Multimedya da Halim var 💜
Kapının sakince açılıp kapanmasıyla Emir ' in geldiğini anlamıştım. Bu durumda ondan başkası gelemezdi sonuçta.
Şimdi ne yapacaktım ?
Bakışlarımı yerden bir saniye bile ayırmadım. Ayıramadım. Düşmanım olan korku içime ilmek ilmek işlemişti. Beni yalnız bırakmayan bir o vardı. Herkes gitmiş bir o kalmıştı. Yaralı ruhumun vazgeçilmezi olmuştu. Yalnızlığımın , acizliğimin en büyük şahidiydi. Titremem dahada artmıştı. Bedenim titreşim moduna alınmış telefon gibiydi. Zangır zangır titriyordum. Elimden gelense koca bir hiç.
Görüş alanıma bir çift siyah ayakkabı girdi. Sıcaklığını boynumda hissettiğim elleri boynuma gerdanlık takıyordu. Tüm adetler hızla yerine getiriliyordu ama geç kalınan bir şey vardı. Rızamı almamışlardı. İşi bittikten sonra Emir , kadınların başıma örttüğü kırmızı örtüyü yavaşça çıkardı. Bitiyordum, yavaş yavaş tüketiyordu beni. Farkında bile değildi. Kim farkına varmıştıki o varsın. Öz ailemin ittiği bataklıkta çırpınıyordum. Oysa biliyordum , her çırpınışımda biraz daha batacağımı. Neydi bu çabam ?
Paramparça yüreğime birde bedenim eklenecekti. Bana dokunursa yaşayamazdım ben biliyordum. En garibi de budur ya öldüm der durur yinede yaşarsın. Yaşardım içim yana yana ciğerlerimi kanatan nefesi solurdum. Bedenimi oksijenle beslerdim peki ya ruhumu ? Onu ne yapacaktım ?
Kırmızı örtüyü oturduğum yatağın yan tarafına bıraktı.
Ellerinin yeni rotası çenemdi. İnatla kaldırmadığım kafamı yukarı kaldırdı. İşte şimdi göz gözeydik. Kahvenin en koyu olan gözlerindeki değişime şahit oldum. Gözleri açık kahveye doğru değişmişti sanki. Tehlikeyi çağrıştıran gözler merhametle parlıyordu. Ya da ben fazla saftım. Merhamet etse ben bu odada olur muydum ?
Bakışlarını gözlerimden bir saniye bile ayırmadan omuzlarımdan tutup kaldırdı. Sakin sakin kafasını boynuma yönlendirdi. Sonumun başlangıcıydı bu hareketi. Bir tekmede o atıyordu can çekişen bedenime.
İçimden bildiğim tüm duaları okuyordum. Kurtulmak istiyordum. Ama kaskatı kesilmiştim. Kıpırdayamıyordum. Bedenimin korku anında verdiği bir tepkiydi belkide. Elimi kaldırıp itmek istiyordum. Bağırıp çağırmak , uzak durmasını söylemek istiyordum ama yapamıyordum.
Sol elini belime sardı. Sağ elini yanağıma koydu. Kafası ise boynumla kulağım arasındaki boşluktaydı. Kokumu içine çekercesine derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
" ağlama delalamın ( güzelim ) dayanamıyorum, gözünden akan her damla hançer olup yüreğime saplanıyor "
Benim yüreğime saplanan saplanmıştı. Kimse umursamamıştı. Ölmüş birine yaşa demek kadar saçmaydı benim gözümde bu söyledikleri. Bu laflara kanmayalı uzun zaman olmuştu. Bir kez kandım bir daha asla !
Yanağımdaki elinin baş parmağıyla gözlerimden aktığını bile fark etmediğim yaşları sildi. Agzımı hafifçe araladım. Ağladığım için çatallaşan sesimle cevap verdim. Bana izin verilen tek şeyi yaptım içimden geçeni söyledim. Büyük bir yalanın girdabında kaybolan ben , aciz duygumu onunla paylaştım.
" korkuyorum "
Sesim fısıltıdan ibaretti ama beni duyduğuna emindim. Belimdeki elinin kasılmasıyla da hipotezimi doğrulamış oldum. Duymuştu. İlk defa içimdeki feryadı duyurmuştum. Yanağımdaki elini çekip kalbimin üzerine koydu. Ağzımdan fırlayacakmış gibi atan kalbimi artık oda hissediyordu. Anlamıyorlar mıydı her gün tükendiğimi ?
Önce Kadir sonra ailem sırtımdan vurmuştu. Şimdide karşımdaki yabancı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
M Ü B R E M |TAMAMLANDI |
RomanceAcı çektiğini gösteren bir sesle konuştu."Ben seni gönlüme yara ol diye sevmedim ki; canıma can, geceme güneş, kışıma yaz ol diye sevdim " Gözlerindeki acı yüreğimi kavurmaya yetmişti. Ama yaşadıklarım bir türlü peşimi bırakmıyordu. Güvenemiyordum...