/10/ Ben Hizmetçi Değilim!

20.9K 835 24
                                    

Multi; Kızıl Cadı! ve Melek :*

Ben 10.Bölümü yazarken siz 1000 kişi olmuşsunuz bile :) <3 :* Dilerim beğendiğiniz bir bölüm olmuştur, son satırın ardından yıldızımı bırakmayı unutmayın ;) yorumlarınızı özellikle bu bölümde bekliyorum! Kızıl cadıya bakalım tepkileriniz ne olacak hepsini özenle okuyacağım :) öpüldünüz meleklerim :*

Gece siyahtı.

Gece uzundu.

Gece karanlıktı.

Karanlığı yok eden ışık artık yoktu,

O da kanmıştı tıpkı diğerleri gibi gecenin vaat ettiklerine.

Gündüzün sıcaklığına ışığın büyüsü eşlik etti,

Yine de yenemediler siyahı, yetemediler karanlığı boğmaya...

Çünkü siyah, hepsinden güçlüydü, gecenin yegâne sahibi, tüm renklerin tek lideriydi...

Bir hışımla çıktığım odanın kapısına son bir bakış daha atarak koridorda ilerlemeye başladım. Bu adam benim sabrımı ciddi anlamda sınıyordu. Belki ailemden sonra vereceğim en büyük sınavım bu mafya kılıklı herifti! Her seferinde evleneceğim gerçeğini aklımdan çıkarmaya çalışıyordum ancak geçen günler gibi sabrımda giderek azalıyordu inkar etmeye çalışsam bile her şeyin farkındaydım.

Ve korkuyordum...

Hayal'in yanına gitmem imkânsızdı, minik bedeni aldığı ilaçlarında etkisiyle yorgun düşmüş derin bir uykuya dalmıştı. O uyanmadığı sürece rahatsız edemezdim, peki şimdi ne yapacaktım bu koca evde? Bakışlarım altın renginde simli duvar kağıdıyla süslenmiş duvarlarda, pahalı parke zeminde, ahşap merdiven korkuluklarında gezindi... Bana göre gereksiz büyüklükte bir evdi ve bir saray kadar ihtişamlıydı.

Aklımdan geçen onlarca düşüncenin eşliğinde duvarlardaki değerli tabloları incelerken birkaç kişinin sesini duymuştum ve bir kadın kahkahası... Sesler salondan geliyordu ancak tanımadığım insanların yanına bir başıma gitmek istemedim, onlara ne diyecektim?

Polat Demirhan'ın nişanlısı?

Fazla absürt bir cümleydi ve asla kullanmak istemeyeceğim bir sıfatı barındırıyordu. Merdivenlerden inerken adımlarım geri geri gidiyordu yine de çoktan alt kata inmiş, giriş kattaki ufak aralıktan salona doğru bir bakış atmıştım ancak gördüğüm görüntü pekte hoşuma gitmemişti. Birisi kumral, diğeri kızıl iki güzel kadın ellerinde kahve fincanlarıyla terasa açılan camların önünde sohbet ediyordu. Buraya kadar her şey normaldi ancak anormal olan her iki kadınında mitolojide tasvir edilen Tanrıçalar kadar güzel olmalarıydı.

Kumral, yeşil gözlü olan kadın, ince vücudunu saran kırmızı kalem bir elbise giymişti, kızıl olansa siyah mini bir elbise tercih etmişti. Derin göğüs dekoltesine eşlik eden sütun gibi bacaklar güzel bir tablo oluşturuyordu. Yüzlerini bulunduğum mesafeden net göremiyordum ancak buradan bile çarpıcı simalara sahip oldukları belliydi. Saklandığım duvarın arkasından göremediğim bir erkeğin yaptığı espriye kumral olan kahkaha atarken kızıl afet gözlerini devirdi. Oflayarak konuşmaya başladığında sesinin de çok güzel olduğunu fark ettim.

"Polat nerde kaldı yaa? Sırf bir yere kaçmasın diye evine baskın yapıyoruz, burada bile bizi ekmeyi başardı." Bu defa başka bir adamın sesi kızıla cevap verdi.

"Hayal'in yanındadır her zaman ki gibi."

"İyi de çocuk neredeyse her saat uyuyor, uyurken bile yanında olmasına ne gerek var! Sanki görüyormuş gibi..." Kızıl sürtüğün sözleri damarlarımdaki kanı öfkeyle alevlendirmişti. Ellerimi yumruk yaparken dörtlü bu defa başka şeylerden konuşmaya başladı ve ben onları daha fazla duymak, görmek istemediğim için mutfağa doğru yürümeye başladım. Adımlarımı sertçe ve hızlıca atıyordum.

Kızım İçin (Aşk Kırmızı Serisi #1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin