CALİSTA
Genç kız yutkundu ve anlamaya çalıştı.ona ne geldiğini merak ediyordu.fakat henüz kavrayamadığı beyninin kabul etmeye hazır olmadığı şeyler vardı.elleri titrerken saçlarını geriye itekledi.
"nasıl?"diyebilmişti güç bela.
"bay andrew okula geleceğini söyleyince hemen peşine takılıp geldim.bu kolye ve buda mektup."dedi uzatırken.
calista,zarfı ve kolyeyi aldı.kolyenin üstünde bir kadın ve kucağında sarıldığı bir bebek duruyordu.öylece baka kalmıştı.
"bu benim mi?"
"muhtemelen annenin."
"ama-
"biliyorum çok karışık bir durum kızım ama bir tek sen çözebilirsin bu sırrı."dedi.
calista ne diyeceğini bilmiyordu.yanlız kalıp düşünmesi gerekliydi.biraz daha oturduktan sonra rose dönmek için hazırlandı.vedalaşıp birbirlerine sevgi dolu sözler söylediler.gitmelerinin ardından cal,odasına doğru yürümeye başladı.bir yandan içini kemiren şüphe,merak ve tedirginlik bir yandanda sevinç ve mutluluk birbirini kovalıyordu.ailesi yaşıyorsa onlara kavuşabilir ve bu hapis sandığı akademiden sonsuza dek kurtulabilirdi.derken koridorun ucundan gelen kai genç kızı fark edince gür sesiyle;
"cal!"dedi.
calista olduğu yerde kalıp yavaşça bedenini ona çevirdi.ormandan dönmüş olmaları onu rahatsız etmişti.belki de kai orada sonsuza dek kalabilirdi.
"evet."deyip kollarını göğsünde birleştirdi.
"özledin mi beni?"deyip arsızca sırıtırken cal,yutkundu.
"hayır."
"tüh üzüldüm şimdi."
"başka bir şey yoksa-derken dönmeye hazırlanmıştı ama kai onu kolundan tutup geri çevirdi.
"ormanda olanları merak etmiyor musun?"
"ormanda olanlar?"dedi calista anlamadığını belirterek.
genç adam üzerini düzeltirken;
"mark'ın ve j hope'un melek olduğunu falan sanıyor olmalısın ama üzgünüm cal,burada melekler ve periler yaşamaz."deyince calista kendinin bir peri olduğunu aklına getirerek yutkunmaya çalıştı.
"ne söylemek istiyorsun?sürekli onları kötülemenden sıkılmaya başladım."
calista onu ilk tanıdığı zamanlara kıyasla daha az korkuyordu.kai'nin ona her ne kadar zarar verecek gibi görünsede vermeyeceğinden artık emindi.fakat hala bu soğuk,kendini beğenmiş tavrına bir anlam yükleyemiyordu.zaten başında bir sürü iş varken durup bunlarla vakit kaybedemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLOOD AND LOVE
VampiroPanikle girdiği korku girdapında savrulan genç bir kız... Hayalleri olmayan bir insan ne kadar yaşayabilir? Üstelik tek başına iken. SANTERİA'da herkes sıradan,calista farklı idi. Yaşadığı dünya onun için akıl almaz olaylarla dolu,her uyandığı yeni...