-25-

3.7K 285 60
                                    

Olivia, derin bir nefes aldı ve çaprazında duran pencereden dışarı baktı. Havalar soğumuştu. Ağaçlar sararmış yapraklarını dökmüştü. Kuşlar daha sıcak mekanlara göç edeli bir bilemedin iki ay geçmişti.
Olivia, soğuğu sevmezdi. Hayatı boyunca soğuk bir yatak, soğuk yiyecekler, soğuk insanlar... Yine de ağaçları o sarımtrak yapraklarını seviyor, onların doğaya ayrı bir muhteşemlik kattığını düşünüyordu.
Olivia Dawson, tuhaf bir kızdı. Onu bu hale yaşadığı acılar mı getirmişti ya da ezelden beridir böyle miydi kimse bilemezdi. İçinde yaşadığı hayatın soğukluğuna rağmen sıcaklığı seven bir tipti. Belki bu da iskanlar duruşunun bir tescilcisiydi.
Olivia, tekrar derin bir nefes aldı. Tom'a dedikleri ve gencin yüz ifadesindeki değişimi hatırladıkça yüreği daralıyordu. Olanlara hala inanamamakla birlikte Tom'u bu zor ikilemde bıraktığından dolayı kendinden nefret ediyordu. Bu ikilemin sonucunu oldukça iyi biliyordu. Tom için o bir seçenek değildi. Koşar adım ilerlediği geleceğinde çarptığı küçük bir taş parçasıydı. Ve Olivia o taş parçasını geçememesi için dua ediyordu. Tom'un bir katil olacağı düşüncesi nefesini kesiyor, ona kendini siper ederken olacakları engellemek istiyordu. Bu ona duyduğu bir saygı mı yoksa sevgi mi bilmiyordu. Ama tek bir şeyden emindi. Tom Marvolo Riddle'a değer veriyordu.
O geceden sonra bu konu hakkında tek bir kelime dahi konuşmamışlardı. Tıpkı eskisi gibi İhtiyaç Odası'nda birlikte ders yapıyor daha sonra da birbirlerini tanımamazlıktan geliyorlardı. En azından çalışıyorlardı. Çünkü Tom Riddle'ı görmemezlikten gelmek için kör olmak gerekirdi. Etrafa ben buradayım etkisi yaratıyordu. Bunu başarıları ve kendinde yarattığı o gizem sağlıyordu. Olivia ise o gizemin ne olduğunu çok iyi biliyordu.

Sırlar Odası'na o geceden sonra bir daha hiç giremedi. Ne yaratığı görmüştü ne de girişi öğrenebilmişti. Bu yüzden hafızasını defalarca zorlamış ama boş bir levhadan başka bir şeye erişememişti. Defalarca Tom'u takip ederek bu bilgiye ulaşmaya çalışmış ama her defasında başarısız olmuştu. Tom Riddle'ın sinsi olduğunu biliyordu. Onu oraya götürmüş ancak girişi göstermemişti. Bu da Dippet veya herhangi bir öğretmene onu ihbar etmesi durumunda kendi başının derde gireceğine işaretti. Bu konuda suçluluk duyuyor Tom'un yaraladığı kurbanlara üstü kapalı yardımlarda bulunuyordu.
En azından biraz olsun içim rahatlıyor, diye düşündü.
Kafasını masaya dayadı. Kütüphane penceresinden giren ışık yüzüne çarpıyordu. Bu sessizlik hissi vücudunu gevşetiyor, derin bir uyku için göz kapaklarına işkence etmesine neden oluyordu.

Kütüphanenin sessizliğini kapının açılış sesi bozdu. Ayakkabılarından çıkan sesler dışında ses çıkarmamaya olabildiğince özen gösteriyordu. Dışarıdan bakan biri saygılı, yakışıklı bir genç olarak görürdü onu. Ne var ki içinde kopan fırtınalar tam tersiydi.

Gözleriyle kitap raflarını tararken ellerini raflarda gezdiriyordu. Ne aradığını bilir bir hali vardı ancak bunu belli etmemeye özen gösteriyordu. Kibri kitaplardan bile hissedilebiliyordu.
Eğildi ve bir kitap raftan. Kalın ve siyah kapalı bir kitaptı çektiği. Daha sonra bunu birkaç kez daha tekrarladı ve üç ayrı kitapla masalara doğru ilerledi. Ne var ki masalara ulaştığında durdu. Öyle durdu ki sanki zaman bir anda yavaşladı çünkü tek bir mimiği dahi hareket etmemişti. Yeşil gözleri doğrudan uyuyakalan Olivia'ya kitlenmişti.

Birkaç uzun dakikadan sonra hareket etmeyi başardı ve kızın tam önünde duran sandalyeyi onu rahatsız etmeyecek bir biçimde çekti. Sandalyeye oturduğunda kızın kahverengi saçlarının alnından yanaklarına doğru düştüğünü gördü. Saçları yüzünü örtüyordu ve Tom bundan hoşlanmadı. Kızın önüne düşen bir tutam saçı aldı asasıyla havaya kaldırdı ve onu uyandırmadan yüzünü ortaya çıkarmış oldu.

Ona uzun uzun baktı. Olivia'yı hiç bu kadar yakından incelememişti. Aslında başlarda onun için yaşamaması gereken bir canlı varlık iken şimdi kendisinden uzak tutmaya çalıştığı tehlikeli bir varlığa dönüşmüştü.

Sil Baştan (Tom Riddle Fanfic)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin