Ömer Baktın Mı?

25.3K 1.2K 113
                                    

Hulk kılıklı ile birlikte merdivenlerden sakince inerken birden durdu ve bana baktı

"Ne oldu?"

"Şunu örtelim" Cümlesini bitirmeden duvağımla birlikte takılan kırmızı örtüyü yavaş yavaş yüzüme örttü. Yakınlığın verdiği rahatsızlıktan mı bilmem sesim, benim bile zor zar duyabileceğim şekilde çıktı. Ela gözlerini, kırmızı örtüye rağmen kahvelerimden çekmedi.

"Teşekkür ederim"Kedi gibi mırıldanıyorum bugün. Tekrar koluna girdim ve yüreğime hapsolmuş heyecan ve buruklukla dışarı çıktım. Bugün bir şey fark ettim. Ömer, bugün fazla bir kibar. Asla şikayetçi değilim ama alışmadık götte don durmaz hesabı bir garip geliyor.

Aman Allah'ım tipe bak! Bembeyaz, görenin dönüp bir daha bakacağı kadar güzel bir at, tam karşımda bana bakıyor. Ata bakarken gözüm atı tutan adama ve hemen çaprazındaki Ayşe'ye kaydı. Adam resmen Ömer'in normalleştirilmiş versiyonu. Ata doğru ilerlemeye başladığımız vakit Ömer,

"Sağda ki abim" dedi. Çenemi tutamadım.

"Senin normalleştirilmiş versiyonun" Dışardan bakanlar bizi güler yüzlü ve heyecanlı iki çift olarak görülüyorlar, eminim. Lakin bilmiyorlar ki içimiz de ne fırtınalar kopuyor.

Hulk kılıklı bir şey demek yerine ters ters baktı. Açıkçası pekte umursadığım söylemez. Atın yanına geldiğimiz de Ömer'in abisi gülümseyerek bana baktı ve ardından elini uzatıp kendini tanıttı

"Ben Eren, Ömer'in abisi. Hoş o sana söylemiştir ama" Eren abi vurdu ve gol!!! O nasıl laf sokma öyle! Ömer abisine benden bahsetmedi ya hani... Hoş o da beni bir, iki hafta önce tanıdı! Ya Allah'a aşkına insan bu devirde, evleneceğini, kocasının kim olacağını dahi bilmeden öğrenir mi? Ah zalim dünya ah!

Eren abinin uzattığı eli tutarken örtüyü kaldırıp Ömer'e baktım. Ona hitaben kıs kıs güldüm ve önümü döndüm. Tabi gülümsemem, hafif bir tebessüme döndü.

"Ben de Dolunay" Sizin söyleyişinizle de gelin hanım!

Kısa tanışma faslından sonra gelinlik yüzünden büyük bir uğraşla ata bindim. Ömer atın sağında, atı tutan adam solunda, Ayşe ve abisi atın çaprazında ilerlemeye başladık. Her şey o kadar rüya gibi geliyor ki. Ben kendi düğünüme gidiyorum. Resmen bugün benim düğünüm var!

Kapıdan çıktık ve ön kapıya doğru ilerlemeye başladık. Benim anlamadığım bir şey var. Niye ön kapıdan yürüyerek çıkmıyoruz ki? Ne gerek var şimdi bu ata?

"Biz de adettendir, gelin düğüne at üstünde gelir" Allah'ım yine mi sesli düşündüm ben? En yakın zamanda şu konuyla ilgilenmeliyim. Çünkü iç dünyamın özeli diye bir şey kalmadı!

"Yenge"

"Efendim Ayşe"

"Çok güzel oldun." Yüzümde bir kilo makyaj varken nasıl çirkin olabilirim ki!

"Teşekkür ederim. Sen de çok güzel oldun balım" Davul sesleri daha da yüksek gelmeye başlayınca heyecanım artmaya ve beni sıkıntıya sokmaya başladı. Ön taraftaki koca kapıdan içeri girdik ve aman Allah'ım..!

Davullar, zurnalar mı ararsın, oyun ekibi mi ararsın, kazan kazan yemekler, etler, gözlemeler kesilen koyunlar, tatlılar... Oynayan insanlar, bir yerde kocaman uzun bir masa hep ağa gibi gözüken adamlar...Bir tarafta oynayan halay çeken kadınlar, sayamadığım kadar koruma. Çiçeklerle, balonlarla, tüllerle süslenmiş her yer.

Ortada bizim için hazırlanmış masayı görünce garip hissetim bir an. Küçükken gelin ve damat masasına nedense hep oturmak isterdim. Şimdi ise gelin olmuş bir vaziyette, kendi masama oturacağım. Kendimi hiçbir zaman olmadığım prenses gibi hissettim. Kendini prenses gibi hisseden bir asker! Gülmeden edemedin halime. Adamın biri

GÖREV (Askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin