MULTİMEDİA: Karaca YILMAZ
ŞARKI: Kolera - Pespâye
34.Bölüm/ "Hendek atlatırsın mamuta, bir laf anlatamazsın ucuza."
🌈
"Devamsa kaprise dönecek dünyası fanusa,
Dönüşür en güzel düşler kabusa."🌈
Oynayarak biricik sınıfımın zeminde ilerlerken içimde ki enerjiyi bir yerlere kepçe yoluyla boşaltmak, yanardağ gibi şişip kızıl lavımı etrafa bulaştırmak istiyordum.
Çok bir şey istemiyordum canım. Az buçuk yerine getirilebilecek şeylerdi, ya da değildi. Ne önemi vardı ki? Kankam olan gökkuşağı altı cüceleriyle bir dakikamızı almazdı bunları gerçekleştirip eylemek dökmek. En nihayetinde onlara gökkuşağının altında ki hazineyi bulma konusunda epey yardımım dokunmuş, yüzlerini güldürmüştüm.
Vefasız yaratıklara benzemiyorlardı. Benzeseler bile kaç yazardı ki? Bir kaç lafıma bakardı gözlerini korkutup bana yardım etmelerini sağlamak. Bu husus en kolayı, en zahmetsiziydi.
Hem bu aralarda kepçeciğim görevini yerine getirirken etrafına bir sürü insan toplanır ve işsiz gibi kepçemi izlerlerdi. Hatta bazıları videoya bile çekerdi kepçemi. Türk milleti değil miyiz sonuçta, bayılıyoruz iş makinelerini izlemeye.
Onlar oralarda vakit geçire dursun; Biz kankam cücelerle rahatça hayallerimi gerçekle birleştirir, ipin ucuna sıkı bir düğüm atardık. Gelsin danslar, şıkkıdı şıkkıdı oynayıp bel kıvırmalar derken de onları dansöz yapıp köşeyi dönerdim.
Bence değişik fantezilerimi doğal afetlerle birleştirip uzayda ki kanunların yeniden yazılmasını sağlayabilirdim. Yetmedi iş birliğimize böcükleri de katar, dünyanın baştan var olmasına sebep olurduk.
Böylelikle paraya para demez, herkes sözüme itaat edip emirlerimize uyarken paraya money derdik.
Mantıklı, hem de çok.
Barut çoktan ateşlenmiş, ipin ucunda sarı bir alev belirirken fikirlerim havai fişek gibi zihnimden ihtilal ederek, gerçeğe dökülmek üzereydi.
Dünya için çok tehlikeli bir adım olsa da benim munzurluklarım için çok güzel bir adımdı.
Bu konu hakkında sık eleyip çok düşünmek, gidip dere, tepe, dağlarla iletişime geçmek gerekiyordu. Elimi çabuk tutmalı, ihaleyi başkalarına kaptırmamalıydım.
Yoksa mahvolur, kahrolur, kendimi şarj aleti kablosuyla boğup öldürmeye çalışırdım. Mazallah!
Akıllı tahtanın önüne gelmemle adımlarım duraksarken ellerimi havaya kaldırarak olduğum yerde gerinmiş, kocaman esnemiştim.
Vel hasıl her zaman olduğu, her zaman olacağı gibi, daimi ve daima uykum vardı. Anlayan anladı zaten, daha fazla açıklamaya gerek yok çocuklar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK OLSUN
Humor- Bir lise hikayesidir - Birbirlerini deniz kenarında dinazor kovalar gibi kovalayan düşünceler, ilginç fikirler. Okul zaten toptan deli. Müdürümüz türk filmlerine merak sarmış, tüm gün boyunca çay ve susamlı kurabiye yiyerek film izlemeye bayılıy...