GÖREV (Askıya Alındı)

Bozkurtlar Operasyonda 2 /Eve Dönüş

Seeelamm!! Nasılsınız bakalım? Size bomba gibi bir bölümle geldim. İki bölümğ birleştirdiğimden dolayı baya uzun oldu. Bol bol okuyun😊 Sizleri çok seviyorum. Görüşmek üzere🌻

"Bora kaç kişiler ve kaç araba var?"

"Komutanım bir kamyonet önde. Arkasında iki tır ve bir kamyonet daha. Görünürde kamyonetlerde sadece şöför ve yanında bir adam var. Kasaların ise üstü örtülü."

"Tamam Bora. Sedat ve Yiğit, Ömerler adamları oyalarken götürülenleri ve kamyoneti halledin. Bora tır şöförleri ve yanındaki itlerde sende"

"Emredersiniz komutanım"

"Herkes hazır olsun" Araba sesleri yaklaşınca elime kenarda duran süpürgeyi aldım. Uff kafamdaki yemeni de düşüp düşüp duruyor. Naylon herhalde. Yemeniyi bir kez daha düzeltip bizimkilere baktım. Ömerin gözlerini bende konuşuyor Emre de onu dinliyor. Niye bakıyor bu bana böyle? Ona ters ters bakıp bakışlarımı çektim. Gözleri üstümde hissediyorum. Onu düşünmemeye çalışarak diğerlerine baktım. Ali komutan oturuyor sadece. Duvarın üstüne koyduğum silahımın üstündeki sanki bozukmuş gibi örtüyü düzelttim. Araba sesleri artık daha yakından geliyor. Ecelinize gelin şerefsizler! Sesler yaklaşıyor yaklaşıyor yaklaşıyor ve... Geldiler! Gelen sadece bir araç. O da beyaz renkli, eski bir mitsubishi açık kasa bir model. Kendini akıllı sanan salaklar. Şanlıurfa terörle pek fazla anılmasa bile Ceylanpınar'da terörden tutuklanan insan sayısı çok olmasa da var. Şimdi de kendilerince kontrol yapıyorlar

Ömer ve Emre, dışarıdan bakıldığında koyu bir muhabbet içerisindeymiş gibi konuşuyorlar. Araba sesini duyunca muhabbeti bırakıp arabaya doğru baktılar. Bende sanki yerleri süpürmekten belim ağırmış gibi dikilip elime belime koydum ve merakla arabaya baktım. Emreler elleriyle dur işareti yaparak arabanın önüne geçtiler.

"Raweste raweste raweste(dur dur dur)!" Araba durmasıyla şoförün yanına doğru giden Ömer, camı tıklattı. Şoför sorgulayan bir bakışla bizimkilere bakıyor. Camı açıldığında koca oğlan,

"Hûn kê ne (kimsin) " diye sordu.

"Çi qewimî ( Ne oldu)?"

"Min got ku tu kî ye( kimsiniz dedim)?" Ömer'in bu atarlı haline zıt bir biçimde arabadan inip Hulk kılıklının karşısına dikildi ve gülerek

" Alîkarane (yardımsever)!" dedi. Şerefsiz!

"Tu bî ku de diçî( Nereye gidiyorsunuz)?" Şoför kısa bir an bana bakıp Ömer'e döndü. Dikkat çekmemek adına süpürgeyi elime aldım ve yerleri tekrardan süpürmeye başladım. Gizli gizli Ömerlere bakmayı da ihmal etmedim.

" Sûrye(Suriye)"

"Bi tu Tirkî dizanî (Türkçe biliyor musun)?"

"Bilirem. Siz kimseniz böyle sorgiye çeker gibi?" Ecelin! Tanış kendisiyle! Koca oğlan kaşlarını iyice çatıp şoföre ters ters baktı. Birden üzerine atlayıp farenin boğazını sıkacakmış gibi bir hali var. Emre durumu fark etmiş olacak ki araya girdi.

"Yoğk ne sorgisi. Sadece merak" O sırada kasada çok dikkatli bakarsanız belli olacak bir şekilde hareketlenme oldu. Telsizden bizimkilere

"Kasalarda adamlar var. Dikkat edin"dedim. Ali komutana baktığımda yerinde ayağa kalkmış buraya doğru geliyordu.

"Diğer kamyonet ve götürülenler tamam." Sedatlar diğerlerini halletmişler. Ali komutan kamyonete yakın bir yerde mevzilendi ve bir bana bir baktı Emrelere şimdi der gibi. Ve başlıyoruz. Silahımı örtüden kurtarıp elime aldım ve çatışmaya katıldım. Ömer şoförü, Emre yanındakini halletti ama bizim aksimize öldürmediler. Ali binbaşıyla bir yandan kasadakileri tahtalı köye postalıyor diğer yandan Ömer ve Emre'yi koruyorduk. Şerefsizler neye uğradığını şaşırdı adeta.