MARK TUAN
Genç adam poker masasının etrafında dönerek gülümsedi. Belki kazanınca karşılığında calista'dan hoş bir şeyler isteyebilirim diye düşündü.
Calista omuzlarını dikleştirerek mark'ın ardına baktı. Wilma, orta yaşlarda bir adamla sohbet ediyordu. Gece boyunca gözlerini kadından ayıramamıştı. O kadar farklı bir aurası vardıki bütün salon onun enerjisi ile dolup taşmıştı. Kaşlarını çattı ve kendinin onun kadar etkileyici olup olmadığını düşündü.
Mark, kızın baktığı yöne dönünce wesleyi gördü. Wilma'dan izin alarak mark'a doğru yürüdü.
"işte buradasın."
"parti hoş görünüyor ama benim yüzyılıma hiç hitap etmiyor."dedi.
Mark, dudağının kenarına kıvrılması için izin verdi. Bu ihtiyarın bir şeylerden memnun olduğunu görmek imkansızdı.
"girişte eş sorunu yaşamadın umarım,"diye şakalaştı mark tuan.
Wesley sırıtarak;
"evet. Görevli kız benimle girebileceğini söyledi."
Gülüştüler.mark onda hiç kimsede bulamadığı sıcak bir samimiyete rastlamıştı. Onu calista ile tanıştırmak istedi.
Bir kaç dakika kadar sonra calista kalabalığın arasından sıyrılarak, çok farklı duygular içinde olduğunu belli eden yüz ifadesiyle yanlarına geldi. Adamı uzaktan görmesine rağmen içinde engel olamadığı bir yakınlık duygusu belirmişti.etrafındaki sihir dalgası bile duyguları gibi karışıktı.elini uzatıp ona merhaba diyecekken müdür elini wesley'in omuzuna koyarak yanlarında durdu.
"seni burada görmek ne güzel."
Wesley,"bana burada olma şansı verdiği için mark'a teşekkür etmeliyim. Şahit olunması gereken bir geceydi."dedi.
Müdür başını salladı.
"herkesin alamayacağı bir risk aldınız. Kalenizde bizim çocukları ağırladığınız için biz teşekkür ederiz. Vampirlerin tregartlar'ın olduğu bir ortamda bulunması gerçekten imkansızdı."
"sadece elimden geleni yaptım,"
"onları korudun,"
"sizde böyle yapardınız."
"teşekkür ederiz."müdürün söyledikleri içtendi ama wesley'e karşı tutumunda mesafe vardı.
Birlikte diğer masaya doğru yürürlerken calista'ya döndü genç adam.
"ikisi iyi anlaşacak gibi,"
"sanırım."
...................
FREYA
Genç kız içkisinden bir yudum alarak elbisesinin oturmaktan kırışmış eteğini düzeltmeye çalıştı. Gece başladığından beri sessizce bir köşeye sinip etraftaki mutlu yüzleri seyretti.yürüdüğü yolda duran wonho'yu fark etmeyerek omzuna çarptı ve yalpalayarak bir kaç adım geriledi.
Wonho, kurtlarla sohbet ederken bedenine çarpan hafif dokunuşla o yöne baktı. Freya dağınık saçlarını geri atarak cam kenarına doğru yürüyordu. Çocuklara haber vererek yanlarından ayrıldı ve peşinden gitti.
"gece'nin yarısına bile gelmedik fakat sen çoktan dağılmışsın."
Freya onu umursamadı. Kurtlara destek çıktığı ve kai'nin güvenini kaybettiği için içinde büyük bir pişmanlık vardı. Jooheondan hoşlandığı için bunu kaybetmişti. Kai'yi severken onu kıskandırmak için kurtların liderine gitmesi büyük aptallık olmuştu. Sonuçta iki lider tarafındanda kullanılıp atılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLOOD AND LOVE
VampirePanikle girdiği korku girdapında savrulan genç bir kız... Hayalleri olmayan bir insan ne kadar yaşayabilir? Üstelik tek başına iken. SANTERİA'da herkes sıradan,calista farklı idi. Yaşadığı dünya onun için akıl almaz olaylarla dolu,her uyandığı yeni...