Merhabaa can içimlerimm.
Aşağıdaki yıldızlarıı boşş bırakmayalım.
Keyiflii okumalarr 💕
**
B Ö L Ü M : KUM SAATİ
Acı, benliğimi yavaş yavaş sarmış, bir bütün haline gelmişti. Anımsadığım her anı, kalbimde yaşattığım her gerçeklik ruhumda birer yara açıyordu. Derin bir nefes alıp bakışlarımı Reha'nın yüzüne çevirdim. Saç tutamlarının ucundan elmacık kemiğine doğru yol alıyordu yağmur damlaları. Gözlerim üzerine kaydı.
Bu havada incecik tişört ile duruyordu. Sırılsıklam olduğundan dolayı giydiği tişört bedenine yapışmış, kalıplı olan fiziğini gözler önüne sermişti. "Üşümüyor musun?" Diye sordum. Elindeki sigarayı su birikintisine fırlatmadan hemen önce konuştu.
"Hayır."
Önüme gelen saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım.
Sanki ağzından bir kaç kelime çıksa nefesi tükenecek gibi konuşuyordu. Bir şey söylemek için dudaklarımı araladığımda telefonu sessizliği böldü. Aramayı yanıtladı ve karşı tarafı dinledi. Kaşları çatılmış, gözlerine öfkenin kanlı izleri sıçramıştı.
"Geliyorum." Diye konuştu.
Telefonu kapatıp ayağa kalktı. Yüzüme bile bakmadan sırtını dönüp ilerlediğinde dudaklarım aralandı. Öküzün önde gideniydi. Ne var yani iki kelime söylesen.
Sinirle ağzımın içinde homurdanıp ayağa kalktım. Barın kapısından tekrar içeri girdiğimde koridordan geçtim ve merdivenlere ulaştım. Aşağı inmeden kalabalığın arasında gözlerim Arya'yı aradı. Bir kaç saniye sonra kadrajıma girdi. Bar kısmında içki içiyordu. Merdivenlerden inip dans eden kalabalığın arasına karıştım. İnsanlar kendinden geçmiş şekilde dans ediyordu.
Bar taburesine oturduğumda Arya'nın gözleri üzerime çevrildi. Yüzünün aldığı hale gülmek istesem de dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Bu halin ne kızım?" Diye konuştu şaşkınlıkla.
Omuz silkip önündeki içkiye uzandım. "Dışarıda yağmur yağıyor." Yaptığım açıklama ile ağzından garip sesler çıkardı. "Onun mekanı olduğunu nerden biliyorsun?" Diye sordum aklımdaki soruyu dile getirirken.
"Ufak bir araştırma. Buraya sadece kafes dövüşü için geliyor." İçimde deli gibi onu tanımak isteyen bir tarafım vardı. Mesela neden kafes dövüşü için geliyordu sadece. "Kalkalım mı kızıl ötesi. Tekelden bira falan alır film izleriz." Gülerek kafamı salladım. Burada sanki az içmişiz gibi bir de evde de içecektik. Benim için daha iyiydi. Ne içtiğimden anlamamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZBE RUHLAR
Teen FictionHer şeyden kaçıyordu oysa ki, Aklında dönüp duran kirli anılardan, cevabını bulamadığı sorulardan ve geçmişinden. İçindeki fırtınada savrulup duruyordu, yaprak gibi. O bir çiçek kadar güzel, ölüm kadar tehlikeliydi.