına...