"Gerçekten güzel geçmiş gecen." Dedi Alec yanına uzanırken. Babamla olanlardan sonra Alec'in yanına gelmiştim ve ona her şeyi anlatmıştım.
"Özellikle babamın annemi öptüğü kısım... nedensizce aklıma gelip duruyor."
"Bundan daha güzel ne olabilir biliyor musun? Benim seni öpmem." Diyerek üstüme uzanmıştı. Sonrasında dudakları dudaklarıma kapandı.
"Biraz yorgunum Alec." Dedim geriye çekilerek.
"İşte, alalım o yorgunluğu üstünden." Dedi eliyle yüzümü okşarken. Sonrasında bir eli aşağılara doğru indi ve pantolon kısmında elini durdurdu. "Magss, bence yorgunluğun geçmeye başlamıştır."
Eli yavaş yavaş hareket ederken dudaklarımı sıkıyordum.
"Sanmam geçeceğini."
"O zaman daha fazla yorayım seni ne dersin?"
Başımı hayır dercesine sallamış olsam da dinleyecek gibi durmuyordu.
"Özledim seni Mags, bayağı özledim hem de."
"Biliyorsun değil mi, sadece bir iki gün uzak kalıyoruz."
"Öyle mi? Bana bir yıl gibi geliyor o bir iki gün." Dudaklarını dudaklarımda hissettiğim zaman geriye çekilmeye çalıştım ama bana engel oldu.
"Çekilirsen daha sert olurum." Dizini kasıklarıma öyle sert bastırmıştı ki adeta yerimden sıçradım.
"Ta... tamam rahat duracağım."
"Güzel, rahat durman yararına olur. Yoksa... ben de rahat durmam ve ben rahat durmadığımda neler oluyor sen de biliyorsun."
Kafamı olumlu anlamda salladığım zaman beni tekrar öpmeye başlamıştı. Tam o anda bu ortamı telefon sesim böldü.
"Sikeyim, aç şu telefonu ve meşgul olduğunu söyle."
Başımı tamam dercesine sallayıp telefonu elime aldım ama ekranda Maggie yazısını görmemle ciddileşmem bir oldu.
"Kim arıyor?"
"Maggie."
"Ah... zamanlaması harika." Deyip yana çekilmişti Alec. Ben de hızlıca telefonu açtım.
"Efendim Maggie." Dedim beni neyin beklediğini tahmin etmeye çalışarak.
"Merhaba Magnus. Nasılsın?"
"İyiyim de bir sorun mu var? Sesin biraz farklı geliyor."
"Babamla konuştum ve bana olanları anlattı."
"Anladım..."
"Ben... senin adına çok üzüldüm Magnus. Yani, annenin seni babamdan koparması... gerçekten üzüldüm ve ben ne diyeceğimi pek bilmiyorum. Saçmalarsam affet."
"Sorun değil, devam et lütfen."
"Benim için hiç problem yok. Ben seni zaten gördüğüm andan beri çok seviyorum. Babam da nedensizce bu duruma çok sevindi. Aslında nedensizce değil, sonuçta bir oğlu olduğunu öğrendi. Ben aslında şey diyecektim, bir ara baş başa buluşup bir şeyler yapalım mı sana da uyarsa?"
"Uyar tabii ki. Çok sevinirim buna."
"Ah teşekkür ederim, ne yapıyorsun rahatsız etmedim umarım."
"Hayır hayır rahatsız etmedin." Dedim Alec'e bakarak. "Alec'le film izliyorduk."
"Tamam o zaman, siz devam edin filminize. Sonra görüşürüz."