Gözüne giren güneş ışığıyla uyanmıştı. Güneş ışığı mı? Dedi kendi kendine. Odasındaki pencere o kadar küçüktü ki sadece gökyüzünün orada durduğunu hissetmesine yarıyordu. Gözlerini açıp kapadı bir süre. Sonra yerinden kalkmaya çalıştı ama kafasındaki keskin acıyla nefesi kesildi. Elini kafasına götürdü. Sargı beziyle sarılmıştı. Acıya alışkındı, on altı senedir kendisini ezmeyen tek bir kişi kalmış mıydı ki!
Etrafına göz gezdirdi yattığı yerden. Oymalı duvarlar, geniş pencereler, temiz koridor, yataklar... Neredeydi? Beynini zorladı. Yine beynine verilen elektrik şoku geldi aklına, sonra ise vücudunda dolanan eller. Yüzü kaskatı kesildi. Gözleri doldu. Kafasını iki yana salladı. Hayır,dedi içinden başına gelmiş olamazdı.
"Hayır, dedi bu sefer sesli olarak. İleri geri sallanmaya başladı. Saçlarını yolarcasına tuttu."
"Hayır!"
Artık bağırıyordu. Vücudundaki keskin ağrıyı umursamadan yatakta doğruldu ve kafasını kollarını arasına aldı. Beyaz örtüye direk bakarken 'Hayır' demeye devam ediyordu. Dünya bu kadar karanlık, kötü bir yer olamazdı.Kendine yaklaşan sesler duydu. Kafasını direk kaldırdı. Tanımadığı iki insan ona endişeyle bakıyordu. Ne istiyorlardı? Yine şok mu vereceklerdi?
"Uzak durun" dedi. Yataktan geri geri giderek kalktı. İki, üç adım atmıştı ki yere düştü. Hemşire olduğunu düşündüğü yaşlı kadın ona yaklaşmaya çalıştı ama olduğu yerde sürünerek onların tersi yöne gitti. Ta ki duvara çarpana dek. Gidecek geri kalmamıştı, kaçacak yeri kalmamıştı. Yaşlı kadın ve cüppeli yaşlı adam ona doğru yaklaşıyordu.
"Bizden korkmana gerek yok, sana asla zarar vermeyiz. "
Gözlerini kıstı.
"Size neden inanayım?"
"Söz veriyorum, Olivia."
"İsmimi nereden biliyorsunuz? "Dedi korku dolu bakışlarla.
Yaşlı adam bu sefer samimi bir yüz ifadeyle gülümsedi.
"Senin hakkında, senin bile henüz bilmediğin, çok şey biliyoruz, evladım."
"Nasıl? Neredeyim ben? Siz kimsiniz? Benden ne istiyorsunuz?"
Yaşlı adam tam ağzını açmıştı ki arkadan bir ses geldi.
"Şuan Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'ndasın. O konuştuğun büyücüler de hastane hemşiresi ve okul müdürü Profesör Dippet. -Yaşlı adama döndü.- Teşekkürler, Profesör. Gerisini ben hallederim."
Yaşlı adam endişeyle başını salladı. Kısacık bir an duvarın dibine korkuyla sinmiş olan Oliva'ya baktı. Sonra kafasını hafifçe eğdi ve hemşireyle birlikte dışarı çıktı.
Kız gelen adamı süzdü. Siyah bir takım elbise giymiş, orta yaşlı bir adamdı.
"Benim adım Aiden Evans. Bakanlıkta çalışan bir seherbazım. "
Kız boş bakışlarla ona baktı. Adam ise hafifçe gülümsedi ve yanına yaklaştı. Kız tekrar kendini geri çekmeye çalışınca durdu. Derin bir nefes aldı.
"Bakanlık adına suçlu büyücüleri yakalayan büyücülere verilen addır. "
Kız kaşlarını çattı.
"Bakanlık mı? "
"Evet,Olivia. Sihir bakanlığı. "
Kız kaşlarını havaya kaldırdı.
"Sanırım sonunda gerçekten delirdim. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sil Baştan (Tom Riddle Fanfic)
FanfictionDerler ki, burada bir kelebek kanat çırpsa Atlantik'te bir fırtınaya neden olabilir. Tüm Dünya'nın seyrini değiştirebilir. İşte o da bir kelebek misali tüm Dünya'nın kaderini yeniden çizdi. 1937 yılında her genç büyücünün eline bir mektup ulaşmıştı...