Hazırlık

24.9K 1.2K 68
                                    

Multimedya Dolunayın giydikleri

Herkese seelam! Biliyorum sizi çok beklettim ve bu yüzden çok üzgünüm.   Sizileri çok sevdiğimi bilin ayçiçeklerim. Yine aşka bağladı yazarınız. Neyse sizi daha fazla lafa tutmuyor ve bizim delilerle başbaşa bırakıyorum. Sevgiyle kalın💛🌻

Rüzgar bir kadının narinliği ile tenimi okşarken açtım gözlerimi. Güneş tam karşımda İstanbul'un güzelliğini sunuyor, uzaktan göz kırparmışcasına uyan artık diyordu adeta. Nerede olduğumu kavrayamadım ilk önce. Baygın bakışlarla etrafımı süzdüm ve dizimdeki ağırlığa döndürdüm bakışlarımı. Elimin altına yumuşacık saçlarıyla Ömer, dizlerimde uyuyakalmış. Daha doğrusu uyuyup kalmışız terasta. Dün geceyi anımsadım bir an. En son şarkı söylediğimi ve koca oğlanın odasına geri döndüğünü hatırlıyorum. Bu Hulk kılıklı odasına gittiyse ne işi var benim dizimin dibinde?

"Ömer"

"Hı?" Esnerken sarstım koca oğlanı

"Ömer sana diyorum"

"Ne oldu?"

"Kalk hadi"

"Neden?" Anne beş dakika daha demesini bekledim valla.

"Dizlerim ağrıyor çünkü! Hem sen dün gitmemiş miydin odana?"

"Ne odası? Ne diyorsun Dolunay sabah sabah?" Küçük bir çocuk gibi enseye esneye ovaladı gözlerini.
Yattığı yerden doğrulmaya çalıştığı an nasıl oldu bilmiyorum ama kendi yerde buldu.

"Hass!" Kahkahalarım benden bağımsız bir şekilde özgürlüklerini ilan ederken kolumdan çekilmesiyle kendimi Ömer'in üstünde buldum.

"Ömer!!!" Eğlendiğini belli eden bir ifadeye bana baktı ve otuz iki diş gülümseme eşliğinde

"Günaydın" dedi.

Gamze! Hayır, hayır, hayır! Sabah sabah gamze de neymiş? O değilde bu çocuk dağınık saçlarına rağmen sabah sabah niye yakışıklı geldi gözüme? Ay Dolunay ne yakışıklılığı Allah’ını seversen! Kendine gel. Delirdin iyice!

"Günaydın"

Günaydın? Dur,dur,dur! Ben şu an Ömer'in üstündeyim değil mi? Aman Allah'ım! Sinirle geçirdim koluna

"Hayvan herif! Niye beni de çekiyorsun yanına? Bak bir de nasıl eğleniyor! Hem sen dün odana gitmemiş miydim?"

"Dolunay!"

"Ne var?"

"Kalkacak mısın artık?"

Ay ben hala üstündeyim değil mi? Yüzüm domates gibi oldu valla. Ömer'e bakmadan hemen kalktım ayağa. Sanki ben meraklıyım üstünde durmaya!

"Angus, boynuzları bir yerlerine kaçmış gergadan, yontulmamış kütük!"

Daha ağzıma gelenleri söylemeye devam edecektim lakin
Hulk kılıklı tam kalkacakken bana takıldı ve ben, çelme yemiş gibi yine Ömer'in üstüne düştüm. Yeter ama!!!

Kafamı kaldırıp Ömere baktım. Ömer sersem sersem bana, ben ona bakıyorum. Ne kalkabiliyorum ne bağırabiliyorum. Çeksene o gözlerini! Niye beline sarılan o kolları itmiyorsun Dolunay? Niye her şey soyutlanmış da sadece ben ve Ömer kalmış gibi. Derin bir nefes aldım. Ömer boğuk bir sesle

"Dolunay"dedi. Gözlerimi kırpıştırarak  baktım.

"Efendim?"

"Ayırsana kollarımı"

"Ha?"

"Kollarımı diyorum ayırsana, ben ayıramıyorum" Ne dediğini kavramak adına aval aval baktım. Sonra aklım nihayet ne işe yaradığını hatırladı ve hemen Ömer'in üstünden kalkıp odama doğru koştum. Kapıyı kapatıp yaslandım ve nefes almayı bir süreliğine unuttum. O neydi be!

GÖREV (Askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin