-14-

3.7K 302 150
                                    

İkinci kat kızlar tuvaleti koca bir kahkaha ile inledi.

-O küçük beyninle ne saçmalıyorsun?

Olivia kendini savunurcasına birkaç adım atarak Tom'a yaklaştı.

-Bana yalan söyleme, Tom. Artık seni çok iyi çözdüm. Sen yalancısın, bencilsin ve kalpsizsin.

-Hakkımda ne güzel şeyler düşünüyormuşsun, Olivia?! dedi tiz bir sesle. Sinirlendiğini gözbebeklerinden anlamıştı Olivia. Yeşilimtrak renk artık koyu kırmızıydı. Kan kırmızısı gibi dedi içinden.

-Eğer yalan değilse o sürünen şey neydi? Biri tam arkamda tısladı ve o konuştuğun.. Farkında mısın bilmiyorum ama başka bir dilde konuştun sen.

Tom, derin bir nefes aldı. Aklında neler döndüğünü düşündü Olivia.

-Mrtyle'ı öldürecek miydin?

Tom sessiz kalmayı sürdüyordu.

-Sana soruyorum Merlin'in cezası. Bir katil olacaktın sen. Bunun anlamını biliyor musun?

-Saçmalıyorsun Olivia.

-Be.. Ben mi saçmalıyorum. -Ellerini iki yana açarak pes etti. - Tamam. Ben saçmalıyorum. Dumbledore Sırlar Odası'nın varisinin sen olduğunu öğrenince bakalım kim saçmalıyor olacak?!

Tom'u iterek tuvaletin kapısından çıkacakken Tom onu kolundan tuttu. Daha ne olduğunu anlamadan derin bir oyuktan aşağı düşüyorlardı. Tuvaletin tavanı giderek görüş alanından çıkarken-Tom'un tam üstünde durduğunu fark etti. Yüzünü göremiyordu. Ama sinirli olduğunu aldığı sık soluklardan anlayabiliyordu. Beyni hala onun bir katil adayı olduğunu sayıklarken korku tüm bedenini ele geçiriyordu.

Sırtı zemine çarptığında dudaklarından küçük bir inilti çıktı. Zeminde ne duruyorsa sırtına batıyordu.

Tom, koluyla kendine destek vererek bedenini ondan birkaç santim uzaklaştırdı. Şimdi ise gözleri korkuyla gözlerini sımsıkı yummuş Olivia'yı görüyordu.

-Gözünü aç, dedi emredercesine.

-Neden? Önceki kurbanların gibi taş kesilmem için mi ?!

-Eğer, Basilisk burada olsaydı ve tam karşında dursaydı sadece gözüne bakman ölmen için yeterli olurdu. Ama hayır, şuan ölmeyeceksin. Şimdilik, dedi ve Olivia'nın üzerinden kalktı. Olivia, birkaç saniye Tom'un zeminde katur kutur ederek ilerleyen ayak seslerini dinledi. Sonrasında yavaşça gözlerini açtı. Yattığı zeminden doğruldu ve gözlerini zemine dikti.

-Bu.. Bu.. İskelet bunlar...

Oturduğu zeminden hızla kalkarken bir çıkış yolu aradı gözleri. Ama onun yerine gözlerini kendisine dikmiş bakan Tom'u gördü.

-Sen bir katilsin. Öldürdüklerini buraya mı atıyorsun?

-Sen de bir aptalsın. Beşinci sınıf öğrencisi bu kadar hayvanı öldürebilir mi?

-Hayvan mı? Dedi Olivia şaşırarak.

-Belki fark etmedin ama. Basilisk bir yılan. Ne yemesini bekliyordun? Şimdi çeneni kapat ve beni takip et. Geldiğin günden beri bana yeterince ayak bağı oldun zaten.

Tom arkasını döndü ve karanlık koridorda ilerlemeye başladı. Olivia ise bir çıkış yolu aradı. Tepedeki tavan çoktan kapanmıştı. Gözleri nemli duvalarda gezindi. Ama yoktu.

-Buradan ben istemeden çıkamazsın. Takip et beni! Dedi Tom bağırarak. Karanlık koridorda kaybolurken Olivia yanlız kalacağını anladı. O yaratıkla aynı yerde tek başına duramazdı. İnadını bir kenara bırakarak Tom'un arkasından koşarcasına ilerledi.

Sil Baştan (Tom Riddle Fanfic)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin