Genç kız kendini odaya atıp kapıyı kapadı.mark'a ne diyeceğini bilmiyordu.bu durumun bir açıklaması olduğundan da emin değildi.inleyerek yatağa oturdu.saçlarını yolarcasına karıştırıp dudaklarına dokundu. Kai onu az önce öpmüştü ve dudaklarında hala onu hissediyordu.
"kahretsin!"elini sertçe yatağa vurdu.
Bir an duraksadı ve düşündü.gözünün önüne gelen perçemlerini itekleyip yumruğunu sıktı. Neden hesap vermesi gerekiyordu? Mark ona hiç bir konuda hesap vermezken o neden açıklama yapmalıydı ki? Gerek yoktu. Her şeyi başlamadan bitiren oydu. Bundan pişmanlık duyması gerekenin kendisi olmadığına karar vermişti calista.
O sırada zoey banyodan çıktı.üzerinde mor,yakası açık askılı, mini bir elbise vardı. Rengi o kadar canlı ve göz alıcıydı ki, zoey mükemmel görünüyordu içinde.mavi saçları ona tezatlık oluşturmasın diye siyaha boyanmıştı.açık kalan boynunu ise yıldız ve haç işaretine benzer kolyeyle süslemişti.asi tavrından taviz vermemek adına giydiği siyah deri botlar dizine kadar geliyordu ve onu çok seksi göstermişti.calista'ya gülümseyerek aynanın önüne geçti.
"sen bir yere mi gittin?"dedi.
Genç kız dalgınca"hı?"cevapladı.
Zoey döndü ve calista'nın solgun endişe dolu yüzüne baktı.hisleri o kadar kuvvetliydi ki, tabi bunun yanında vampir duyuları sayesinde kai ile olan konuşmasınıda duymuştu.onları dinlediğini belli etmemek için rol yapıyordu.
"iyi görünmüyorsun."
Calista zoraki yüzüne bir gülümseme yerleştirip ayağa kalktı.
"gayet iyiyim. Neden kötü olacak mışım?artık kimseden kaçıp saklanmama gerek kalmadı.ben bir periyim ve santeria'da kalmaya devam edeceğim."
Zoey sırıtarak önüne döndü.
"peki,kai ile ne yapacaksın?"
Calista'nın birden yanakları pembeleşmişti.elleriyle dokunup gözlerini kırpıştırdı.
"sen.. Nasıl-
"duydum sadece."
Calista yanına varıp kızı kendine çevirdi.zoraki gülümsemesini yüzünden silip;
"ben şimdi ne yapacağım?" diye inledi.
Zoey, yüzünü buruşturarak;
"sen bir şey yapmayacaksın.yani mark'ın bu konuda yorum yapmaya hakkı yok. Rahat ol."
Öyle olması gerekiyordu ama neden değildi?
"ona bir şey dedin mi?"
"ben..sadece kai'ye görüşürüz dedim."dudağını dişledi.
Birbirlerine veda etmişlerdi. Öpücüğün peşine 'sonra görüşürüz' demişlerdi. Kelimeler hala kulağının içinde çınlıyordu.utanç içinde gözlerini çevirdi. Ahmak kai! Neden her şeyi mahvetmişti ki? Genç kız bu karmaşık durumdan çok etkilenmişti.bu gece birbirlerini gerçektende göreceklerdi.
"hadi sende giyin artık."
Banyoya doğru ilerlerken homurdanmaya devam etti.
.................
MARK TUANGenç adam, bir bomba kadar ölümcül haliyle bir kaç metre ileride dikiliyordu.az önce gördüğü manzaranın şokunu henüz üzerinden atamamıştı.
hızlıca yürüyüp mesafeyi kapatarak kai'nin boğazına yapıştı.onu sarsarak sırtını duvara vurdu.öfkesi yüzüne yansımış alnının ortasında damarlar belirmişti.adrenalin hızla vücuduna virüs gibi yayılıyordu.üstelik kai'nin hiç bir tepki vermeyerek boş boş bakması ondan daha da nefret etmesine sebep olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLOOD AND LOVE
VampiriPanikle girdiği korku girdapında savrulan genç bir kız... Hayalleri olmayan bir insan ne kadar yaşayabilir? Üstelik tek başına iken. SANTERİA'da herkes sıradan,calista farklı idi. Yaşadığı dünya onun için akıl almaz olaylarla dolu,her uyandığı yeni...