Plan

24K 1.2K 30
                                    

Şu an havaalanının önünde durmuş bizi alacak arabayı bekliyoruz. Bunlar her şeyi hazırlamışlar belli. Hazırlamışlar hazırlamasına da yarım saat oldu! Ne gelen var, ne giden! Hayır yani bin taksiye git evine ama yok, illa o arabayla gidilecekmiş. Neden mi? Çünkü Ömer bey öyle dedi.

"Ömer gelecek mi artık?" dedim bıkkınlıkla. Gerçekten de sabahtan beri bekliyoruz.

"Ne biliyim kızım, gelmedi" Al işte

"Binip gidelim taksiyle eve!" Bıkkınlıkla baktı bana.

"Evi bilsek gideceğiz de"  Of Allah'ım of!

"Her boku bilen sen, kendi ayarladığın evi mi bilmiyorsun Ömer?" Anında çattı kaşlarını.

"Düzgün konuş benimle. Ev ile ben ilgilenmedim" 

Haklıyım tabi susturmaya çalışıyor. Oh olsun sana. Canım sıkılıyor. Valla bana geliyorlar. Burada Ömer yüzden bekliyorsak ve onun yüzünden sıkılıyorsam onunla konuşmaya hakkım var değil mi? Sonuna kadar. Şimdi muhabbet bul Dolunay. Hımm düşünelim bakalım... Buldum! Cevaplanması gereken sorulara malesef ki sahibim ve bunların cevaplarını öğrenmem gerekiyor.

"Ömer" dedim sakince.

"Söyle" Kibarlıktan yoksun mağara adamı!

"Ya Allah aşkına bir sefer efendim demeye çalışsan olmaz mı? İlla öküz olmak zorunda değilsin hani"  Sıkıntılı bir şekilde konuştu

"Efendim Dolunay, ne var?" 

"Annen seni küçükken neyle besledi?" Aferin kız Dolunay! Sora sora bunu mu sordun gerçekten?

"Neden sordun?" Ah bende bir bilsem...

"Eğer oğlum olursa bir gün onu da annenin seni beslediği şeyle besleyeceğim ki güçlü olsun"dedim aklıma gelen ilk şeyle. Çok güzel saçmaladım aferin bana. Ömer'e baktım yamuk yamuk sırıtıyordu. Bir dakika bir dakika ben daha demin... Allah kahretmesin benim çenemi. Ömer'e güçlü olduğunu söyledim. Eğer oğlum olursa Ömer'e benzemesini söyledim. Yok be sadece onun gibi güçlü olmasını söyledim. Evet evet öyle söyledim yalan değil güçlüydü. Ömer'e benzemesini söylemedim. Aynen Dolunay sorarsa böyle de kuzum. Ömer baktım sadece gülüyordu. Valla anormal bu adam ahanda buraya yazıyorum.

"Sonunda"  Sabahtan beri beklememize neden olan araba konuşmamızı bölerken önümüzde durdu.

"Ömer'im" Arabadan inen adamla Ömer kabaca sarıldılar. Yaşı tahminen 45 ya da 50.

"Nasılsın koçum?"

"İyiyim Hasan abi sen nasılsın?" Ömer adamın yanında aynı dev gibi kalıyor. Hormonları bozuk bu adamın!

"İyiyim -bana bakarak-bu hanım kızımız kim Ömer?" Ömer'in

"Bu mu hanım?" diye mırıldanışını duydum. Dediği şeye bak! Hanım hanımcık kızım ben, sadece sana karşı öyle değilim koca oğlan. Adama gülümseyerek

"Ben Dol-"diyemedim çünkü Ömer öküzü lafımı böldü.

"Ceren, eşim olur abi" Ne oluyor, ne Cereni?

"Öyle mi? Ne ara evlendin hiç haberimiz olmadı ya"

"Aile arasında nikah kıydık abi hadi gidelim artık yol yorgunuyuz" Bu adam niye yalan söyleyip duruyor acaba? Benim adım neden Ceren? Şimdilik üstünde durmayacağım ne de olsa yakında çıkar kokusu. Ömerler bavulları arabaya yerleştirdi ve arabaya binip yola koyulduk.

Bizi bekleyen bilinmezlikle doğru...

1 Saat Sonra

Artık kendimi kapıyı açıp atacağım. İki adam konuşuyorlar ve adım kadar eminim ki benim burada olduğunu unuttular. Yol boyunca sadece dışarıyı seyrettim. Tahmin edildiği gibi ev şehirden uzak. Çünkü 30 dakika önce binaları, arabaları arkamızda bıraktık.

GÖREV (Askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin