Mektup

77 1 0
                                    

"Deniz. Çocuğumuzun ismi Deniz olsun. Senin gibi gözleri olsun, ona baktığımda seni de görebileyim. Sana daldığım gibi Denizime de dalabileyim. Senin Derinliklerinde kaybolduğum gibi onun da su altında kalan kısmını keşfedeyim. Nasıl...yattı mı kafana?" Denizin sakin dalgalarına bakıyordu yüzündeki saf tebessümle bana baktı "Dalga mı geçiyorsun sen benimle, mükemmel bir isim bu. Bir kere bizi anlatıyor, bizim tek kelimelik halimiz sanki bizim özetimiz. Sevdim Bebeğimizin ismi Deniz olsun." Sonunda söylemiştim hamile olduğumu bana öyle güzel bir isim sunmuştu ki. Bana bebeğimizin bana benzemesini gözlerinin benim gibi olmasını istediğini söyledi. Ama ben tam aksine bebeğime baktığımda karşımda sevgilime benzeyen küçük Deniz'i görmek istiyorum. Bakalım bu yaramaz hangimize benzeyecek ne olursa olsun babası gibi sevsin yeter. Kocaman bir kalbi olsun, sevdiğine sadık olsun, mert olsun, cömert olsun, yardımsever olsun ve annesinin yaptığı gibi asla pes etmesin benim kadar şanslı olamayıp elinden biri tutmaya bilir. Güçlü olsun bebeğimiz. Bizim aşkımız gibi güçlü olsun...

************ **************** *********

Duygu odasına çıkmıştı yemekten sonra Burcu bizimle birlikte oturuyor. Daha müjdeli haberi vermedik uygun zamanı bekliyorduk ama Kuzey'de benim gibi çok heyecanlı. "Film izleyelim mi hep beraber?" Tam konuşacak konu ararken, Kuzey çok güzel bir fikir atmıştı ortaya. " Harika, hadi izleyelim." Burcu'ya gülümseyerek bakıyordum onun cevabını bekliyorken gülümsediğini fark ettim. Uzun bir zaman sonra gülümsediğini görmek beni mutlu etmişti. Kuzey;"siz filmi seçin ben de Duygu'yu çağırayım." Duygu benden çekiniyordu bunun farkındayım bir haftadır kıza çok sert davranıyordum. O da tabi haliyle odasına kapanıyor benimle iletişime bile geçmiyordu. Hatta odasından çıktığına bile şahit olmadım yemek ve işe gitmek dışında. " Kuzey, ben çağırırım otur sen." Kuzey kaşlarını çatarak " Derin gene mi kıskançlık krizi, ben bu sorunu hallettiğimizi düşünüyordum." Yanlış anladı gene beni bu kıskançlık olayı da zaten yanlış anlaşılmadan ibaretti ama neyse. " Kuzey saçmalama ne kıskançlığı, özür dileyeceğim." Kuzey bana yaklaşarak omuzlarımdan tuttu, " Seni seviyorum" gözlerimizle birbirimize gülücükler yollarken alnıma küçük bir buse kondurdu " Hadi git o zaman." Burcu'ya da göz ucuyla baktıktan sonra yukarı çıktım. Kuzey'in çalışma odasının ışığı yanıyordu, odaya girdiğimde ise kimseyi göremedim. Işığı kapatıp Duygu'nun kapısının önünde derin bir nefes alıp kapıyı tıkladım. " Girebilir miyim?" İlk iki dakika içeriden ses gelmeyince uyuduğunu düşündüm ama sonra Duygu kapıyı kendisi açtı. Gözlerinin içi kıpkırmızıydı ve gözleri bayağı şişmişti. Ağladığı çok açıktı eliyle odanın içerisini işaret ederek odaya girmemi ima etti ben de vakit kaybetmeden odaya girip Duygu'nun yatağının üzerine oturdum. " Ağlamışsın." İlk söylediğim kelimenin bu olması oldukça saçma farkındayım ama söyleyecek bir şey bulamadım ve daha fazla birbirimize manasız bakışlar atmaya devam edersek aşağıdakiler de soluğu burada alacaklar. Duygu karşımda sessiz kalınca konuşmaya devam ettim, yanımı işaret ederek " Otursana. " Sessizliğini koruyarak yatağın üzerinde karşıma oturup benim gibi bağdaş kurdu. Hiç bir şey söylemiyor, ne neden geldin diyor ne de ne istiyorsun? " Duygu, bir kaç gündür sana bu şekilde tutarsız davrandığım için saçma imalar yaptığım için özür dilerim. Tamam farkındayım zor günlerden geçiyorsun ve Kuzey'de gerekeni yapıyor bunu da biliyorum, keşke bana da söyleseydin yanında olmayı deneseydim ben de." Kafası önde sadece söylediklerimi dinliyordu bir müddet sustuktan sonra tekrar konuşmayı sürdürdüm " Şuan ne desem söylediğim kırıcı sözlerin canını sıkmasına mani olmaz biliyorum ama Duygu inan seni kırmak gibi bir niyetim yoktu. Sadece olayları bilmediğim için ve benden saklandığını sezdiğim için biraz çirkefleşmiş olabilirim. Hatta birazdan fazla da olabilir, sürekli benden kaçtığınızı düşünmeye başlamıştım. " Başını kaldırarak yüzüme bakmaya başladı arada gözleri doluyor ve bana bakan gözler tavana dikiliyordu. "Sende haklısın söylemeliydim, anlatmalıydım ama ne bileyim söylemedim işte." Sesi titriyor ama ağlamamak için kendisini kasıyordu, o çok farklı bir kız mesela fazlasıyla iyi niyetli ve fazlasıyla duygusal. Normalde deli dolu hatta evin neşesi ama bu bir haftadır gerçekten kötü ve ben bunu adam akıllı anlayamadım bile. "peki şimdi nasıl hissediyorsun?" Bunu göremeyecek kadar kör değildim ama bir şeyler anlatmasını istiyordum. " Dağılmış." Gözlerinin içine baktıkça gözlerini benden kaçırıyordu. " Derin sır saklaya bilir misin?" Ne sırrıydı şimdi bu, zaten evdeki herkes bilmiyor muydu olanları? Belki de annesinden saklamamı istiyordu. Sadece kafamı sallamakla yetindim. Ayağa kalkıp yastığının altından bir zarf çıkartıp bana uzattı üzerinde Kuzey'e yazıyordu. Bir dakika bir dakika bu o gün gördüğüm zarf, Kuzey'in eşyalarını mı karıştırmış yani Duygu. Ne demek oluyor bu? " Duygu sence de Kuzey'den habersiz okuman doğru mu?" " Derin oku anlatacağım." Mektubu aldığı yetmiyormuş gibi bir de oku diyordu. Ne olduğuna dair hiç bir fikrim yok ama mektubu açtım ve okumaya başladım.

Kuzey o odada beni o şekilde görmüş olabilirsin ama bu Burcuyla bir şey yaptığım anlamına gelmiyor. Evet senin de dediğin gibi işimi bozdun sen gelmeseydin bir şeyler olabilirdi. Ben Burcuyu seviyorum ve ne olursa olsun onu istiyorum. Başından beri Burcuyla yakın olmak için Duyguyla çıktığımı anlamaman çok enteresan gerçi Duygu'da bir şey çakmadı ne garip öyle değil mi? Senin yanımda olmanı beklerdim Burcuyu sevdiğimi söylüyorum işte sana başından beri köpek gibi Burcu'ya aşık olduğumu itiraf ediyorum. Duygu iyi kız olabilir ama beni beklentilerimi asla karşılayabilecek gibi değil, bir kere adam akıllı güvenmiyor bile bana. İnanabiliyor musun daha bir kez el ele tutuştuk. Lisedeki çocuklar bile yapıyor bunu ama hanım efendi o kadar terbiyeli hanım evladı ki neyse konumuz Duygu değil konumuz Burcu. Ağabey seviyorum sen iste ya da isteme hatta artık Burcu'nun isteyip istememesi de umurumda değil ben istiyorum yetmez mi? Zorla mı diyeceksin, evet zorla. O da sever beni biliyorum hele bir yalnız kalalım. Ha bu dostluk kardeşlik konusunu amma abarttın be madem işten de çıkardın söyleyeyim ulan amcanın parası için yanında oldum ben senin şuan belki altın yumurtlayan tavuğu kesiyorum ama aşk gözümü kör etti yakalanmışken söyleyeyim. Sadece senin ve amcanın parası için yanınızdaydım işten atılma falan da hikaye ben kendim ayrıldım neden mi? Çünkü beni ortak yapacağını biliyordum. Seni tanıyorum oğlum senin atacağın bir sonraki adımı tahmin edebiliyorum. Şimdi bunu okurken öfkeden bir sağa bir sola yürüyorsun duvara arada yumruk atıp bana küfür ediyorsun. Et istediğini yap beni eline geçirmek istiyorsun aynı zamanda biliyorum ama çok geç yurt dışına çıkıyorum. Hemen heveslenme Burcuyu da çok yakında yanıma alacağım. Görüşürüz altın yumurtlayan tavuk..

Mektuptan kafamı kaldırdığımda neye uğradığımı şaşırdım ne demekti bu şimdi? " Kuzey bunu okudu mu?" aklıma gelen ilk soru bu olmuştu. " Hayır zarf kapalıydı, Derin biliyorum belki bu zarfı aldığım için bana kızdın.." Aslında kızardım ama içindekileri Kuzey'in okuma olasılığının artık olmaması beni rahatlatmıştı " Kızmadım, ama neden aldın?" "Didem aradı Kuzey'in şirketinden, Arif'in Kuzey'e mektup bıraktığını söyledi ve istifa ettiğini, bende odasına girip mektubu buldum. Kuzey'e bir şey söyleme ne olursun? Ben sadece.." "Söylemeyeceğim merak etme, senin bu olanlardan haberin var mıydı?" Ağlarken aynı zamanda anlatmaya çalışıyordu. "Hepsinden değil Burcu'yu sevdiğini söyleyip benden ayrıldı ama böyle bir girişimde bulunduğunu bilmiyordum, Burcu da ne zamandır kötü sebebi buymuş demek."

Aşkın Dönüm NoktasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin