Alec:
"Sürekli onu düşünmek kafa yapıyor mu?"
"Dalga geçme Izzy."
"Bir saattir öylece duvarı izliyorsun, aklından neler geçiyor?"
"Kafamı nasıl dağıtsam diye düşünüyorum ve bence Raphael'i güneşte kızartmak mükemmel bir yol."
"Sevgilimden uzak dur. Ayrıca birazdan beni almaya gelecek ve birlikte dışarı çıkacağız."
Sinirle iç çektim ve onu süzmeye başladım.
"O salak yüzünden süslendin demek..."
"Hayır kendim için süslendim. Kızlar kendileri için süslenirler çünkü."
O bunu dediği sıra kapı çalmaya başlamıştı.
"Geldi benimki."
Izzy'den önce hamle yapıp büyümle kapıyı açtım.
"Raphael, gelsene içeriye." Dedim sırıtarak. Raph ile Izzy beş sene önce büyük bir kavga etmişlerdi ve o zamanlar ben Raphael'in canına okudum. O günden beri benden korkuyor.
"Biz çıksaydık."
"Gel dedim!"
Hızlıca içeriye girdiğinde Izzy ikaz dolu bakışlarını üstüme çevirmişti.
"Nasıl gidiyor hayatın Raphael?"
"Güzel gidiyor. Dünyadaki insanların nesli tükenmediği sürece de iyi gidecek gibi duruyor."
"Vampir esprisi filan mı bu? Ayıp olmasın diye gülse miydim acaba?"
Bir şey demeden beni süzdü, gereksiz saçma bir ortam oluşmuştu salonda.
"Kardeşimi seviyor musun?"
"Anlamadım."
"Duydun soruyu, kardeşimi seviyor musun?"
"Bu sorunun cevabını Isabel çok iyi biliyor."
"Ben de duymak istiyorum."
"Alec..."
"Karışma Izzy! Sen de cevabı söyle."
"10 sene Alec, on sene. Birisini sevmeden onunla on sene geçirmezsin emin ol. Sen sevmediğin insanlarla bir dakikadan fazla aynı ortamda durmuyorsun mesela."
Haklıydı ama konumuz bu değildi.
"Sakın onu bir daha üzme."
"Buna söz veremem çünkü insanlar bazen kavga edebiliyor. Birbirlerini üzebiliyorlar. Önemli olan bunun üstesinden birlikte gelmek."
"Sen yine de onu üzmemeye bak. Yoksa bu sefer, geçenki seferden daha kötü şeyler yaparım sana."
...
Sokakta önümde yürüyen asalağı izlerken üstüne kocaman bir büyü topu atmamak için kendimi zor tutuyordum.
Ama ona zarar vermemem lazımdı, en azından şimdilik.
Sokağın köşesini dönmesi ile onu tuttuğum gibi duvara yapıştırmıştım.
"Selam Matt, hiç yüz yüze konuşma şansımız olmamıştı değil mi?"
Birkaç saniye bana şaşkınca baktı ve sonrada sırıttı.
"Dostum, Magnus için kavga mı edeceğiz? Nerede bizim modernlik anlayışımız."
"Ben 800 yaşındayım, biraz gerikafalı olabilirim üzgünüm."
"Magnus seni istemiyor, bunu kabullen Alec. Adamı kullanıyorsun, bir kenara atıyorsun sonra da başkasını bulunca bir sahiplenmeler, ikna çabaları filan. Baştan yapacaktın bunları, iş işten geçtikten sonra böyle ağlamayacaksın."