RAHAB
içki şişesini kafasına dikti ve yamuk yumuk adımlarla bütün caddeyi yürüdü. Geniş, uzun cadde bardan çıkan sarhoş ve kusmuklu şekil değiştirenlerle doluydu. Çaylaklarda bara girmeye hazırlanıyordu. Durdu ve onlara baktı. Hepsinden nefret ederek bir küfür savurdu.
"hope mu o?"
"aman tanrım, uyanmış!"
Konuşmalar kulaklarına doluyordu ve beyni patlayacak gibi oldu. Hemen sokağı dönüp, kapalı dükkanlardan birinin camında ki yansımasına baktı.
J-hope'un bedeni gayet sağlıklı bir biçimde gözlerinin önüne serildi. Dahası dışarıda sis her yeri kaplarken bu bir meydan okumaya dönüşmüştü. Şimdi içki sersemliği dikkatini dağıtıyordu ve iyi ki öyleydi.
Can sıkacak kadar formunda ve neşeli görünmeye çalışarak yoluna devam etti.
....................
CALİSTA
Genç kız oturduğu yeşil koltuktan bir hışım kalktı.gördüğü şeyi aklından çıkaramıyordu. Hope migren taşı olmadan hayata dönmüştü ve bu pek mantıklı gelmiyordu.Tırnağını yemesine ve etrafta dönmesine engel olamıyordu. J hope uyanmıştı ve onu tanımıyordu. Buda yetmezmiş gibi okuldan çıkmasına izin vermişti. Herkes onu deli gibi aramaya koyulmuşken okuldan çıkamamak canını sıkıyordu.
"neredeyse güneş doğuyor."dedi zoey.
Calista,büyük camdan içeri sızan ışığa baktı.
"güneş çıkmış olabilir ama sis ihtimali hala var."boram onu cevapladı.
Doğruydu geceden kalma sis büyük bir pus halinde havada duruyordu.
Saçlarımı karıştırıp dışarı baktım.
"sizce geri gelir mi?"
İkiside, birbirine bakıp gözlerini kaçırdı. Calista anlamıyordu neden birdenbire her şeyi unutarak uyanmıştı?yada sadece o kadar gün uyumanın verdiği bir sersemlik miydi? Kendine gelmesi mi gerekiyordu?kapı açıldı ve kızlar o tarafa döndü. Choon, içeri girip tezgahın önünde ki calista'ya doğru yürüdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLOOD AND LOVE
VampirosPanikle girdiği korku girdapında savrulan genç bir kız... Hayalleri olmayan bir insan ne kadar yaşayabilir? Üstelik tek başına iken. SANTERİA'da herkes sıradan,calista farklı idi. Yaşadığı dünya onun için akıl almaz olaylarla dolu,her uyandığı yeni...