AO 30.Bölüm "Ben böyle sistemin ağzına haşlanmış yumurta sokayım."

1.6K 108 85
                                    

MULTİMEDİA: Karaca YILMAZ (Mood, yıkılmadım ayaktayım dhhejswj)

ŞARKI: kahraman deniz - sevsem

30.Bölüm/ "Ben böyle sistemin ağzına haşlanmış yumurta sokayım."

🌈

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🌈

Kalemimi sinirle, bir kaç saattir beni uğraştıran sorunun tam çatının ortasına sapladığımda omuzlarımı geriye doğru atmış ve "Yetti gari," diye bağırmıştım.

Sinirlerim tel tel olmuş, kaynatılan şerbetin üzerine dökülmesini bekliyordu.

Bizim kızların bakışları çözdükleri sorulardan ahenkli bir şekilde bana doğru çevrilirken ikisine de ayrı ayrı dil çıkarmış ve kendi dünyamda yaşadığım, kaos bulutlarının üzerinden eksik olmadığı şelalenin tam ortasında sinirimi yaşamaya devam etmiştim.

Ellerimi sinirle masaya vurduğumda, hiddetle soluyan burun deliklerim tünel gibi açılmış, arabalar kapış kapış oradan geçmeye başlamıştı.

Bu kapışmanın sonucu ise bir sürü zincirleme kazaya yol açmaktan geçiyordu. Tünel, araba hurdalarıyla dolmuştu.

Önüme gelen saçlarım hiddetli soluklarım sayesinde havalanıyor, görüş alanım açılırken yüzüm, en çok da çene kemiklerim bu sıcak buğunun esiri oluyordu.

Her taraf sımsıcaktı. Nefeslerim nefeslerime karışıyor ve ben bu harabenin içinde savunmasızca, bir başına kalıyordum.

Yüzümden akan sicim sicim terler en son durak olarak çene kemiğine karışırken, bazen rotalarını artırıyor ve eksenden aşağıya süzülüyorlardı

Sıcaktan nefes alamadığımı, kalbimin sıkıştığını hissederken "Yanıyom," diye bağırdım. Sıcak nefeslerimin buğusu birbirini yarıyor, ortada oluşan kara delikte ise benim vücudum kavruluyordu.

"Gerizekalı," diye mırıldanan kara böcük sağ tarafımdan bana doğru uzanıp enseme şaplağı geçirdiğinde oturduğum sandalyeyle beraber bulunduğum yerde ileri geri sallanmıştım.

Sandalyeden gıcırdıya benzeyen sesler yükselirken, sallanan sandalyeliğe terfi etmeye çalışmıştı. Fakat onu da eline yüzüne buruşturup, kızak gibi halıda kayarak masadan uzaklaşmıştı.

Hayaller dünyasında yaşarken kabuslar dünyasına geçiş yapmıştım sanki. Ayağımın altında ki rengarenk çiçekler sonsuza kadar karanlığa mahkum kalmıştı.

"Lan, cidden nefes alamıyorum," diye telaşla bağırıp deli gibi öksürmeye başladığımda elimi boğazıma götürmüş, sallanan sandalyeyi dizginlemeye çalışıyordum.

Bir ileri, bir geri.

Beynim allak bullak olmuştu.

Nefes almakla mı uğraşacaktım, yoksa sallanırken çalkalanan beynimin kusmaması için amuda mı kalkacaktım?

AŞK OLSUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin