PARK JİMİN
genç adam saçlarını karıştırıp kolileri bantlamaya devam etti.önce kan dolu kutuları süzüp ardından koridorun diğer ucundan gelen tıkırtıya kulak kesildi.bu akşam üstünü çaylaklara hazırlanacak kanlara ayırmıştı.j-hope'a vakit geçirmek için bunu yapacağını söylemişti.aklı çok karışıktı ve kafasını dağıtması gerekiyordu.ağzında ki banttan bir parça daha koparıp kolinin üzerine yerleştirdi.aynı tıkırtı bu defa tam tersi istikametten geliyordu.çenesini kaşıyıp etrafa bakındı.
"oyun mu oynuyorsun?"diye homurdandı.
eski büyük kahverengi yıkılmaya yüz tutmuş kitaplığın yanında bekleyen boram dudağını dişleyerek ileride ki jimin'e baktı.ona olan ilgisini saklayamadığı için biraz kendine kızsada onu görebildiği için bu yarattığı andan mutlu oldu.ellerini arkasına atıp sallanarak ona doğru yürümeye başladı.
"hayır seni izliyordum."
jimin ona yaklaşan kıza göz ucuyla bakıp işine geri döndü.onu umursamıyormuş gibi davransada içinde gizlediği daha farklı şeyler vardı.sadece bunu onun gibi cesaretle ortaya dökemiyordu.boram deli dolu içindekini saklayamayan biriydi.jimin ise tam tersine gizlemeyi gayet iyi becerirdi.
"ne yapıyorsun?"
"gördüğün şeyi."
"çaylaklara mı?"dedi ve kolilerin üzerine baktı.
jimin yüzüne bakmadan,"hı-hı."diye mırıldandı.
boram tam ağzını açacağı sırada kapı açıldı ve üvey kardeşlerin ortancası olan grace bir hışım içeri girdi.ikiside ona bakıp ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
"bir saattir kan bekliyoruz.avlanmaya çıkamadığımız için bize işkence mi ediyorsun?"diye homurdandı.
bu azarlayıcı tavrı boram'ın hiç hoşuna gitmemişti.jimin'in konuşmasına izin vermeden;
"hey..onunla bu şekilde konuşamazsın!"
grace bıyık altı bir gülümseme ile jimin'e arsız bir bakış attı.
"köpeğin çok tatlıymış adı ne?"
boram dişlerini çıkaracakken jimin kolunu tutup onu geriye çekti.ona durmasını isteyen bir bakış yolladı.
"ne istiyorsun?"
"kanları alacağım."
"sıranı beklemek zorundasın."
"öyle mi?"diyerek koliye uzanmıştı ki jimin onu duvara yapıştırıp ellerini tuttu.
"boynunu koparmamı istemiyorsan odana dön ufaklık."
boram kollarını göğsünde birleştirip kıza itici bir gülümseme sundu.grace bu durumdan hiç bir korku hissetmeyerek;
"koparırısan j-hope'un sana yapabileceklerini anlatmama gerek var mı?"
"gitmezsen neler olacağını sana anlatmama gerek var mı?"
"benimle flörtleşiyor musun?"deyince boram hırladı.
"köpeğin havlıyor!"
"uzatma grace!"
"pekala..gidiyorum."deyip ondan kurtuldu ve gülerek çıktı.
jimin boram'a döndüğünde kızın bu durumdan ne kadar rahatsız olduğunu fark etti.
"onun kusuruna-
"iyi geceler."diyen boram onun konuşmasına izin vermeden gitti.
..............................................................................................................................
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLOOD AND LOVE
VampirosPanikle girdiği korku girdapında savrulan genç bir kız... Hayalleri olmayan bir insan ne kadar yaşayabilir? Üstelik tek başına iken. SANTERİA'da herkes sıradan,calista farklı idi. Yaşadığı dünya onun için akıl almaz olaylarla dolu,her uyandığı yeni...