-32-

2.9K 236 102
                                    

Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür yani insan unutur ama bir koku, bir tat, bir dokunuş, insanı o anı tekrar yaşatabilir. Olivia, bir haftadır tam da bunu yaşıyordu. Gezdiği her yerde Tom ile olan anılarını hatırlıyordu. Tartıştıkları anılara gülüyor, el ele tutuştukları koridorlarda yürüyordu. Bazen derslerde onunla karşılaşsa da çocuk onu görmezden geliyordu. Pişmanlığın kıyısındaydı ama yolundan dönemezdi. O kendi yolundan dönerse biliyordu ki gelecekte Tom'un ölüsüne yas tutuyor olacaktı. Onu yolundan vazgeçirmek için şimdi ne gerekiyorsa yapacaktı. Onun zarar görmesine izin vermeyecekti.

Derin bir nefes aldı ve karanlık sanatlara karşı savunma kitabının kapağını kapatarak oturduğu pencere pervazına başını yasladı. Onu öyle özlemişti ki. Acaba o da bunları hissediyor muydu diye düşündü içinden. Yoksa hala eskisi gibi mi olacaklardı? Tekrar yalnız mı kalacaktı?  -Kitabın arasından annesinin kitaptan yırtmış olduğu fotoğrafını çıkardı-

-Sen olsan ne yapardın, diye sordu sanki onu duyabilecekmiş gibi. Sana o kadar ihtiyacım var ki? Keşke biraz daha dayanabilseydin, onun seni kurtarabileceği kadar dayanabilseydin...

Nefesini dışarı verdi ve pencereden dışarı baktı. Geniş ağaçların arasında birlikte yürüyen iki genci farketti. Bunlar Penny ve Winky idi. İkisi de oldukça heyecanlı görünüyordu.

-Görünüşe bakılırsa en azından içimizden bazıları mutlu olarak okuldan ayrılacak, dedi kendi kendine. Onlar adına gülümseyerek oturduğu pencere pervazından kalktı ve geniş koridorda ilerledi. Yürürken kendi geleceğini düşündü. Tom olsa da olmasa da St. Mungo'da eğitimlere katılacaktı ve bir şifacı olacaktı. İki gün önce St. Mungo'ya gitmiş ve eğitim, maaş konusunda konuşmuştu. Bir yıl süren bir eğitimin sonunda şifacı olarak St. Mungo da çalışabiliyordun. Stajyerlik sürecinde ise şifacı maaşının yarısını veriyorlardı ki bu bir ev bulmasına yeterdi. Kendisi için kurduğu tek hayal bundan ibaretti.

Geniş koridorda bulunan kapının açılmasıyla irkildi. Kapı aynı anda sertçe kapandı ve Olivia Dippet'in odasından çıkan Tom ile burun buruna geldi. Sinirden soluk soluğa kalmıştı. Gözlerindeki alevi durduğu yerden görebiliyordu. Tom, genç kızı farkettiğinde birkaç dakikalığına ona odaklandı. Sanki bir şey anlatacak gibiydi, olanları anlatıp yardım isteyecek gibi ama onun yerine sertçe soludu ve koridorda Olivia'nın tersi yönde ilerlemeye başladı.

Bu Olivia için bardağı taşıran son damla olmuştu.

-Tom, bekle! Koşar adım arkasından gitti.

-Ne var! Dedi çocuk adımlarını yavaşlatmayarak.

-Dippet teklifine ne dedi?

-Bundan sana ne! Bir hafta önce beni terkedip gitmedin mi?

-Be.. ben mi seni terkettim? Sana seçenek tanıdım ben seni terketmedim.

Çocuk olduğu yerde durdu ve arkasını hışımla döndü. 

-Ben buyum. Senin hayallerini değiştir desem benim için bunu yapar mıydın, Olivia?

-Bu, bir hayal değil, bu senin intiharın ve ben göz göre göre ölmene izin veremem.

-Benim hayatıma karışma, Olivia.

-Öyle mi, sen benimkine karışıyorsun, sadece hayatıma değil, tercihlerime, geleceğime.. Senin gelecekteki kocan olacağım, bu sözü söyleyen ben değildim, Tom.

Genç adam, gözlerini kırpmadan kıza bakıyordu. Bakışlarında özlem, acı ve öfke vardı. Ona sinirliydi.

-Dippet... Ne dedi?

-Reddetti, dedi tek düze bir sesle genç.

-Neden?

-Bunun için yeterli olmadığımı düşündü ve birkaç sene sonra yeniden gel dedi.

Sil Baştan (Tom Riddle Fanfic)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin