"Bu ev hoşuma gitti." Dedi Alec evi süzerken. "Küçük ama güzel bir ev."
"Alec ev o kadar da küçük değil."
"Bana göre küçük."
"Bizim enstitüde sadece bir odamız olduğunu unutuyorsun."
"Öyleydi değil mi?" Diyerek bana yaklaştı. "Evin dekorunu bana bırak, zevksizsin sen."
"Zevksiz mi?" Dedim alınmış gibi davranarak. "Sensin zevksiz."
"Bana bunu mu diyorsun cidden? Zevksizlik ve ben?"
"Her neyse, istediğin gibi dekore edebilirsin."
"Tabiki edeceğim ama ilk aşama olarak şunu yapmam lazım." elini havada salladı ve salonun ortasına bir yatak geldi.
"Salonun ortasında yatağı ne..." diyeceğim sıra beni aniden yatağa itti ve üstüme çıktı.
"Evin kirasını ben ödedim ve eşyaları da ben getireceğim. Senden bir ön ödeme almadan eşyaları getirmem."
"Çok çıkarcısın yine."
"Öyleyimdir."
Elimi onun ensesine atıp parmaklarımı saç tellerinin arasına yerleştirdim.
Onun en büyük zaaflarından birisi saçlarıyla oynanmasıydı. Hem onu tahrik etmek için hem de sinirli olduğu zaman sakinleştirmek için saçları ile oynuyordum.
"Her mobilya için bir öpücük." Dedi dudağını yalayarak.
"Tamam başla."
"Mobilyanın önemine göre öpücüğün süresi uzar haberin olsun."
"Anlaştık."
Dudaklarını dudaklarıma bastırdı ve birkaç saniye sonra geri çekildi. Sonrasında yan tarafa küçük bir sehpa gelmişti.
İkinci sefer dudaklarını dudaklarıma bastırdı ve bir öncekinden daha uzun süre beni öpüp geriye çekildi. Bu sefer de salona bir masa gelmişti.
"Bu böyle olmayacak." Deyip onu üstümden ittim ve hızlıca üstüne çıktım. "Ben hızlıca ödemeyi yapsam ve sen eşyaları komple getirsen nasıl olur?"
"Hayır diyemem."
"Ne zaman hayır dedin ki?"
Üstümdeki tişörtü hızlıca çekip aldım ve onun üstüne uzanıp dudaklarımı dudaklarına kenetledim. Dilimi dudakları arasında kaydırıp ağzının içinde dilimi gezdirmeye başladığımda inleyip geri çekildi.
"Çok iyisin."
"Çünkü öğretmenim çok sapık."
Beni tekrar kendine çekip dudaklarımızı birleştirdi. Onu öperken bilerek ve isteyerek dudaklarına küçücük iniltiler bırakıyordum çünkü bu onu son derece tatmin ediyordu.
O an bir elini sertçe saçlarıma geçirdi ve diğer eli kalçamı kavrayıp sıkmaya başladı.
"Ben bu yaptıklarından sonra tüm mal varlığımı üstüne bile yaparım." Dedi dudaklarımdan biraz uzaklaşarak. "Çok ucuza ikna oldun."
"Gözüm pek yükseklerde değil benim."
Kalçamda duran eli beni kendine bastırmaya başladığında gülümseyip tekrar dudaklarına yapıştım.
Saçıma geçirdiği elini de diğer kalçama koydu.
"Ne zaman olaya gireceğiz? Dayanabilecek halde değilim." Dedim geri çekilip yutkunarak.