Giremezsin

252 25 1
                                    

Fethi;

E: Artık eve git, Fethi. Kızı yalnız bırakma.

Başımı salladım.

F: Bekle biraz.

E: Of ya, sende Selin'den inat çıktın. Siz çocuk musunuz?

Eylem'e baktım.

F: Ama haklıyım.
E: Ona karar veremem, çünkü hâla ne olduğunu anlatmadın!
F: Selin ile Ateş'in aralarında bişey varmış.
E: Ne varmış?

Eylem'e baktım.

F: Kızım, biraz düşünsene. Ne olabilir acaba iki kişinin arasında ?

Eylem omuzunu kaldırdı.

E: Yani, aklıma birşey gelmiyor.
F: Eylem sen benden dalga mı geçiyorsun?
E: Hayır ! Sen biraz açık olsan diyorum.
F: İlişki! Sevgililermiş.

Eylem şaşkın bir halde bana bakıyordu.

E: Şaka yapıyorsun.
F: Hıhı, işim gücüm yok, şaka yapıyorum.
E: Ya, sen ne biçim konuşuyorsun benimle.
F: Biraz mantıklı konuşmanı istiyorum sadece, hayatım.
E: Fethi, Nazlı ile Ateşin ilişkisi yok muydu?

O anda aklıma Nazlı gelmişti. Haklıydı, Eylem. Onların kaç aydır gizli bir ilişkisi vardı. Yok artık, Nazlı'yı bırakıp Seline, benim kardeşimemi geçmiş?

F: Yok artık!
E: Bencede yok artık, buna gerçekten inanabiliyor musun?
F: Gerçektende inanamıyorum.
E: Bunlar, Erdem abiyi ayakta uyutmuş resmen!

Eylem'e baktım.

F: Bi dakika, komutanım ne alaka?
E: Of Fethi, mantıklı düşün. Erdem abi kesin bunları yakaladı veya anladı olayı, böylece Selin'i katmışlar bu yalana.

Hayran kalmıştım bu kızın zekasına.

F: Hiç böyle düşünmemiştim.
E: Evet, çünkü öfken sayesinde, düşünecek vakit yoktu ki.

Gülümsedim.

F: Ben o zaman eve gideyim.
E: Git.
F: Hadi görüşürüz, sevgilim.

Eylem'in başına öpücük kondurup, odasına gitmiştim. Orada üstümü giyinip, evden çıkmıştım.

Selin;

S: Aç şu telefonu!

Nazlı'yı kaç kez aramaya çalıştım, ama açmıyordu. İlk kez aradığımda çalmıştı, ama daha sonra galiba kapattı telefonunu.

Birşey mi oldu ki? Umarım olmamıştır.

Odama gidip pijamamı giyip, oturma odasına gittim. Abim yoktu bugün, umrumda bile değildi. Kendi kaybeder.

Telefonumu elime alıp Nazlı'yı yeniden aramaya çalıştım. Hâla kapalıydı. Telefonunu açtığında beni araması için ona mesaj attım. O sırada telefonuma mesaj gelmişti. Selim'di. Bilerek olmadığı halde, yüzümde bir gülümseme oluşmuştu. Kanım ona çok ısınmıştı, heleki bugün.

Selim;

Bu saatte ayakta mısın?

Selin;

Senin gibi 😉

Selim;

Benim işler güçler. Peki sen?

Selin;

Aa, peki. Ne zamandan beri işler mesajlamayla oluyormuş, Selim bey?

Selim;

Benim işler öyledir, Selin hanım.

Selin;

Öyle olsun.

Telefonumu kapatıp, televizyon izlemeye karar verdim. O sırada kapı çalmıştı. Saat 01:00. Bu saatte kim gelir ki?

Ayağa kalkıp, kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı yavaşça açıp kimin geldiğine baktığımda, abimi gördüm.

S: Ne işin var burda?

Abim güldü.

F: Hiç ya, öyle bi nasılsın diye bakmaya gelmiştim.
S: Tamam gördün hadi git.
F: Çekilde gireyim içeriye.

Bu sefer ben gülmüştüm.

S: Seni içeriye alacağımı düşünmüyorsun galiba, git Eylemde mi kalacaksın, Yavuzun yanında mı bilmiyorum. Bulursun sen bi çaresini.

F: Selin!

Birşey demeden kapıyı abimin yüzüne kapattım.

S: Bide içeriye alacağımı düşünüyor, salak.

Televizyonu kapatıp yatmaya gittim.

Geri Dönüş {SÖZ}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin