Merhabaa can içimlerimm.
Aşağıdaki yıldızlarıı boşş bırakmayalım.
Keyiflii okumalarr 💕
*
B Ö L Ü M : SAHTE YÜZ
Göğüs kafesimin üzerinde tonlarca ağırlık varmış gibiydi. Anlam veremediğim bir şekilde kurduğu cümle içimde bir burukluk bırakmıştı. Tırnaklarımı avuç içlerime doğru kapadım. Gözlerine bakmak istemiyordum. Çünkü her defasında hayal kırıklığına uğratıyordu beni. Neden dedikleri canımı bu kadar yakmıştı? "Biliyor musun sen sevgiyi asla hak etmeyen, bencil birinin tekisin." Diye konuştum sertçe.
Sandalyeyi iterek ayaklandım ve koşar adımlarla mekandan ayrıldım. Onun bir an bile olsun farklı davranacağına inandığım için kendime öfkeliydim.
"Kızıl." Arkamdan haykırmasını umursamadan adımlarımı hızlandırdım. Yağmur çiselemeye başlamıştı. Bir anda kolumdan kavramasıyla, kendine çevirmesi bir oldu. "Lafımın ikiletilmesinden hiç hoşlanmam." Dedi öfkeyle.
Yağmurdan dolayı ıslanan kirpiklerimi kırpıştırdım. Kolumu kelepçe gibi saran elinden kurtuldum."Bende senin gibi olan insanlardan." Diye bağırdım kendimi daha fazla tutamazken. "Ne dediğini bilmeyen, sürekli farklı karakterlere bürünüp insanları kıran. Kendinden başka hiç kimseyi düşünmeyen bencil insanlardan." Bakışlarında hiçbir duygu yoktu. Hala nasıl bu kadar ifadesiz kalabiliyordu. İşaret parmağımı kalbinin üzerine yasladım. "Ve sevmeyi ölüm kadar tehlikeli görenlerden." Yağmur hızını arttırmıştı.
"Beni böyle sevgiden uzak tutan senin baban." Diye konuştu buz gibi bir sesle.
"Geçmişi neden geride bırakmıyorsun. Sana intikam ve hırstan başka ne verdi geçmiş? Hiç sevgi nasıl bir şey tattın mı? Ya da birini deli gibi sevip, onun için heyecanlanmayı?" Dediklerimle beraber kaşlarını çattı. "Pardon ama unutmuşum. Sen intikamı ile hareket eden bir adamsın." Parmak uçlarımda yükselerek kulağına doğru yaklaştım.
"Bunu tam tersi yapacağım." Sakalının pürüzlü dokusu yanağımı okşamıştı. Yutkundum. Gözlerine baktım. Kıstığı gözlerinin altından harelerime bakıyordu. "Sınırları zorlamaya gidelim." Diye konuştum umursamazca. Onun düşündüğünün tersi davranmaya çalışacaktım. O kırıldığımı düşünürken, ona öyle olmadığını gösterecektim.
Her defasında kırılıp gitmek yoktu.
*
Önüme doğru ittiği içki bardağına çevirdim gözlerimi. Daha sonra ise ona. Kırmızı led ışık kirpiklerinin gölgesini elmacık kemiklerinin üzerine düşürmüştü. Etli dudaklarını birbirine bastırarak kapadı. Bardağı parmaklarımın arasında kavradım ve gözlerinin içine bakarak kafama diktim. Boğazımı yakarak geçmişti.
Yağmurun altında olan konuşmamızdan sonra Mevta'ya gelmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZBE RUHLAR
Teen FictionHer şeyden kaçıyordu oysa ki, Aklında dönüp duran kirli anılardan, cevabını bulamadığı sorulardan ve geçmişinden. İçindeki fırtınada savrulup duruyordu, yaprak gibi. O bir çiçek kadar güzel, ölüm kadar tehlikeliydi.