20. bölüm

2.5K 195 150
                                    

hilalbznn

Alec'ten:

Gece eve döndüğümde boş ve sessiz salona kısa bir bakış atıp odama yönelmiştim.

Onu kırıp döktüğümün farkındaydım ama doğru olan buydu.

Bizim bir ilişkimiz olacağını düşünmesi baştan hataydı zaten. O daha ailesine gay olduğunu itiraf edememişti. Şimdi çıkıp ben bir büyücü ile birlikteyim diyemezdi. Annesi ararken saygı duruşuna geçen birisinden bunu yapmasını nasıl bekleyebilirdim ki?

Ve ben kendime baktığım zaman onunla bir gelecek göremiyordum. Başta o bir ölümlüydü, bir ilişkim olacaksa ölümlü birisi ile olmasını istemiyordum.

Bir saygınlığım vardı ve bunu bir gölge avcısı ile birlikte olarak kaybetmek istemiyordum.

Eminim Magnus da zamanla bunu anlayacaktır. Onu bu şekilde göndermiş olmak göğsümde bir ağırlığa neden olmuştu gerçi. Yanlış yaptığımı biliyordum ama hayatım boyunca kaç kere doğru şeyi yapmıştım ki?

Telefonum çalmaya başladığı zaman iç çekerek telefonu elime aldım. Izzy arıyordu.

"Efendim cadı, ne oldu da bu saatte beni arıyorsun?"

"Dün gece Magnus yanına gelmiş diye duydum, Madzie biraz bir şeyler çıtlattı. Rahatsız etmemek için aramadım ama ayrıntıları merak etmiyor da değilim."

"Bokluk yapmam dışında her şey normaldi."

"Bokluk yapmak senin işin zaten. Ne yaptın söyle hadi."

"Ona normal birisiymiş gibi davrandım."

"Ben yanlış mı duydum az önce?"

"Izzy kendin diyorsun, ailesinin tavrını bana sen anlattın. O yüzden uzak durmak zorunda hissettim kendimi hep."

"O zaman tümden uzak dursaydın! Ah Alec ah, kardeşim olmasan sana öyle çok kızacağım ki."

"Izzy sen Clary'i arayıp çaktırmadan Magnus nasıl diye sorsan nasıl olur?"

"Niye umurunda ki? Belli ki onu başından def ederken pek umrunda olmamış."

"Izzy! Arayacak mısın aramayacak mısın sen onu söyle."

"Ararım. Ya ben seni anlamıyorum cidden."

"Izzy lütfen..."

"Hayır sen ilk gördüğün andan beri Magnus'a kafayı takmadın mı? Bana sürekli onun hakkında sorular sorup duruyorsun değil mi? Neden şimdi birden değiştin?"

"Izzy sen sadece Clary'i arayıp Magnus'un durumunu öğrenir misin?"

"Üzgünse ne yapacaksın Alec? Ah üzülme Magnus, seni benden daha iyi kullanıp atacak insanlar da olacak bu ne ki? Deyip ona teselli mi vereceksin? Gerçi sen bu işte çığır açtın orası ayrı bir gerçek."

"Sen kimin tarafındasın?"

"Tabiki Magnus'un!" Dedi sinirle çıkışarak. "Ah beni deli ediyorsun. Daha geçen gün bana gelmiş Izzy sence onu hangi restoranta götürmem gerekiyor diye soran sen değil miydin?"

"Artık kapatacak mısın telefonu?" Dediğimde iç çekerek telefonu yüzüme kapamıştı.

Cidden onun üzgün olduğunu öğrenirsem ne değişecekti ki? Zamanı geri mi alacaktım?

Magnus üzgünüm ben çok şerefsiz birisiyim seni kullanmadım ama kullanmış gibi yaptım çünkü korkak bir pisliğim ve bir ilişki istemiyorum. Özellikle ailesinden gay olduğunu dahi saklayan bir gölge avcısı ile olmak, istediğim son şey.

Cidden istediğim son şey bu muydu?

Izzy'nin aramasını beklerken dün geceyi düşünüyordum. Ona gereğinden fazla sert davranmış olmama rağmen umursamamıştı.

Sabah ona iyi davranmak isteyen tarafım ile onu göndermeyi isteyen tarafım ölümüne savaş vermişti. Uykusunda onu beş dakika boyunca izleyip en sonunda ani bir kararla yanından kalkmayı başarabilmiştim.

Kendimi bir şerefsiz gibi göstermede üstüme yoktu.

Telefonum çaldığı anda hızlıca cevapla kısmına bastım.

"Durum ne?"

"Pek iyi değil sanırım." Dedi Iz iç çekerek. "Clary ile genel konuşurken Magnus'tan konu açıldı. Sabahtan beri odasından çıkmadığını söyledi. Catarina ile konuşuyormuş tek. Akşam da göreve gittikleri zaman onu oldukça mutsuz görmüş. Ama dediğine göre Magnus annesi geldiği zamanlar her zaman mutsuz görünüyormuş filan. Üzüldüm çünkü hem senden hem de ailesinden ayrı ayrı darbe yemiş durumda. ÇÜNKÜ SEN TAM BİR ŞEREFSİZ GİBİ DAVRANDIN!"

"Izzy üstüme gelmeyi kesecek misin?"

"Üç gün önce bana Bakir birisi ile nasıl birlikte olacağım diye soran sen değil miydin canım abicim."

"Tamam oldum işte, yani olabiliyormuşum görmüş oldum."

"Şerefsizsin, ciddiyim. Magnus sana fazla gelirdi zaten. Sen git eski kırıkların ile takılmaya devam et."

"Izzy anlamıyorsun, onun hayatı en fazla ne kadar sürecek sanıyorsun? Ya da ailesi buna izin verecek mi? Liseli aşıklar gibi hayal edebiliyor musun beni? Ya da onun ailesinin yanına gidip konuşma filan yaptığımı düşünsene. Ben zora gelemem, özgürlüğüme düşkün birisiyim."

"Korkağım deme şeklin bu senin. Ne zamandır bu kadar korkak birisi oldun sen? Önceden daha cesur şeyler yapardın."

"Ailesinden çekinmiyorum, onun zor durumda kalmasını istemiyorum yalnızca."

"Burada ağlamam filan mı gerekiyor acaba? Ne kadar düşünceli bir insansın sen abicim. SEN BENİMLE DALGA MI GEÇİYORSUN ALEXANDER GİDEON LİGHTWOOD. GÖRÜRSÜN BİRKAÇ GÜN SONRA PİŞMAN OLDUĞUN ZAMAN KAPIMDA AĞLAMA."

"Izzy sen mi konuşuyorsun yoksa içine Magnus mu kaçtı?"

"Bazen seni tanımakta zorluk çekiyorum Alec. Ne zaman insanları bu kadar kolay kıracak birisine dönüştün sen? Magnus karşına çıkan en güzel şey olabilirdi ve sen bu şansı çöpe attın."

"Karşıma daha iyileri de çıkacaktır Izzy, abartmayı kesmelisin."

Bunu dediğim zaman adeta kahkaha atmıştı.

"Gözlerin kör ve kulakların sağır olduğu zaman daha iyisini bulursun aynen. Kapatıyorum ben telefonu, seninle konuşmak zeka seviyemi aşağı çekiyor çünkü."

Telefonu yüzüme kapamıştı. Bana bunları diyen kızın Raphael ile 20 yıldır sevgili olmasına kaç puan acaba?

Her neyse bunları takmayacağım. Takmamam lazım.

Nedense kendim bile buna inanmamıştım.

...

Another WorldHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin