Ömer'in kucağına düştüm! Nefeslerimiz birbirine karışıyor adeta. Ne o gözlerini çekiyor ne ben. Şaşkın şaşkın bakıyoruz sadece. Ne kalkıyorum ne de bağırıyorum. Allah aşkına benim şimdi bağırıp çağırmam gerekmiyor mu?
Ne oluyor bana böyle? Ah hayır Dolunay, bu çok yanlış! Benin kalkmak lazım. Hem de hemen! Ama... Ama lanet olsun ki yapamıyorum! Çeksene gözlerini be adam. Bakışları hem bir girdap gibi tehlikeli ve kendine esir ediyor hem de karanlığa direnen orman gibi.
Gözleri ne güzel bu adamın.
Geceyi beyaz bir leke gibi silen ışık harelerini iyice belli ederken kendime şaşmadan edemedim. Ömer tam ağzını açmış bir şey diyecekti ki...
"Tövbe tövbe sizin odanız yok mu?" Elleriyle gözlerini örtmüş yarı arkası dönük vaziyette, bize bakmamak için kendisiyle savaşan Ayşe, beni abisinin kucağında gördü! Yanlış anladı kız. Nasıl anlamasın ki bu kıpkırmızı yüze bakılınca! Hızla Ömer'in kucağında kalkıp yüzüme aldırmadan Ayşe'ye döndüm.
"Ayşe sen çok yanlış anladın. Ben ayağa kalktım o sırada -Ömer'i göstererek- bu öküz abin beni kolumdan çekti" Arkama döndüğümde Ömer'in çoktan arkadaki merdivenlere doğru yönelmiş olduğunu gördüm. Dengesiz herif! Allah'ın Hulk kılıklısı!
"Yenge" Kendini her ne kadar tutsa da dalga geçmekten kendini alamadı. Gülmesini saklamak isteyen bir ifadeyle bana bakıyor lakin ben ona bakamıyorum. Nasıl bakayım ki? Kız beni abisin kucağında, aramızda santimler varken gördü!
"Ayşe gülme!" Basit bir mırıldanıştı benimkisi. Utanma duygusunun yan etkisi niyetinde olan bir mırıldanış.
"Yenge ben gelmesem..!"
"Tövbe tövbe! Ben ayağa kalktım abinde kolumdan tutunca düştüm! Fesatlaşma lütfen hemen!" Daha fazla gülmesini tutamadı ve katıla katıla gülmeye başladı
"Allah'ım kıpkırmızı oldun! Sakin ol yenge şaka yaptım sadece!"
"Abisi kılıklı! Yarından sonra bak bakalım geliyor muyum seninle" Arkamı sönüp merdivenlere yönelirken panik olmuş bir şekilde koluma girip beni durdurmaya çalıştı.
"Yenge, yengeciğim yapma hadi" Onu aldırmadan yürümeye devam ettim. Abisine olan kızgınlığım kardeşinden çıkarıyorum sanki.
"Hem sizin kitapta verilen sözden geri dönülür mü?" Beni en zayıf noktamdan vurdu ama
"Çok adisin!" Gülen gözlerle bana bakıp göz kırptı.
"Söz konusu aşksa!" Aşk dedi susmak bilmez şimdi bu tatlı kız. O yüzden...
"Hadi iyi geceler Ayşe" O da kaçtığımı anlamış olacak ki
"İyi geceler yengeciğim" dedi. Merdivenleri inerken Ömerle karşılaşmamak için tüm duaları ediyorum. Gözleri.... Gözleri o kadar güzel ki. Bir girdap gibi insanı kendine çekiyor. Ah ne diyorum ben! İki üç gün iyi anlaştık diye dediğim şeylere bak. Ömer'in buzlarını eritmeye başlaması bana kesinlikle yaramadı. Sonum hayır olsa bari!
______________________________________"Günaydın efendim"
"Günaydın kızım." Bu kadından böyle bir çocuk akıllara zarar. Kadın ne kadar iyiyse Ömer o kadar öküz. Babasına çekti herhalde. Çünkü annesinin birkaç kere babası kılıklı dediğini duydum.
Ayşe'ye de günaydın dedikten sonra Ömer'in dün gösterdiği yerime oturdum. O sırada Ömer gelip oturdu ama yerine değil. Bu değil miydi dün bana kural var diye karşısına oturtturan? Zehra teyze bana dönüp
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖREV (Askıya Alındı)
Genç KurguEN BAŞTAN YENİLENDİ VE DÜZELTİLDİ!!! Ya bir görev hayatınızı altüst ederse? DOLUNAY YALINKILIÇ Taramalı tüfek gibi çenesine rağmen askeriyenin en iyi timlerinden olan Bozkurtlarda görev yapan tek kadın. ÖMER SERDENGEÇTİ Hayatını sadece vatanına...