Senin Sevdiğin Adam

2.8K 239 172
                                    

Haklı bir açıklamam yok. Aptal bir cümleyi ne hale getireceğimi bilemediğimden, geçtiğimiz cumadan beri hazır olan bölümü yayınlayamadım. Benim hatam. Binlerce özür dilerim.

Yorum için bu kadar içten ve yoğun katılım olmasını beklemiyordum. Aşırı mutlu oldum. Eğer bir okur olarak da seçtiklerime güveniyorsanız, ilk beş hikayeyi belirlemek arzusundayım. Olay ise şöyle olacak, herkes seçtiğimiz hikayenin beş bölümünü bir hafta boyunca okuyup yorumunu perşembe akşamına hazır edecek. Ben profilimde, A kişisi; şu saat, B kişisi; bu saat diye ikişer dakika aralıklarla yorumu hikayeye eklemeniz gereken saati söyleyeceğim. Herkes kendi sırasında ekleyecek. Bittikten sonra hepimiz birbirimizi okuyacağız. Yorumları beşinci bölüm içerisine yapıyor olacağız. Ben bu şekilde düşündüm. Sizin farklı bir öneriniz varsa da paylaşır mısınız?

Not: Geçen haftaki müzik seçimimi dinlediyseniz, bununla tamamlandığını göreceksiniz. Umarım seversiniz. :)

Teşekkürler, sevgiler...


*


           

Yüzüme acıyla baktığı uzun, upuzun birkaç saniyenin ardından başını iki yana salladı.

"İnanmam."

Kalbim tekledi. "O da ne demek? Yalan mı söylüyorum?"

"Yalan söylediğini iddia etmedim Bomonti. Ama senin bu şekilde boyun eğeceğine inanmam."

"Bunun boyun eğmekle ne alakası var? O benim sevgilim."

Durup yüzüme bakarken başını hafifçe yana eğdi. "Aslında bu defa yalan söylüyorsun Bomonti. O senin hayatına aldığın bir adam olabilir, erkek arkadaşın da olabilir. Hatta seviştiğin adam da... Ama sevgilin değil."

"Nedenmiş? Sana olan büyük aşkım yüzünden mi?"

Reddetmesini beklerken başıyla hafifçe onayladı. "Aslında evet."

"Bu neyin kibri?" diye sorarken burun deliklerimden ateş çıkmasına ramak kalmış gibi hissediyordum.

"Bu kibir değil, kendini beğenmişlik falan da değil. Ne var biliyor musun? Yanlış yol ve yöntemi seçen, korkan, gitmek zorunda kalan ve hatta kelimelerin sınırlarını iyice zorlarsak kaçan bendim ama hayatına devam edebilen sendin. Hayatına birini alarak rutini kovalayan sendin. Buna rağmen, ben sana olan inancımı yitirmedim. Çünkü biliyorum ki bizim aramızdaki bir kimya meselesinden daha fazlası... Bir ruh meselesi... Senin ruhun bunca bana ait olmasa, ben de sana böylesine bağlanamazdım. Seni yine severdim ama sensiz anlamsız olmazdım."

"Sevmek işteş bir eylem değildir" dedim.

"Kesinlikle öyle" derken bir kez daha acı yaşamamış, bir dost sohbetinde kendi fikrini hararetle anlatan o adamı gördüm karşımda. "Ancak aşka düşmek öyledir."

"Beni sevdiğini duymak bile ne büyük lükstü o zamanlar. Bütün bu büyük aşka rağmen ağzından duyabilmek için terk edilmem gerekti."

"Seni sevdiğimi söylememe gerek yoktu ki. Ben pek söylemem. Senin de sıklıkla söylemeni istemezdim. Sarıldığında anlardım çünkü. Sen de anlarsın diye düşünürdüm."

Aylar sonra ilk kez tadı damağımda kalan bir soluk aldım. İlk kez ciğerlerim tam olarak doldu. Bunun uzun sürmeyeceğini biliyordum ama keyfini çıkardım. Ben sessiz kalınca, konuştu.

"Bizim ilişkimizde, bende, sana dair en güzel şey neydi biliyor musun? Beni en mutlu eden şey? Hani gelirdin de sarılırdık ya, o küt küt küt sesini her defasında hissederdim. Tüm o sarılma boyunca, uzun kısa fark etmez... İşte onlar çok özledi. Bir gün bir Patronus yapacak olsam, en mutlu anım olarak, o anları düşünürdüm."

Bomonti İle Van GoghHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin