KAİ
Ana çardağa vardıklarında kalabalık sohbet içindeydi. Kai, şaşırmıştı. Kendi takımı dahil herkes birlikte takılıyordu. Kalabalığın arasında konuşan sehun'u fark etti. Saçlarını karıştırıp bir süre onu fark etmesini bekledi. Sehun liderini ağaca yaslanmış onları izlerken görünce kahkaha atarak elini şaklattı.
"işte döndü!"
Herkes onun baktığı yöne bakıp ayağa kalktı. Ölmüş olacağını düşündükleri için kendilerine kızdılar.
Onlar işaretlilerdi..
Üç büyüklerdi..
Yok olmalarına imkan yoktu.
Yaklaştı ve kai'nin omzuna dokundu.
"yaşıyorsun."
Genç adam soğuk ve dik bakışlarını onun mutlu yüzüne sabitledi.
"başka türlüsü mümkün mü?"
Sehun başını salladı.
"diğerleri nerede?"
"mark ormanda hope'u gördü. Neler oluyor?"diye sordu.
Sehun dudağını dişledi.
"siz gittikten kısa bir süre sonra hope uyandı.durumlar oldukça karışık. Sizin yokluğunuzda bir çok şeyi halleder sanıyordum ama."
Yürümeye başladılar. Kalabalıktan uzaklaştıklarında sehun devam etti.
"kafasına göre takılıyor gibi."dedi.
"geçitler berbat görünüyor. Son durum ne?"
Kai, hope hakkında duyduğu şeylere anlam veremiyordu ama yeterince onun için kafa patlatmamış mıydı? Onun için tek bir şey daha yapmasına gerek yoktu.
"saldırı var sürekli. Müdür toplantı için sizi bekledi."
"herkes gelene kadar bekleyelim. Ardından, vermemiz gereken kararlar var."
Kai,okula yürürken durup tekrar döndü.
"ha birde bulmamız gereken bir masa."
"masa mı?"sehun şaşırdı.
"evet..peşimizde birileri var gibi. Arkalarında rahab ve dragon'un olduğunu düşünüyorum."
Kai'nin sinirleri çok bozuktu.rahab ve dragon'un bu işin arkasındaki tek kişiler olmadığını bir şekilde biliyordu. Başını iki yana sallayıp devam etti. Wesley'in ve kalenin görüntüsü zihninden çıkmıyordu. Arkada daha büyük, daha kötü güçler vardı ve o kişilerin kimler olduğunu,ne yapmaya çalıştığını bilmekten tedirginlik duyuyordu.
....................CALİSTA
Kitabı sıkı sıkı tutarak koridorda yürüdü calista. Dolabının önünde durup kapağı açtı ve kitabı içine bırakıp kitledi.kendini tanıma dersinin bu kadar iyi geçeceğini düşünmüyordu. Azda olsa kendini tanıyabildiği için sevindi ve yürümeye devam etti. Koridorun sonunda ki büyük camın önünde kız kardeşi lily'i gördü.
Yanına gitmekte kararsız kaldı. Düşünceli görünüyordu. Dayanamayıp yürüdü ve onun gibi dışarıya baktı. Bahçe güneş batarken çaylaklar ve cadılarla doluydu. Çoğu hala eğitim alanındaydı.
"iyi misin?"
Lily cevap vermedi. Genç kız hala I.M'in söylediklerini düşünüyordu. Bu kadar cesur ve korkusuz olmasına rağmen neden cesaretsizlik etmiş gibi hissediyordu? Bunları calista'ya söyleme konusunda emin olamadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLOOD AND LOVE
VampirePanikle girdiği korku girdapında savrulan genç bir kız... Hayalleri olmayan bir insan ne kadar yaşayabilir? Üstelik tek başına iken. SANTERİA'da herkes sıradan,calista farklı idi. Yaşadığı dünya onun için akıl almaz olaylarla dolu,her uyandığı yeni...