GİZEMLİ OYUN-36

105 51 9
                                    




CALİSTA

Genç kız yemekhanenin kapısından girip girmemekte tereddüt etti.oraya varıp görecekleri onu endişelendiriyordu.asla hem cinsini kıskanan bir kız olmamıştı ama choon farklıydı.o mark'la bağlantısı olan biriydi.üstelik hope'un gerçek aşkı!gözlerini yumdu.o sırada kai hafifçe beline dokunarak;

"girmeyecek misin?"diye sordu.

soğuk parmakların teninde bıraktığı yakıcı hisle öne doğru ilerledi.

"gördüğün gibi giriyorum."

kai,ukalaca sırıtarak,"yoksa onunla tanışmak seni ürkütüyor mu?"

kai,ukalaca sırıtarak,"yoksa onunla tanışmak seni ürkütüyor mu?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

calista,yutkunamadı.ona bu soruyu sorduğu için kızgındı ama haklı olduğunu bildiği içinde kendine kızıyordu.bir kızı neden bu kadar gözünde büyütmüştü?

"calista.."

zoey arkadaşının yanında durup nefes almaya çalıştı,"duydun mu?"

"evet."

"bu gerçekten yılın haberi."diyerek yürümeye devam etti.

çaylaklar bir halka oluşturmuş ve ortalarında ki kıza bakıyordu.herkes fısır fısır onun hakkında konuşurken calista choon'u daha net görebileceği bir köşeye geçti.ürkek bir beden tamda yemekhanenin ortasındaydı.çamurlu parçalar vücudunun her yerine yapışmıştı.çıplak ve yaralı ayaklar ise yere zor basıyordu.aynı çamurdan bir parçada saçlarından aşşağı iniyordu.saçları etrafa akan parlak altın gibiydi.choon,güzel ve küçük olmasına rağmen ışıkları yakalayıp gökkuşağı yaratacak kadar etkiliydi.orada durup onu süzerken kızın ne kadar kusursuz göründüğünü düşünüyordu.gözleri parıl parıldı ve sürme çekilmiş gibiydi.yanakları pembemsiydi,dudakları ise şeftali renginde boyanmış gibi.içten gelen bir ışıkla parlıyordu.

o sırada kapının sesi duyuldu ve içeri mark girdi.elleri cebinde ilerliyordu ve bu kalabalıktan habersizdi.başımı eğdim.işte oradaydı ve az sonra onu görecekti.kai önce davranıp yüksek sesle konuştu.

"ah..bizde senin ne zaman geleceğini konuşuyorduk mark tuan.bak sana uzaklardan gelen bir süpriz var."deyip çaylaklara çekilmesi için işaret verdi.

iki yana açılan insanların arasından choon göründü.başını kaldırıp mark'ın çatık kaşlarına ve sert yüzüne baktı.ama bu ifadesi choon'u görmesiyle son bulmuştu.yüzünde tarifi imkansız bir şaşkınlık vardı.hareket etmedi tek yaptığı ellerini cebinden çıkarmak oldu.choon ise ona doğru yürümeye başladı ve tam önünde durdu.

"merhaba."dedi ince naif sesiyle.

"se-sen.."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BLOOD AND LOVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin