Tek gecelik macera ve sonrası. 31 bolum.

127 1 1
                                    

Reyhan: Aaa kapı.
Mazhar: Kimki acaba?
Reyhan: Kapıyı açmadan bilemeyiz demi kim olduğunu?
Mazhar: Mesaj alinmisdir hayatim. Der ve kapiyi acmaya giderler. Acidiklarindada karsilarinda tanimadiklari bi kiz cocugu görürler.
Mazhar: Merhaba güzellik.
K: Merhaba ben Toprak.Sizde yeni komşularimiz olmalısınız.
Reyhan: Evet öyle canim. Bu arada ben Reyhan.
Mazhar: Bende Mazhar.
Toprak: Tanışdığımıza memnun oldum. Beni sizi çağırmam için yolladılar.
Mazhar: Nereye çagırmak için?
Toprak: Bize. Annemler sizi kahvaltıya bekliyorda.
Reyhan: Madem bekliyorlar, onları fazla bekletmeyelim demi?
Mazhar: Bencede bekletmeyelim. Der ve hep beraber komşuların evine kahvaltıya giderler ve bu her gün böyle devam eder. Tam bir ay boyunca birilerin evine kahvaltiya, aksam yemegine, manqal partilerine, göl kenarinda pikniklere ve davet edilicek her yere davet edilmişlerdi. Artik tüm köy onları tanıyordu. Dolayısıyla onlarda tüm köy halkını tanıyorlardı artık. Ayrıca tanıdıklarının arasında bi tanede doktor vardı. Hemde kadın doğum uzmanı. Ayrıca Reyhanlada yakından ilgikeniyordu. Bu günde rutin kontrollerden biri vardı.
Mazhar: Reyhan, hadi uyan artık. Bak bu gün kızımızı görmeye gidicez. Hadi kalk artık.
Reyhan: Hmm tamam kalkıyorum. Kalkıyorumda, sanki bi şey eksik. Acaba ne? Sorar gülümseyerek.
Mazhar: Sakın bu olmasın. Der ve Reyhanın dudaklarına yapışır. Bu Reyhanında çok hoşuna gider ve karşılık verir. Bir azcık öpüşdükden sonra ayrılırlar.
Mazhar: Şimdi oldumu güzelim.
Reyhan: Hmm benim için olduda....
Mazhar: Anlaşıldı. Diyerek Reyhanın karnından öper.
Mazhar: Biliyormusun gün geçdikce bebeğimizin kız olduğuna daha çok emin oluyorum.
Reyhan: Nedenki?
Mazhar: Nedenmi? Çok nazlı ve ilgiye düşkünde. Bir az ilgi göstermesem hemen küsüyorsunuz bana. Surekli kendisini hatırlatıyor. Daha doğrusu, kendi yapamadığı için bunu annesine yapdırıyor. Baksana daha doğmadan cin gibi bir şey. Hani derler ya kız çocukları kendilerini sevdirmeyi bilirler ve babalarına düşkün olurlar diye. İsde bizim ufaklıkda öyle.
Reyhan: İyide nerden biliyorsun sana düşkün olduğunu?
Mazhar: Nerdenmi? Senden önce kızımız bana düşkündü hatırlarsan. Sürekli benim size yakın olmamı istiyordu ufaklık. Sen degilmiydin, senin bana dokunmam iyi geliyor, kendimi bi başka hiss ediyorum diyen. Kendimi güvende hiss ediyorum hoşuma gidiyor diyen sen değilmiydin.
Reyhan: Evet bendim. Aslında neden öyle hiss etdiğimi bende bilimiyordum. Sonra, yani bi ara acaba dediğimde oldu. Acaba sana karşı karşık duyğular içinde olduğumdanmı böyle hiss ediyorum dedim kendi kendime. Ama emin olamadım. Öyle degil dedim. Ama öyleymiş. Bi yandanda ufaklık sebeb oluyormuş böyle hiss etmeme.
Mazhar: Evet. Bebeğimiz anne ve babasın bir birine uzak olmasını istemedi belliki.
Reyhan: Mazhar,
Mazhar: Söyle.
Reyhan: Ben onu çok sevdim. İlk öyrendiğimiz günden hemde. Evet çok şaşırdım, hatta korkdumda ama sevdimde.
Mazhar: Sevmesen şaşardım benim melek kalpli aşkım. Her şey iyi hoşda, bu kadar sohbet yeter. Hadi kalk hazırlan, kahvaltımızı edip kliniğe gidelim.
Reyhan: Tamam kalkdım bile. Der ve kalkıp hazırlanır. Kahvaltıları bitdikden sonrada birlikde köyün yakınlığındaki, yani doktor arkadaşlarının çalışdığı kliniğe giderler.
Klinikde.
Mazhar: Merhaba Cansu.
Cansu: Merhaba, tam zamanında geldiniz.
Reyhan: İnanmazsın Mazhar bendende sabırsız. Sabahdan acele et diye tutdurdu
Mazhar: Sanki sen hiç meraklı değilsin.
Cansu: Eee bu çok normal. Ne demişler bunların hepsi tatlı telaşlar.
Mazhar: Gerçekden öyleymiş.
Cansu: Eee hazırmısınız ufaklıkla tanışmaya.
Reyhan: Hazırız. Gerçi önceden tanışmışlığımız var, ama o zaman daha çok küçükdü. Şimdiyse 4 aylık oldu teyzesi.
Cansu: Eee o zaman hadi bir an önce başlayalım. Sedyeye uzanırmısın Reyhancım.
Reyhan: Hemen.
Mazhar: Cansu, şimdi 4 aylık olduya, cinsiyeti belli olurmu?
Cansu: Hem olur hem olmaz. Yani normalde belli olması lazım, ama bu daha çok bebeğin pozisyonundan asılı. Bu yüzden, hemen umutlanmayın derim ben.
Reyhan: Off!!! Keşke belli olsa.
Cansu: Eee bakıcaz artık. Hazırsanız başlıyorum. Der ve ultrasona başlar.
2 dakika sonra.
Mazhar: Bak bak!! Reyhan gördünmü.
Reyhan: Gördüm canım. Ay ne kadarda güzel manzara. Cansu, orda gördüğüm ellerimi yoksa?
Cansu: Evet elleri. Ama daha çok küçük. Bak buda ayakları.
Mazhar: Mucize gibi bir şey vallahi.
Reyhan: Öyle ya. Baksana ne kadar sevimli bir şey. Cansu, ultrason görüntüsünün çıkdısını ala bilirmiyiz?
Cansu: Tabikide ala bikirsiniz, ama önce...
Mazhar: Önce ne?
Cansu: Önce dinlemeniz gereken bir şey var. Diyerek sesi açar ve bebeğin kalp atışları duyulur.
Reyhan: Bu...bu...kalp atışları demi? Hayatımda duyduğum en güzel ses. Der ağlıyarak.
Mazhar: Reyhan,sen ağlıyormusun? Der gözleri dolarak.
Reyhan: Evetya. Kendimi tutamadım.
Mazhar: Sen çokmu duyğusalsın.
Reyhan: Sen degilsin sanki. Nerdeyse ağlıyacasın.
Cansu: Mutluluk göz yaşları bunlar. Bu gün ağlamak serbest. Kendinizi tutmayın.
Mazhar: Bu ses çok büyükeyici.
Cansu: Öyledir tabi.
Reyhan: Şey...cinsiyeti bellimi peki?
Mazhar: Evetya. Bi baksan diyoruz.
Cansu: Demenize gerek yok Bakıyorum zaten.
ReyMaz: Eeee?
Cansu: Bakıyorum, ama anlaşılan ufaklık baya utanqac ve gizemli. Kendini çok iyi saklıyor.
Reyhan: Ofya!!! Çok heveslenmişdim.
Mazhar: Ama üzülme lütfen.
Cansu: Evetya. Bunun için üzülmeye degmez güzelim. Tamammı. Bebiş şimdiki pozisyondayken bi şey görmemiz mümkün değil. Ama bu geçici. Önümüzdeki ay belli olur. Hem bir az büyür ve pozisyonu deyişirse rahatca cinsiyetini oyrene biliriz.
Reyhan: Peki sağlığı nasıl? Her hangi bir tehlike yok demi?
Cansu: Yok tabikide. Ufaklığın sağlığı ve gelişimi çok iyi. Her şey olması gerekdiği gibi.
Mazhar: Oh çok şükür. Başlarda bizi çok korkutmuşduda. Düşük riski vardi. Hemde yüksek bi risk.
Cansu: Ama şimdi öyle değil. Yani risk var...
Reyhan: Nasılya? Hani her şey iyiydi.
Cansu: İyi tabikide. Kötü demedimki. Bu normal durum. Yüzde beşle yüzde onarası risk çoğu hamileliklerde olur. Bazen her şey yolundayken bile aniden beklenilmeyen probler ola bilir. Ama olmayada bilir. Bu sadece bi olasılık. Bu yüzden iyi düşünki iyi olsun.
Reyhan: Neyse içim rahatladı bir az. Der ve o an Mazharın telefonu çalar.
Arayan Haluk abiydi.
Reyhan: Kim arıyor hayatım?
Mazhar: Haluk abi. Ben onu sonra ararım.
Cansu: Gerek yok bitdi nerdeyse. Sen çık konuş istersen belki önemli bir şey diyicek.
Mazhar: Tamam. O zaman ben çıkayım. Der ve odadan çıkıp aramayı kabul eder.
Mazhar: Merhaba Haluk abi.
Haluk: Merhaba Mazhar. Hele şükür yani. Ya ben bi ara hiç açmıyacaksın sandım.
Mazhar: Ya demin kontroldeydikde.
Haluk: Ha bebek için demi kontrol? Eee nasılmış sizin ufaklık.
Mazhar: İyi çok şükür. Sen ne ditecekdin. Ters bi durummu var?
Haluk: Yok. Hala aynı durum. Adamlar hala pusudalar.
Mazhar: Peki dediklerimi yapdınızmı?
Haluk: Evet tabikide. İzmirden çağırdığın tanıdık ajanlar, 7/24 sanki siz evdeymişsiniz gibi evi korumakdalar. Günlük ve haftalık pazarlıklarda yapılıyor. Bizde arkadaşlarla ara sıra size misafirliğe gidip saatlerce zaman geçiriyoruz. Ama adamlar 7/24 pusuda. Nöbetmi deyişiyorlar ne? Böyle giderse sizin sürekli evden çıkmamanızdan şüpelenicekler.
Mazhar: Farkındayım. Bi şeyler düşünücem bu konuyla ilgili. Gerçi aklımda bir şeyler var.
Haluk: Neymiş peki?
Mazhar: Şöyleki akıllarını karışdırmamız lazım. Bizim adres değişdiğimizi sanmalılar, ama...
Haluk: Ama ne?
Mazhar: Abi kendin dedin, 7/24 pusudalar diye. İnanmazlarki kendi gözleriyle evden çıkdığımızı görmeseler.
Haluk: Ama bu imkansız.
Mazhar: Biliyorum. Bu yüzden bi süreliğine zaaflarına yenilip uyuya kaldıklarını ve bizimde o süre içerisinde evden çıkıp başka yere taşındığımızı düşünmeliler. Ama nasıl uyuya kalacakları sizde
Haluk: Anladim Mazhar kardeş. Ben bizim arkadaşlarla kafa-kafaya verip bir şeyler düşünürüz.
Mazhar: Tamam düşünürsünüz, ama benim kapatmam lazım. Reyhan beni bekliyor.
Haluk: Tamam. O zaman sen Reyhan bacıma selam söyle. Hadi hoşcakal.
Mazhar: Sende bizden arkadaşlara selam söyle. Hoşcakal Haluk abi. Der ve telefonu kaoatıp doktorun odasına girer.
Reyhan' Hayırdır? Ne diyor Haluk abi?
Mazhar: Hiç hal hatır soruyor. Her kesin selamı var. Eee bitdimi? Der Cansuya bakarak.
Cansu: Evet bitdi. Artık gidebilirsiniz. Akşam köyde görüşmek üzre.
Mazhar: Hoşcakal sen.
Reyhan: Hoşcakal canım. Der ve birlikde odadan çıkarlar.
Mazhar: Reyhan, açmısın? Yani açmısınız? Sorar bir az gülerek.
Reyhan: Ehh bir az acıkdık babası.
Mazhar: Peki istediğiniz her hanginiz bir şey varmı?
Reyhan: Şimdilik yok. Tek isteğimiz yanımızda olman.
Mazhar: Aaa laflara bak. Ben zaten hep yanınızdayım ve daim yanınızda olucam. Bundan şüpeniz olmasın. Ama anlaşılan sen baya duyğusala bağlamışsın bebeğimizi gördükden sonra.
Reyhan: Haklısın öyle oldu bir az. Eee napıyoruz? Öylen yemeğimizi ne zaman ve nerde yeyicez.
Mazhar: Senin sevdiğin bir şey olucak.
Reyha: Ayyy yoksa balık yemeyemi gidicez.
Mazhar: Evet canımın içi. Balık yemeye gidicez. Sen pek seversinde.
Reyhan: Evetya. Zaten seviyordumda, hamilelikden dolay baya bağımlısı oldum.
Mazhar: Demekki bebeğimizde annesi gibi balığa düşkün olucak büyüdüğünde. Hadi gidelim artık. Yakınlarda küçük bi lokanta olucakdı.
Reyhan: Tamam gidelim. Der ve hastaneden çıkıp bahsi geçen lokantaya giderler. Öylen yemeğinden sonrada akşama kadar deniz kenarında yürüyüş yaparlar.
Sahilde.
Reyhan: Ohhh!!! Ne güzel. Mis gibi deniz havası. Der ellerini iki yana açarak. Bunu gören Mazharda kumudan kalkarak Reyhana yaklaşır ve ellerini beline dolayarak boynundan öper ve der.
Mazhar: Reyhanım, benim güzel gözlüm. Sen ne kadar neşe dolu, ne kadar, hassas ve duyğusalsın böyle?
Reyhan: Aslında sende öylesin.
Mazhar: Benmi?
Reyhan: Evet sen? Çok duyğusalsın. Tanıyorum ben artık seni.
Mazhar: Oylemi? Demek tanıyorsun beni?
Reyhan: Evet tanıyorum.
Mazhar: Reyhan, ben seni seviyorum biliyorsun demi?
Reyhan: Bilmemmi? Bende seni seviyorum. Sadece bende degil. Kızımızda seni çok seviyor. Biliyorsun demi?
Mazhar: Ay babası sevsin onu. Der ve elini yavaşca Reyhanın karnına koyar.
Reyhan: Bide babasını özlemiş qaliba.
Mazhar: Reyhan, senin karnın büyümüş sanki. Bir ay öncesine kadar daha çok belli oluyor hamile olduğun.
Reyhan: Eee olsun o kadar. Dörd ay oldu nerdeyse.
Mazhar: Olduya. Bide şunun şurasında iki ay kaldı rüyanın gerçekleşmesine. Artık o güne kadar bebeğimizin cinsiyetini öyreniriz her halde.
Reyhan: Öyreniriz tabikide. Öyreniriz demi bebeğim? Sorar karnını okşayarak.
Mazhar: Peki ne diyor ufaklık.
Reyhan: Bakarız diyor babası. Der ve Mazhar elini Reyhanın elinin üstüne koyarak konuşmaya başlar.
Mazhar: Reyhan,
Reyhan: Söyle aşkım.
Mazhar: Aşkımmı? Madem öyle, eve dönsekmi acaba?
Reyhanın iç sesi: Eyvah! Bu qaliba niyeti bozmak üzre. Ne diyicemki ben şimdi. Hadi niyeti bozması normal diyelimde, ben napıcam. Bir aydı ne zaman yaklaşır gibi olsak o gece geliyor gözümün önüne. Yüzüne bakamıyorum her seferinde. Her defa b8r bahane bulup kaçmakdan yoruldumya. Ne olurdu sanki atlatsam. Mazhar: Reyhan, aşkım ne oldu? Daldın gitdin birden.
Mazharın iç sesi: Kesin yine benden nasıl kaçıcağını düşünüyor. O gece yaşadıklarımızı hatırladıkdan bu yana sürekli benden kaçıyor. Ne zaman yaklaşmak istesem kaçıyor sanki. Utandığı her halinden belli oluyor.
Mazhar: Reyhan iyimisin?
Reyhan: Evet. Merak etme.iyiyim.
Mazhar: Yinemi?
Reyhan: Qaliba. Offf çok utanıyorumya. Mazhar: Şşhhtt. Geçicek elbet. Hem sen gelsene böyle. Der ve Reyhanın elinden tutarak denize doğru yürütür. Yaklaşdıkca denizin dalğaları ayaklarına vurmaya başlar.
Reyhan: Ayyy su soğuk. Der ayağını çekerek.
Mazhar: O sana öyle geliyor canım. Bir azdan alışırsın. İlk önce.hep öyle olur.
Reyhan:Hmm öylemi diyorsun?
Mazhar: Evet öyle diyorum. Varmı bi diyeceğin?
Reyhan: Var! Al sana al!!! Diyerek Mazhara su sıçratmaya başlar ayaklarıyla.
Mazhar: Ya napıyorsun sen? Soğukya!!! Reyhan: Alışırsın canım. Der gülerek.
Mazhar: Demek öyle? İyi bunu sen istedin. Der ve oda Reyhana su sıçratmaya başlar.
Reyhan: Ya yapma!!! Diyerek Mazhardan kaçmaya başlar. Tabi hal böyleyken Mazharda Reyhanın peşinden koşar ve bir yarım saat kadar kovalamaca oynarlar.
Yarım saat sonra.
Mazhar: İşde yakaladım seni. Der Reyhanı belinden kavrayarak.
Reyhan: Fark etmez, çünki ben çok yoruldum artık. Der nefes nefeseyken.
Mazhar: Madem yoruldun. Yeter bu kadar eylence. Hadi eve gidelim. Hem islanmışsında zaten. Sonra hasta olursun.
Reyhan: Tamam gidelim. Der ve yürüyerek arabaya doğru gider ve arabaylada eve dönerler.
Evde.
Mazhar: İşde geldik hayatım. Hadi sen git üstünü deyiş. Yada.....Der kapıyı kapatarak.
Reyhan: Yada ne? Der şaşkın şaşkın bakarak.
Mazhar: Yada birlikde gidelim. Der ve aniden Reyhanı kucakladığı gibi yatak odasına götürür.
#Armaan
31 bölümün sonu. Nasıl olmuş? Begeni ve yorum şart.

Tek gecelik macera ve sonrası.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin