-Biftek güzel görünüyor.
-Evet, gerçekten le...
Kız, gözlerini birkaç kez inanamayarak açıp kapadı. Karşısında saydam bir adam duruyordu. Daha doğrusu bir hayalete benzediğine yemin edebilirdi.
-Sen hayaletsin?!
-Ah, Tatlım tabii ki öyleyim.
Hayalet masanın ortasında yükseldi.
-Selam Nick.
-Marlow! Tatilin nasıl geçti?
-Her zamanki gibi Bosna'daki teyzemi ziyarete gittim, dedi omuz silkerek. Önünde duran pudingten bir kaşık daha aldı.
-Hey, Nick! Bu Olivia. Ilvermorny'den geldi.
Hayalet uçarak yaklaştı. Olivia ise hala yaşadığı şokla Nick'i izlemekteydi.
-Sir Nicholas de Mimsy...
-Nasıl? Senin ismin Neredeyse Kafasız Nick değil miydi?
Damon, çatalını sorarcasına ona çevirmişti. Marlow gözlerini devirirken Danny, Damon'a baktı.
-Ciddi misin? Beş yıldır bu okuldasın ve bina hayalletinin gerçek ismini bilmiyor musun yani?
-Biliyorum. Neredeyse Kafasız Nick işte.
-Nick, hala bina değiştirme olasılığım var mı? Şu an Slytherin'e bile geçebilirim.
Bu sırada Dippet tekrar ayağa kalktı.
-Evet, hepimiz yedik içtik. Yeni öğrencimize 'merhaba' dedik.-Olivia'ya bakarak.' Son olarak bazı önemli detayları hatırlatmam gerekiyor. Son olaylardan sonra hepinizin daha dikkatli olmasını istiyorum. Özellikle koridorlarda dolanırken tek dolaşmamanız konusunda hepinizi uyarıyorum. Şimdi hepiniz doğru yataklarınıza!
Marlow, Olivia'yı bileğinden tutarak kalabalıkta kaybolmasını önledi. Kalabalığı yararak salondan çıktılar.
-Marlow, Dippet'in bahsettiği 'son olaylar' ne?
-Aslına bakarsan okula tam vaktinde geldin diyemem. Okul kapanma tehlikesi altında. Birkaç öğrenci nedeni bilinmeyen bir şekilde yaralandı. Ve hala kimin yaptığı bulunamadı. Anlayacağın yürüdüğün koridorlarda insanlara kasıtlı olarak zarar veren biri daha yürüyor. Hogwarts, sihir dünyasındaki en güvenli yerlerden biri. Ancak Hogwarts bile Sırlar Odası'nın varisini durdurmayı başaramıyor.
-Sırlar Odası mı?
-Aslında bir söylenti. Efsaneye göre Salazar Slytherin şatoda gizli bir oda inşa etmiş. Kendi hakiki varisi okula gelene kadar başka kimse açamasın diye de Sırlar Odasını mühürlemiş. mührünü ancak varis açabilecek, içerdeki dehşeti o dışarı salıverecek ve bununla sihir çalışmaya layık olmayanlardan okulu arındıracakmış.
-Sihir çalışmaya layık olmayanlar mı?
-Muggle kökenliler işte. Aslına bakarsan Slytherin'in yarısı Muggle kökenlilerden nefret ediyor. Sahi sen nesin? Yani safkan mısın? Çünkü seni okula bir seherbaz getirdi, biz de düşündük ki...
-Bir kara büyücü seni yaraladı. Öyle değil mi?
Danny ve Marlow ona sorar bakışlarla bakarken Olivia yutkundu. Konuştuklarından tek bir kelime dahi anlamamıştı. Tam ağzını açacakken bir şeyin altında hareket ettiğini fark etti. Kalabalığın arasında kalırken Marlow ve Danny yukarı doğru yükselmeye başladı.
-Meraklanma sadece merdivenler değişiyor. Biraz sonra tekrar eski haline döner. Üst katta seni bekleyeceğiz.
Olivia o zaman farketti. Konuşmaya o kadar dalmıştı ki etrafına bakamamıştı. Duvarlar portreler ile doluydu. Ve hepsi hareket ediyordu. Merdivenler ise kendi kendilerine değişiyordu. Bina tamamen sihirle doluydu. Görmediği, bilmediği daha neler vardı? Nefes kesiciydi. Hayretle etrafını izlerken kalabalıkta birinin onu bileğinden tuttuğunu fark etti. Daha arkasını dönemeden -Aiden'ın yaptığı gibi- bir anda kendini başka bir yerde buldu. Tam önünde ise ortak salonda gördüğü yeşil gözler duruyordu. Cisimlenmeden dolayı midesi bulanmıştı ama karşısındaki gencin hiç etkilenmediği apaçık ortadaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sil Baştan (Tom Riddle Fanfic)
FanfictionDerler ki, burada bir kelebek kanat çırpsa Atlantik'te bir fırtınaya neden olabilir. Tüm Dünya'nın seyrini değiştirebilir. İşte o da bir kelebek misali tüm Dünya'nın kaderini yeniden çizdi. 1937 yılında her genç büyücünün eline bir mektup ulaşmıştı...