1997, Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu
-Girin!
Kapı gürültüyle açıldı. Dumbledore kafasını kaldırarak gelen kişiye baktı. Gözlüklerini şüpheyle çıkarırken Hermione doğru ilerledi.-Miss Granger?
-Profesör, Mrs. Weasley olacak.
Adam şüpheyle onu sezdi.
-Hangi yıldan geliyorsun?
-2016 efendim.
-2016 mı?
-Evet, efendim. Sizinle oldukça önemli bir konuyu görüşmek için geçmişe döndüm. Bu oldukça önem arzediyor,dedi üzerine basarak.
Adam, karşısında duran sandalyeyi oturması için işaret etti.
-Ne konuda konuşmak istiyorsunuz Mrs. Weasley?
Hermione gelecek hakkında herhangi bir bilgi istemediği için sevinmişti. Üstelik karşısında oturan yaşlı adam durumun ciddiyetini anlamıştı. Genzini temizleyerek:
-Olivia Dawson efendim, tanıyor musunuz?
Dumbledore'un yüzü bir anda dondu. Gözlerini inanamayarak birkaç kez kırpıştırdı.
-Bu adı nereden biliyorsunuz, Mrs Weasley?
-Olivia Dawson'ı tanıyor musunuz efendim?
Dumbledore, yutkundu. Hermione ilk kez onu bu kadar bitik bir durumda görüyordu. Onun için endişelenmeye başlamıştı.
-Evet. Kendisini tanıyorum.
-Ancak ben tanımıyorum. Onun hakkında bildiğim tek şey bir cadı olmasına rağmen hiçbir büyücülük okuluna girmemiş olması ve bunun hala bir yalandan ibaret olduğunu...
-Bu bilgiler doğru Mrs Weasley.
Bunu derken Dumbledore'un yüzünde bir kas seğirmişti. Hermione'nin ağzı şaşkınlıkla açıldı.
-Efendim?
-Eğer size gerekli bilgileri verirsem onu kurtarabilir misiniz Mrs Weasley?
Hermione ikinci bir şaşkınlığa daha uğramıştı.
-Zaman döndürücüyü bulduğumda o kadar sene geri gidemeyeceğimi farketmiştim. Fakat görüyorum ki gelecekte bu şansınız var.
-Evet,efendim. Var.
-O halde size Olivia Dawson hakkında bilgi verebilirim, dedi ve masasınına yöneldi. En alt çekmeceyi bir anahtarla açtı ve içinden bir fotoğraf çıkardı.
-Size onun hakkında söylemem gereken en önemli şey bir saf kan olduğudur.
-Saf kan mı? Fakat o kimsesizler yurdunda...
-Evet, bu yüzden size en başından anlatmam gerekiyor.Elindeki fotoğrafı Hermione'ye uzattı.
-Annesinin adı Elissa Macmillian'dı. Babasının resmini göstermeme lüzum yok. Çünkü onu tanıyorsunuz. Babasının adı Gellert Grindelwald.
Hermione, kafasını bir anda kaldırarak Dumbledore'a baktı.
-Grindelwald?
-Evet, dedi adam kafasını sallayarak. Hermione'nin karşındaki sandalyeye oturdu.
-Bu uzun bir hikaye. Ancak kısaltmaya çalışacağım. 19.yüzyılın sonlarına doğru Gellert Godric Hallow'a gelmişti. Biz orada tanıştık. Size yalan söylemeyeceğim Mrs. Weasley. Ben onun aşığıydım. Ancak onun aynı şekilde olduğunu söyleyemem. Godric Hallow'a geldiğinde birlikte vakit geçirirdik. Genç olduğumu belirtmem gerek. Birlikte 'Çoğunluğun İyiliği' adı altında bir propaganda hayali kuruyorduk. O gün de Godric Hallow sokaklarında dolanırken Macmillian Malikanesi'nin önünden geçiyorduk. Seherbaz maaşlarının oldukça bol olduğu zamanlardı diyebilirim. Üstelik Dünya'nın en iyi seherbazı olan Henry Macmillian için oldukça fazlaydı. Kendisi kara büyüceleri yakalama konusunda bir dehaydı. Ayrıca kaddarlığı konusunda da. Elissa'yı Gellert ilk kez orada gördü. Yüzünde oluşan hafif tebessümü hatırlıyorum. İkinci katın penceresine yaslanmış kitap okuyordu. Ve Gellert onun kim olduğunu sormuştu. O günden itibaren her gün Gellert onu görmek için Macmillian Malikanesi'nin önünden geçmişti. Kıskandığımı hatırlıyorum. Bu yüzden üzerinde fazla durmamıştım. Nasıl tanıştıkları ve neler olduğu. Bildiğim tek şey Gellert Godric Hallow'dan ayrıldığında arkasında bir varis bırakmasıydı. O ayrıldıktan yaklaşık üç ay sonra bir sabah Macmillian Malikanesin'den gelen bağırtı sesleri ile tüm Godric Hallow ayağa kalktı. Gellert o zamanlar ismi pek duyulamamış bir kara büyücü idi. Ama Henry Macmillian için kara büyücü olması yeterliydi. Elissa'yı yerde sürükleyerek evden attı ve evlatlıktan red etti. O günden sonra onu bir daha hiç görmedim. Macmillian Soyağacı'na bakabilirsiniz Mrs Weasley. Adını bulamazsınız çünkü o günden sonra soyağacından silindi. Birkaç gün sonra ev cininin ağzından hamile olduğu bilgisi kaçtı. Bu o zamanların Godric Hallow'u için oldukça büyük bir trajediydi. Ancak birkaç ay sonra unutup gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sil Baştan (Tom Riddle Fanfic)
FanfictionDerler ki, burada bir kelebek kanat çırpsa Atlantik'te bir fırtınaya neden olabilir. Tüm Dünya'nın seyrini değiştirebilir. İşte o da bir kelebek misali tüm Dünya'nın kaderini yeniden çizdi. 1937 yılında her genç büyücünün eline bir mektup ulaşmıştı...